2010 yılının bahar ayında, İstanbul'un Kartal ilçesine bir kral yerleşmiş. Her yaptığıyla şaşırılacak ve örnek alınacak izler bırakan bir kral.
Ordusunu kurarken bile eğlence ve anlayış konusunda en yükseklerdeymiş. Yıllar boyunca kendini ve etrafını koruyan kral, ordusunu da bir tutup sağlıklı yollardan eğitmeyi başarmış.
Seneler ilerledikçe ordudaki bazı kişiler krala karşı olan vefasını kaybetmeye başlamış. Saygısızlık zaman zaman ön plana çıkmış. Kral bunları o kadar umursamıyormuş çünkü bunlar ilk deneyimleriymiş.
Daha sonra kral, kendine denk ve hatta örnek alabileceğini düşündüğü insanlar tanımış. Başka şehirlerden ve başka hayatlardan. Ama zaman geçtikçe kral, onların hayatlarının pamuk ipliğine bağlı olduğunu, kötü ve hatta berbat bir yaşam tarzlarının olduğunu anlamış. Herkes birbirinin kopyasıymış.
Bir gün, kralın eskiden arasının iyi olduğu tüm arkadaşları ve de tüm düşmanları, onun açıklarını ve oyunlarını kanıtlayabilmek için bir araya gelmişler. Plan yapmışlar ve onu sırtından vurmak için hazırlanmışlar.
Sevdiği şehirlere, tuttuğu takımlara, savunduğu insanlara kadar bulaşmışlar; ağırca eleştirmişler ve sahte demişler. Kral aslında bunların hepsinin olacağını tahmin etmiş, kendi içinde bunları hissetmiş.
Onu alaşağı etmek için uğraşacaklarını ve hadlerini bile aşacaklarını önceden sezmiş. Tüm saldırışlara ve hezeyanlara rağmen ordudaki sağlam kalan askerlere "Hiçbir şey yapmayın, bu gördüklerimiz insanoğlunun özetidir" demiş. Onların küçük bir zafer kazanmalarına izin vermiş.
