Gece yarısı, boş sokaklarda adımlarının onu nereye götürdüğünü bilmeksizin yürüyen Minho, ilerisindeki bir sokaktan gelen renkli ışıklara doğru yöneldi.
"Ara sokağa açılmış bir bar... Pek popüler olmasa gerek" diye düşündü barın kapısını iterken.
Bar pek büyük sayılmazdı, içinde de toplasan 10 kişi anca vardı. Küçük bir sahnede bir adam akustik gitarının akorduyla uğraşıyordu. "Belli ki canlı müzik var" diye düşündü Minho, sahnenin birkaç metre uzağındaki masalardan birine oturdu.
- Hoşgeldiniz, ne arzu ederdiniz efendim?
+ Viski, tek.
- Tabi efendim.Dakikalar sonra, barın loş ışığında dahi parlamayı başaran yırtıcı kırmızılıkta saçlarıyla genç bir adam sahneye yöneldi. Üstünde loş ışıkta ne yazdığı anlaşılmayan beyaz bir tişörtü, altında yırtık kotuyla sahnedeki taburelerden birine oturdu, mikrofonunu ayarladı, dolgun dudaklarını mikrofona yaklaştırdı.
"Güzel insanlar, hoşgeldiniz. Ben Hwang Hyunjin, bu akşamı sizlerle beraber geçireceğiz."
Görünüşe göre ismi Hyunjin olan bu genç adam, durgun ve tükenmiş dursa da nedensizce cezbedici bir enerjisi vardı. Minho sadece onu izliyordu.
"Yakışıklıymış" diye düşündü önce. Viskisinden bir yudum aldı. Hyunjin'in yanındaki gitarist hafif bir melodi çalmaya başladı, Hyunjin bir elini mikrofonun üzerine koydu, gözlerini kapattı, insanın ruhunu okşayan tonda bir sesle şarkı söylemeye başladı.
"Sesi de güzelmiş, böyle ücra bir barda ne arıyor bu adam?" diye içinden geçirdi Minho. Sonra üzerinde çok düşünmek istemedi, sadece karşısında duran bu güzel varlığı bir süre seyretmek istiyordu. Sanatçı ruhu, güzel olan şeylerden geri duramıyordu. Belki yeni yazacağı bir hikaye için ilham olurdu ona bu akşam.
Minho rastgele girdiği bu barda onlarca gece geçireceğini bilseydi, bu denli spontane düşünür müydü orası meçhuldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
passio | Hyunho
FanfictionHayata tutunmaya çalışan genç yazar Minho, adı duyulmamış bir bar şarkıcısı Hyunjin'i uzaktan seyretmekte ve notlar almaktadır...