prisoner of love, drarry.

nine.

bir yıl sonra bölüm atmak 🤝 ben

Kendi kitabım olmasına rağmen yazdıklarımı unuttuğum için kitabı baştan okuduktan sonra yeni bölüm yazmaya başladım. Siz de okumadan önce eski bölümlere göz atsanız iyi olur.

İyi okumalar!

•

Draco ve Harry, geçen sefer yarım bıraktıkları Mugglelarla ilgili olan ödeve devam etmek için derslerin bitiminde tekrar buluşacaklardı. Altın üçlü beraber Ortak Salon'a yürürken "Ben biraz geç gelirim." dedi Harry. "Biliyorsunuz, şu ödev şeysi. Tek seferde bitiremedik."

"Dediğim kitabı almış mıydın?" dedi Hermione çantasını sıkı sıkı tutarken.

"Hmhm."

Ortak Salon'dan içeri girdiler. Etraf sakindi, birkaç kişi dışında kimse yoktu. Harry, Ron ve Hermione'ye döndü.

"Siz ne yapacaksınız?"

"Ee, ben Pansy'le buluşacağım." dedi Hermione. Harry Ron'dan da bir yanıt almak için ona döndüğünde Hermione'ye ters bakışlar attığını görmeyi beklemiyordu.

"Ron?"

"Ben kütüphaneye gideceğim." dedi Ron. Harry bir süre öylece Ron'un yüzüne baktıktan sonra kendine gelip boğazını temizledi.

"Anlamadım, ne dedin?

"Kütüphane." dedi Ron tekrar. "Sana iyi dersler, Harry." Arkasını dönüp gitti. Tam kapıyı açacakken tekrar onlara döndü ve Hermione'ye bakıp gülümsedi. 

"Sana da Pansy'le iyi eğlenceler, Hermione."

Ron Ortak Salon'dan çıkıp kapıyı kapatır kapatmaz Harry Hermione'ye döndü. "Bu neydi şimdi? Kütüphaneye gideceğini söyledi Hermione, bildiğimiz kütüphane. Düşünebiliyor musun? Hem sanki birkaç gündür biraz garip gibi... "

"Sana öyle gelmiştir." dedi Hermione sert bir sesle. Ardından başka bir şey demeden üstünü değiştirmek için kızlar yatakhanesine çıktı.

Harry, Hermione'nin arkasından yukarıya çıkışını izledikten sonra derin bir nefes verip kendi yatakhanesine çıktı. Hızlıca üstüne bir şeyler giydi ve ihtiyacı olacağı kitapları çantasına tıkıp geri aşağı indi. Draco geçen seferki gibi onu Ortak Salon'da beklemiyordu anlaşılan. Belki kütüphanenin girişinde bekliyordur diyerek Ortak Salon'dan çıktı Harry. 

Draco kapının kenarında duruyordu.

"Neden içeride beklemedin?" diye sordu Harry, yavaş yavaş yürümeye başlamıştı.

Draco omuz silkti. "Ne fark eder? Her türlü bekletiyorsun beni." Sırıtıp saatini gösterdi. "Bu sefer 6 dakika beklettin. Kendini geliştiriyorsun Potter, aferin."

Harry kıkırdayıp tam Draco'ya cevap verecekken gözü yürüdükleri koridordaki cama ilişti. Bir anlık tereddüt ettikten sonra olduğu yerde durup Draco'ya döndü. "Bugün bahçede mi çalışsak?"

Harry'nin durmasıyla Draco da olduğu yerde durup yeşil gözlü oğlana döndü. "Bahçede mi?"

"Hmhm." dedi Harry camdan dışarıya bakarken. "Hava çok güzel."

Draco'dan bir yanıt alamayınca bakışlarını önüne çevirip yürümeye devam etti. "Boş versene, öylesine söyledim." Harry yürümeye devam ederken kolundan tutulup çekilmesiyle kaşlarını çatıp arkasına döndü.

"Ne oluyor?"

"Bahçeye çıkıyoruz." dedi Draco yönünü değiştirirken. Harry kolunu Draco'dan kurtarıp hafifçe gülümsedi.