O mektubu okuduğumda sanki daha önce yaşanan ama hatırlamadığım bir şeyler olduğu hissiyle yere yığıldım ve "o sendin!" diye titreyen sesimle güçlükle nefes almaya çalışıyordum.
O esnada mektubu getiren teyzem yani Siana Laur annemin bu dünyadaki en çok istediği şeyin beni koklamak olduğunu söylemişti.
Doğduğum gibi elinden almışlar beni, annemin içindeki o özlemi iliklerime kadar hissediyor gibiydim dünyamda eksik olan şey aslında hiçbir zaman görmediğim annemmiş, onun sevgisiymiş diyerek yutkundum ve ağlamaya başladım.
Duyduklarımı sindirdikten sonra Siana teyzem beni annemden çalan kişilerden uzaklaştırdı.Anlatacağı tonla bilmediğim şey olduğuna emindim o yüzden onun evine doğru yol aldık vardığımızda burada kalmam gerektiğini söyledi.
Üzgün gözlerle annemin yerini sormuştum ona, annem nerede? Siana teyze? annem nerede? ...Defalarca sormamın ardından bir cevap alabilmiş ama aldığım bu cevapla dehşete düşmüştüm çünkü annemin canlı canlı yakılmaya mahkum edildiğini öğrenmiştim.
Oysa görmediğim annemi görme umuduyla gözlerim yaşarırken cümlelerin bile tarif edemeyeceği ikinci bir acıyı yaşadım.
Bu çok daha farklıydı ellerim ve ayaklarım donmuştu gözlerimden akan yaşların sıcaklığını yüzümde hissediyordum.
5 kelimemdin anne özlem özlemdin.
Keşke yanımda olabilseydin özleminle kaybolan mucizenin yanında, biliyor musun anne?Acılar yaşadıkca olgunlaşır insan diyorlar, seni benden çalan bu yaşıma kadar sevgi kelimesini görmediğim kişiler bile acıtmamıştı şu aciz ruhuma ama senin asla olmayışının acısı olgunlaştırıyor beni.
Kalbimdeki kalbini ve ruhunu hissetmek için çırpınıyorum anne.
'O sırada Siana Laur teyzem annemin olduğu bir fotoğraf gösterdi....