"Al aşkım beni yanınaa,
dalmışım sarhoşluğunaa."Bora tezgahın üzerindeki doğrama tahtasının üstünde salatalıkları dikkatle doğrarken bir yandan da şarkılar mırıldanıyordu.
"Fatma teyze Altay reçel sever mi?" diye sorduğunda yaşlı kadın çayı demlemek için ocağın altını açarken kafasını salladı.
"İncir reçeli sever sadece dolapta vardı koy kaseye." dediğinde Bora kafasını sallayıp tahtanın üzerindeki salatalıkları avucu ile toplayıp tabağın içine koydu ve üzerine biraz pul biber serpti.
Ardından dolaba doğru ilerleyip kapağını açtı ve yan yana duran iki incir reçelinden birini alıp dolabın kapağını ayağıyla kapattı ve tekrar tezgaha doğru ilerledi.Reçel kavanozunun kapağını açıp önündeki küçük tabağın yarısına kadar pekmez koydu ve tekrar kapağını kapatıp kenara koydu.
"Fatma teyze sen çayları doldurursun,ben gidip babamı uyandırayım." dediğinde Fatma hanım elini önündeki önlüğe silip boynundan çıkardı.
"Yok oğlum ben gideyim, evladım hasta biliyorsun ona bakmam lazım tek kalmasın." diyerek önlüğü kenara astığında kısaca kafamı salladım.
"Tamam teyze nasıl istersen,bir şeye ihtiyacın olursa hep buradayım, buradayız biliyorsun." dediğinde kadın gülümseyerek çocuğun sırtını pat patladı.
Bora Fatma Hanım'ı kapıdan uğurlayıp adımlarını merdivene doğru çevirdi.
Bir yandan da kolundaki saate bakıyordu.Saat 9 olmuştu fakat Altay hala uyanmamıştı.Normalde asla bu saate kadar uyanmazdı.
Sarışın çatık kaşları ile merdivenleri hızlı hızlı çıkarak Altay'ın odasına doğru ilerledi.Odanın önüne geldiğinde kapalı olan siyah kapıyı yavaşça aralayıp içeri doğru girdi.
İçeri girer girmez gördüğü görüntü ile beyninde tehlike çanları çalmaya başlamıştı.
"Altay?"Altay yüzünü buruşturarak yatakta yatarken kalbine sanki yüzlerce iğne batıyormuş gibi hissediyordu.Çocuğun ince sesini duyduğunda kasılan vücuduna rağmen doğrulmaya çalışıp dirseklerinin üzerinde durdu.
Sarışın yutkunarak hızla adamın yanına geldi ve yatağın köşesine oturup Altay'ın kolunu tuttu.
"Noldu?" dedi sarışın endişeli bir şekilde.
Altay vücuduna giren kramplara aldırmamaya çalışarak yerinde doğruldu ve gülümseyip çocuğun saçından öptü.
"Bir şey yok güzelim, şu alt çekmecede sarı bir ilaç kutusu var onu getirir misin?" dediğinde Bora yutkunup hızla kafasını salladı ve çekmeceye doğru ilerledi.
Sarışın en alt çekmeceyi açıp içinden sarı ilaç kutusunu çıkardı ve yerinden doğrulup hızla Altay'ın yanına geldi.
Adam çocuğun daha fazla endişelenmesini istemediği için acıyan canına rağmen gülümseyip çocuğu yumuşakça yanağına uzun bir öpücük bıraktı."Mutfak dolabının içinde küçük bir şişe var,onu da getirir misin bebeğim?" diyerek bir kez daha çocuğun alnından öptüğünde Bora adamın gözlerinin içine bakıp kafasını salladı ve odadan hızlı adımlarla çıktı.
"Yavaş in merdivenleri!" diye bağırdı adam arkasından.Ardından kısık bir şekilde inleyip eliyle karnını tuttu.Bağırdığı için kramp bu sefer kalbine doğru girmişti.
Derin nefesler alıp yüzünü buruşturarak yatakta doğruldu ve sırtını yatak başlığına yasladı.Dakikalar sonra Bora elindeki su şişesi ile kapıda belirince yine o garip gülümsemeyi yüzüne takındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ KELEBEK (GAY)
Novela JuvenilAsi bir lise son sınıf öğrencisi, Onu takıntı haline getiren bir iş adamı. {TAMAMLANDI}