"Ben hayatımla ne yapıyorum? Zaman nereye doğru gidiyor? Ya da zaman duruyor da ben mi bir yerlere sürükleniyorum? Buradayken uçup gidiyor aklımdan. Sanki yazan değil de, yazılan hikayeyim. Sanki farklı bir boyutta sürdürüyorum varlığımı.
Neden kafayı taktım bu kadar? Benim ruhumu rahatsız eden şey ne bu adam hakkında?
Karşılaşabileceğim tüm sanat eserlerinden daha güzel oluşu mu?
Yoksa kelimelerimin onu tarif etmeye yetmeyişi mi sinirlerimi bozuyor?
Yeni kelimeler icat etsem, yeni diller yaratsam, yine de tarifler basit kalmayacak mı insan aklı için? Hayal bile edemeyeceğim güzellikte bir varlık karşımda duruyorken nasıl tutulmasın dilim?"
Adamın cinsel yönelimini , bir partneri olup olmadığını
, ondan etkilenip etkilenmediğini bilmiyordu Minho, ve öğrenmek için yaptığı hiçbir şey yoktu. Halihazırda içine kapanık biriydi, böyle işlerde iyice kaskatı kesilir ve ne yapacağını bilemezdi. Bir adım atabileceğini düşünmüyordu ve bu durum şimdilik onu rahatsız etmiyordu.Şimdilik.
H: Selam.
Son şarkısını da bitirip sahneden inen Hyunjin, bir sandalye çekip Minho'nun karşısına oturuvermişti.
H: Ne yazıyorsun?
M: Hiç.. Karalıyorum bir şeyler
H: Yazar mısın yoksa?
M: Yazar olmaya çalışıyorum diyelim.. Bir gün başaracağımı umuyorum.
H: Yazmak için biraz ilginç bir ortam seçmişsin.
Hafif eğik bir gülüşle Minho'nun yüzüne baktı Hyunjin. Minho nasıl hissedeceğini bilemiyordu, beyni her an mavi ekran vermek üzereydi.
H: Neyse, ben bir ara takılalım mı diyecektim, evim buraya yakın.
Minho bu ani ve açık teklifin karşısında donakaldı.
M: Ben.. Yani...
H: E ne var canım, yetişkin insanlarız. Eğleniriz biraz, ha?
Minho'nun kalp atışları giderek hızlanırken düşünceleri yavaşlıyordu. Böyle bir ana kendini hazırlamamıştı.
Spontan ve ani kararların insanı Hyunjin, muazzam bir rahatlıkla Minho'nun bira şişesine uzandı, içinde kalan birayı kafasına dikti.H: Dudaklarının tadını beğendim.
Bu cümle Minho'nun içinde bir şeyleri tetiklemiş olsa gerekti, zira Minho kendini masanın üzerinden Hyunjin'e yaklaşırken buldu. Hyunjin de gülümseyerek kafasını uzattı.
Minho bir yangın hissetti dudaklarında. Dudaklarından tüm yüzüne, oradan da tüm vücuduna yayılan bir yangındı bu. Alt dudağında Hyunjin'in dişlerini hissettiğinde kalbinin durduğunu sandı. Dudakları ayrıldığında Hyunjin, yüzünü uzaklaştırmadan fısıldadı.
H: Hadi inat etme, gel bana.. Güzel bir gece olacak.
Minho, Hyunjin'le sadece cinsellikten ibaret yüzeyel bir bağ kurmak istemese de bu anın ateşine karşı koyamıyordu. Dakikalardır konuşmamış olan Minho, ilk kelimesini söyledi nihayetinde.
M: Olur, gidelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
passio | Hyunho
FanfictionHayata tutunmaya çalışan genç yazar Minho, adı duyulmamış bir bar şarkıcısı Hyunjin'i uzaktan seyretmekte ve notlar almaktadır...