Bir kız düşünün, hayatı boyunca dojo öğretmenliği yapan, en sevdiği animenin bonten zamanlarına çocuk olarak reenkarne olan bir kız. sano manjiro'nun kızı....
**
-"Neden lanet olası ben...."
**
UYARILAR!
Tokyo revengerse sahip değilim. anime ken wak...
-" yakışıp yapışmaması umrumda değil. Rahat olması gerekiyor ve bu şeyle hareket etsem yırtılacağını hissediyorum."
Rei-" henüz yaşın küçük olduğundan anlayamazsın. Görünüş bir bayan için herşey demektir."
-"rei, lütfen bana felsefe yapma. Ayrıca sadece bir festival, kimonosuz gideyim işte?! Ya da hiç gitmeyeyim!"
Rei-" olmaz.. yaşına göre fazlasıyla akıllı, güzel kısaca mükemmelsin. Ama anlamıyorsun ki, festivale katılmakta festivalde kimono giymekte gelenektir. Kimono giymesen bile en azından benzeyen şeyler giy."
Sen kaşındın rei...
...
....
Rei-" geri alıyorum, bu şeyi giymektense festivale gitmemeni tercih ederim."
-" ne var ki? Rei~ bence gayet hoş oldu~"
Giydiğim şey sadece siyah bol omuzlarımı açık bırakan bir tişört. Altına siyah tül atlet giydim. Ama atlet yine omzumu açık bırakıyor. Kısa beyaz bir etek ile kombinim tamamlandı.
Saçlarımı alttan iki kere gevşek bağladım. Hani naruto diye bir anime vardı ya, oradaki 5.hokage tsunadeninki gibi.
Rei-"..bence ne demek istediğimi anlamdın,"
Nasıl anlayayım ki? Farkındaysan konuştuğun kişi beşbuçuk yaşındaki bir insan. Bence sen kafayı sıyırdın rei.
-" rei hadi ama! Festivale gidip oynamak istiyorum! Daha standlara gidip hilekârları yakalayacağız!"
Rei-" *iç çeker* iyi, ama lütfen yanımdan ayrılma..."
-" tamam!"
➡festival alanı⬅
-" wow! Rei buraya gel bunlar harika!"
Rei-" tatlım, bu kadar şeker yememelisin. Dişlerine zarar."
-" sadece biraz rei! Lütfen~"
Rei-" öhöm- lütfen bana o gözlerle bakma!"
-" lütfen!!"
Rei-" iyi...ama sadece biraz!"
-" bana uyar!"
Rei şekerleri aldıktan sonra oyun stantlarına gittik ve birsürü oyun oynadık. Daha sonra bir doroyakici gördüm ve oraya doğru kuştum. Haliyle rei'de beni takip etti.
Rei-"*soluklanır* hey! Akira böyle uzaklaşmamalısın!"
-" rei! Bu balıklardan istiyorum!"
Rei-" Ha? Doroyaki mi istiyorsun?"
-" hm hm!"
Rei-" tatlım, sağlıklı beslemelisin ve doroyaki senin için fazla şekerli. Gelişim çağında olduğun için yememelisin."
Rei'ye somurtarak baktım.
-" hmph! Bana ne! O balık Doroyakilerinden istiyorum!"
Rei-" ama..."
Rei'ye bakmadım ve ona trip atmaya başladım.
Rei-"...trip mi yiyorum ben şuan?"
-"hmph!"
Rei-" iyi, sana doroyaki alırım ama bu festival boyunca benden asla şekerli şeyler isteyemezsin."
Neden bilmiyorum ama o doroyakiyi hayatım pahasına istiyorum...
-" olur!"
Rei-" tamam, bakarmısınız? lütfen bir paket doroyaki verin."
Rei satıcıyla konuşurkende doroyaki verdi bana. 4 tane. O halde burada beklemem için sebep kalmadı.
Festival alanından biraz uzaklaştım ve etrafı gezmeye başladım. Millet bonten varken nasıl hâlâ festival vesaire ile uğraşıyor ki? Çok saçma.
Rei beni affet ama festival çok sıkıcı. Bu nedenle buradan kısa süreliğine topukluyorum. Ayrıca şurada çiçek buketleri satan çook güzel bir yer var. Gidip çiçek almak istiyorum.
Satıcı-" merhaba küçük bayan, kayıp mı oldunuz?"
-" hayır. Aslında etrafı geziyordum ve size rastladım. Çok güzel çiçekleriniz var, mümkünse bir buket alabilirmiyim?"
Satıcı-" ah, paranız varmı?"
Cebimden 300 yen çıkartıp verdim.
Satıcı-" bu fazla. Bir buket 20 yen."
Ucuzmuş.
Satıcı-" şimdi doğru miktar, iyi günler küçük hanım."
Bana beyaz çiçekleri olan bir buket verdi.
-" iyi günler."
Bir elimde doroyoki ve bir elimde çiçek buketi.
*BAAM*
Lan! Noluyor!
-" havai fişekler mi?.."
Bekle biraz, saat kaç ve şuan neredeyim? Etrafıma bakıyorum ama burayı bilmiyorum. Burayı bilmiyorum ama şu adamı tanıyorum...
Kekolar gibi ara sokağın bitişine oturmuş, gümüş kısa saçları, morarmış göz altları, koyu siyah gözleri, tamamen siyah giyinmiş ve ayağına sandalet giymiş, şüphesiz ki bu kişi;
sano manjiro...
Şimdi buradan uzaklaşmak, bir de yanına gidip konuşmak var. Birincisini yaparsam koskoca yenilmez mikey, manjiro sano ile konuşma şansımı kaybedeğim. Ki buna gönlüm ömrüm razı olmaz. Tabiki yanına gidip onunla konuşacağım.
Şu an bontenin lideri ancak beni takmaz herhalde.
-" merhaba!"
Bana bakmıyor...
-" neden burada oturuyorsun?"
Hâlâ cevap yok. Bari yüzüme bak be adam.
-" sen...iyimisin?"
Ahanda şimdi yüzüme baktı, ve şaşırdığını 3000 metre öteden bile anlayabiliriz.
Mikey-"...."
Konuşsan öleceksin değil mi? Ah,yağmur başladı.
-"...hey, ıslanacaksın, hasta olabilirsin.."
Kesin neden bir çocuğun onunla ilgilendiğini düşünüyor.
-"tamam, belkide konuşamıyorsun, özür dilerim. Bu arada, o kadar zayıf görünüyorsunki bir kere vurulsan kırılacak gibisin, bu nedenle... daha önce rei ile bile paylaşmadım ama sen alabilirsin. İkisinide! Seni böyle görmek insanları üzüyor olmalı değil mi? Lütfen daha iyi ol."
Mikeye hem doroyakilerimi hemde buketi verdim. Daha sonra koşarak uzaklaştım. Mikey arkamdan şaşkınca bakıyordu.
Mikey-" Bekle..."
Kusura bakma mikey, zaten istesen annemin sülalesine kadar her bilgimi bulursun.
Rei-"SEN!!"
Ahanda yakalandım..
^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
