𝕿𝕳𝕰𝕽𝕰 ;

139 22 8
                                    

"Boş bir bar hiç de zevk verici değilmiş."

Tony ortamı biraz yumuşatmak için espri yaptı. Steve de buna gülerek karşılık verdi ve viski dolu bardağını bir sağa bir sola çevirip durdu. Hala Tony'nin ona verebileceği tavsiyeleri duymak istiyordu.

"Yolda gelirken 'seni en iyi ben anlarım' dedin. Bunu biraz daha açmak ister misin?"

"Evlenmeni istedikleri kadın, onun hakkında neler hissediyorsun."

Steve gülümsedi, bu kez gerçekten de içten bir gülümseme vardı dudaklarında. Anlaşılan tüm bunlara rağmen değer verdiği biri olmalıydı bu kız.

"Natasha Romanoff. O gerçekten çok güzel bir kadın." Yüzünü Tony'e çevirdiğinde dudaklarında tebessüm vardı. "Kültürlü, zeki, güçlü, eğlenceli, biraz da flörtöz." Steve kıkırdadığında Tony de güldü. "Görsen ağzın açık kalır. Kızıl saçları, yeşil gözleri ile herkesi kendine hayran bıraktırır. Bu konuda yalan söyleyemem, gerçekten de herkesin hayalini kurduğu bir kadın."

"Ama anlaşılan sen hayalini kurmuyorsun?"

Steve kafasını iki yana salladı. Tepkisine bakılırsa zor kısma şimdi gelmişlerdi.

"Onunla büyüdüm Tony. Onunla aynı okullara gittim, onunla aynı klüplere gittim. Lisede sevdiğim biri olunca onun kucağında aşk acısı çektim. Yeri geldi sevgilimle yaşadığım anıları ona anlattım. Ben onu her zaman dostum bildim, şimdi kalkıp daima dost olarak sevebileceğim bir kadınla nasıl evleneyim? Bu hem ona hem bana haksızlık olmaz mı?"

"Peki ya o? Natasha seni seviyor mu?"

"Bugüne kadar o da beni dost olarak görüyor sanıyordum ama bugün telefonda onunla tartışıyordum."

Steve bardağındaki viskiyi tamamen içip ekşimiş yüzünü esmer adama çevirdi.

"Seviyormuş Tony. Yıllardır hem de. Daha yeni dedim ya hani, kucağında aşk acısı çektim diye. Ben onun kucağında başkasının acısını çekerken o da benim acımı çekiyormuş."

Tanrım, bu adam tamamen Tony Stark'tı. Tony dehşete kapıldı. Zamanında yaşadığı şeyleri şimdi Steve yaşıyordu.

"Seni anlıyorum. Steve, gerçekten seni anlıyorum. Emin ol bugün telefonda en doğru tepkiyi verdin, onu umut vermemekle en iyisini yaptın."

"Sesi kulaklarımda Tony. Ağlaması, hıçkırıkları, benden tekrar tekrar özür dilemesi. Bir suçum olmadığını biliyorum ama neden suçlu gibi hissediyorum?"

Tony elini kaldırıp adamın kaslı sırtına getirdi ama elini onun sırtına koymadı. Kararsız kalmıştı, adamın temastan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyordu fakat destek vermek istedi. Elini onun sırtına koydu ve aşağı yukarı sıvazladı.

"Bu senin suçun değil Steve, aynı zamanda Natasha'nın da değil. Aşk seçilmez adamım. Ne o sana aşık olmayı seçti ne de sen ona aşık olmamayı. Burada suçlu birini aramaktansa ne yapabileceğini düşün."

"Ne yapabilirim Tony? Sen söyle lütfen."

"Aşık olmaya çalış." Tony biraz çekingence söyledi ama sesi hala kendisinden emindi. "Belki ona hep dost gözüyle baktığında için aşık olamadın, bir de onun sana baktığı gibi bak ona."

"Sen olsan öyle mi yapardın? Ya da öyle mi yaptın?"

Tony güldü. Komik olduğundan değil, sinirleri bozulduğu için. Boşalan bardaklara birer içki daha koyup havaya kaldırdı.

"O zaman bizi bu hayata mahkum eden kalpsiz ebeveynlerimize."

İkisi de bardaklarını tokuşturduktan sonra içkiyi tepelerine diktiler.

Culaccino ; StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin