Kimse tarafından sevilmemenin nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. Şimdi tekrar farkına vardım. Ön yargılı insanlar, arkamdan konuşan insanlar, beni burda yalnızlığa, karanlığa, ölüme terk eden insanlar, insanlar.
Ölse kimsenin umursamayacağı, hatta kimsenin farkına bile varmayacağı ben. Fark edilmek pek umrumda da değil aslında. Umrumda olan şey ölünce artık bu işkenceden kurtulacak olmam. Ne kadar istese de çözüm olarak ölümden başka, yada ölümden daha kolay bir yol bulamayan ben. Yanlış yada doğru bir çözüm bulmasına rağmen burada işkence çekmeye devam edip, bir umut, karanlığı bastıracak bir ışık geleceğini bekleyen, hayalleri olan saf ben.
Bu kadar boş vakit olunca aşırı hayal kurmak çok doğal. Son zamanlarda yeni bir hayalim var. Sevdiğim, benim için değerli olan, o uzaklarda daha önce hiç dokunmadığım kişilere haberleri olmasa da hayata tutunmama, hayal kurmama yardım edenlere teşekkür etmek ve onları sevdiğimi söylemek. Herkes için önemsiz biriyim ama belki, sadece belki benim gibi sevilmediğini hisseden biri vardır. En azından bir kişinin onu gerçekten sevdiğini ve minnettar olduğunu göstermek istiyorum.
"Lütfen, sadece bir ışık. Bir kişi. Bir yardım." Hep birinin beni kurtarmasını beklemiştim. İnanmıştım. "Her zaman umut vardır." Güvenmiştim. Ama insanlar güvene layık değildir. Kimse bana yardım edemez. Bunu bilmeme rağmen hayattayım. Tam bir aptalım. Yarısı dolu, diğer yarısı boş olan bardak benim. Bir yarım beyaz, saf, iyimser ve aptal. Diğer yarım siyah, her şeyin farkında ama beyaz yanıma bir şey yapamayacak kadar güçsüz.
İnsanların söylediklerini anlamamam bir ödül diye düşündüm. "Tamam bu kadar düşünmek yeter." dedi iç sesim. Yağmur yağmak üzereydi. Eve dönmek üzere yola çıktım. "Umarım beyaz tarafımın hala onların mutluluğunu istediği ailem bensiz 5 saatini iyi değerlendirmiştir." Bu, bugün o kumsaldaki son düşüncemdi.
Sanırım düşüncelerimden kurtulmanın bir yolu yok. Tabiki de yolda başka şeyler düşündüm. Kusurlarımı düşündüm. Her ne kadar hepsini düşünecek kadar ömrüm olmasa da. En rahatsız edici olan bencil olmam galiba. Daha ciddi sorunları olanlar da var ama ben elimden gelse de gelmese de bir şey yapamayacak kadar kendi sorunlarıma kafa yoruyorum.
Birden içime bir his doğdu. İntikam duygusu. Gereksiz bir hırs. Büyük bir intikam değil. Kimseyi öldürmem. Değmez. Sadece aniden beni karanlığa iten herkesi pişman etmek istemiştim. Nasıl olacak bilmiyordum. Sadece istemiştim, ne istediğimi bilmeden.
Gereksiz hırsım yüzünden adımlarım hızlanmış olmadı ki eve çabuk vardım. Evde kimse yoktu. Tam da tahmin ettiğim gibi. Bensizliğin tadını çıkarıyorlardı. Odama çıktım ve telefonumu şarja taktım. Zamanlayıcıyı bir saate ayarlayıp rahat yatağıma uzandım.
Uyandığımda hala kimse gelmemişti. Açlık hissetmiyordum ama mutfağa gittim ve buzdolabını açtım. Her zamanki gibi bana göre bir şey yoktu. Bir bardak su içtim ve bardağı yıkayıp yerine koydum. Yapacak bir şey bulamadım. İstemesem de yeniden uyumak üzere odama döndüm.
İlk kez rüyamda ne gördüğümü hatırlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLİTLİ
General FictionYıllardır gülmedim, ağlamadım kısacası hiçbir şey hissetmedim. Kalbim atmıyor. Ölüyüm ama yaşıyorum. Dudaklarım, gözlerim, kalbim kilitli.