5. Bölüm

160 14 7
                                    

Kader. Her insanın yaşadığı ve yaşayacakları. Bazılarımız şanslıdır, kaderi güzel denir o insanlara. Bazılarımız şanssızdır, bunlarada yazık bahtı kara denir.

Y/n ise bu bahtı kara olanlardandı. 17 yaşından sonra babası tarafından kor bir ateşe fırlatırdı. Öyle bir ateşki o bu gün Y/n'yi, gelecekte ise bütün Tokyo'yu yakıcaktı.

Sarı saçlı genç oğlan, genç kızı Kanto'nun evinde olan odasına getirip yatağa yatırmıştı. O an düşünmüştü " ben şanslıyım" diye.

Böyle güzel bir kıza sahipti, emrinde bir sürü adamı vardı ve bir çok serserinin hayali olan Yakuza'nın hakimiyeti onda olacaktı.

Ama genç kız öyle düşünmüyordu. " ben şanssızım" diyordu. Sevmediğim bir adamla baba zoruyla evlendirilmişti. Ona göre çokta güzel değildi. Annesi, ailesi her şeyi elinden alınmıştı.

Kahraman bakış açısı;

Uyandığımda Manjiro'nun diye tahmin ettiğim odadaydım. Gözümü kaşımak için elimi uzatırken kolumdaki kelepçeleri fark ettim. Tabi ya beni öylece bırakacak hali yoktu. Ne yapıp edip kaçacağımı biliyordu.

Böyle öyle çaresiz yatarken kapı açıldı, içeri elinde yemek dolu tepsi ile Manjiro girdi.

- Uyanmışsın. Günaydın, iyi uyudun mu? (Manjiro)

- Ya çok iyi uyudum. Hayatımda uyuduğum en iyi uyku.

Suratı asıldı. Elindeki tepsiyi komidine koyup, yüzüme yaklaştı.

- Benimle taşak geçme! (Manjiro)

Bende onun yüzüne yaklaştım.

- Geçersem ne olur.

- Emin ol hiç iyi şeyler olmaz! (Manjiro)

Geri çekilip, ellerini cebine koyup bana baktı.

- Yemeğini ye hadi. (Manjiro)

- Yemicem.

İç çekti.

- Aşkım- (Manjiro)

- BEN SENİN AŞKIN DEĞİLİM!

Dememle tokatı suratıma yedim.

- Nankör. Seni düşünüyorum, seni seviyorum ama sen ne yapıyorsun SADECE NANKÖRLÜK. YEMEĞİNİ YE BENİ DAHA FAZLA ÇILDIRTMA. (Manjiro)

Dedi ve kapıyı çarpıp gitti. Elimi yanağıma koyup ovaladım. Gerçekten canımı çok yakmıştı. Ben burda durmak istemiyorum babamın yanında kalmaya bile razıyım ama ben burda duramam yaşayamam burda.

Timeskip>>>>>

Yemeğimi yememiştim. Bacaklarımı kendime çekip öylece pencereden dışarı bakıyordum. O an bir daha fark ettim rüya gibi bir şehirde yaşadığımı. Sonra bir dönüp etrafıma bakıyordum, ben bu rüyanın hiç bir yerinde yokum. Hatta ben kabusumu yaşıyordum.

Tekrar kapı açıldı, baktığımda Manjiro gelmişti. Komidinde ki tepsiye baktı.

- Yemeğini yememişsin. (Manjiro)

- Aç olmadığımı söyledim.

Yanıma gelip tokat attığı yanağımı okşadı.

- Çok acıdı mı? (Manjiro)

- Yok canım ne acıması alt tarafı feleğim döndü.

Uzanıp yanağımı öptü.

- Özür dilerim. (Manjiro)

- Geldi şeytanın işine yapıp yapıp özür diliyorsun.

- Y/n-chan yapma böyle. Bende çok üzüldüm sana vurduğum için. (Manjiro)

- Çıkar mısın odadan? Uyumak istiyorum.

- Bebeğim. (Manjiro)

- Manjiro gelme üstüme lütfen.

Suratı asılmıştı. Demin ki halinden eser yoktu. Sanki oyuncağı kırılmış bir çocuk gibi boynunu büküp çıktı odadan. Bende yatağa gömülüp uyumaya çalıştım.

Manjiro bakış açısı;

Ona zarar verdim. Bebeğime zarar verdim, ben onu gözümden sakınırken ona vurdum. Ben ne yaptım.

Deli gibi dolanıyordum evde. Ben aşkıma vurmuştum. Bir anda her şey gitti ve her yer kapkaranlık oldu.

İlahi bakış açısı;

Sarışın çocuk kendini kaybetmişti. Evde ne var ne yok dağıtıyordu. Bir yandan da bağırıyordu.

O sırada Sanzu geldi ve Manjiro'yu o halde gördü. Durdurmaya çalıştı ama nafile genç çocuk durmuyordu. Sanzu gözlerine baktığında Manjiro'nun bembeyazdı. O an anladı bunun normal bir sinir krizi olmadığını bu Manjiro'nun karanlık dürtüleriydi.
...

Yakamoz güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin