'i know it's bad
(biliyorum bu yanlış)
but we could be so good
(ama biz çok iyi olabilirdik)'So Good | 4. Bölüm
"Gerçekten öyle mi söyledin?" Kai kahkaha attığında Kyungsoo da yaşaran gözlerini siliyordu. "Evet, tam bir aptaldım."
"Hayır, asla değilsin."
Kyungsoo gülmeye devam ediyorken koltuğa yaslandı ve gülmesinin geçmesini bekledi sakince. Şimdi ikisi de sessizce birbirine bakıyorken gülümsedi. "Buraya gelmeyeli uzun zaman oldu ama asla olmamış gibi de. Her şey aynı."
"Evet, hiçbir şeyi değiştirmedim. Sevdiğim şeyleri değiştirmeyi sevmiyorum."
"Oldukça bağlı biri olmalısın."
"Öyleyim, sevdiğim şeylere." tekrar bir sessizlik oluştuğunda Kai böldü. "Kore nasıl bir yer?"
"Duyduklarım doğru mu? Gerçekten Kore'yi mi merak ediyorsun?"
"Hey, bana kızamazsın! Kore de beni sevmiyor."
Kyungsoo bu cevap ile şaşkınlıkla gülmüştü. "Nereden çıkarıyorsun bunu?"
"Biliyorum çünkü."
"Bak, tamam. Kore halkı biraz şeydir.. Kaba. Ama senin onları sevmediğini bildikleri için sana kızgınlar sadece. Hiç Kore'den bahsetmiyorsun ve yok sayıyorsun!"
"Çünkü Kore ile alakam yok! Buralıyım ben, burada doğdum, burayı biliyorum. Korece hiçbir şey bilmiyorum."
"Sana bir gün Kore'yi sevdireceğim." dedi Kyungsoo rekabetçi bir şekilde, Kai de ona katılmıştı. "Bahse var mısın?"
"Elbette. Ben kaybedeceğim savaşa girmem."
"Pekâlâ, imkansızı deniyorsun ama söyleyeyim."
"Sen öyle san."
.
Kai ve Kyungsoo'nun bir ay içindeki onuncu buluşması olmalıydı bu, Kai'nin elinde olsa her gün görüşmek isterdi ama abartmamaya çalışıyordu. Tekrar Kyungsoo'yu elinden kaçırmak istemiyordu.
Şimdi ikili seneler önce birlikte yemeğe çıktıkları ve Kai'nin unutamadığı hayal kırıklığını yaşadıkları yerin önündelerdi.
Kai nefesini tuttu ve Kyungsoo'ya baktı, Kyungsoo'da ona döndüğünde Kai elini uzattı "Benimle gelir misin?"
"Zevkle."
Kai ve Kyungsoo el ele tutuşarak içeri girdiklerinde garson ikisini yerlerine götürdü, Kyungsoo bunun aynı yer olduğunu fark etmişti. Kai sandalyesini çektiğinde oturmuştu.
"Aynı mekan, aynı yer ve aynı kıyafetler.." Kyungsoo fark ettiği şeyleri sıralarken etrafı inceliyordu. "Sanırım o güne gidiyoruz." Öyle olmalıydı, Kai aynı kıyafetleri birebir giymişti.
"O güne dair düzeltmek istediğim çok şey var." dedi Kai sessizce, sesi üzgün gelmişti.
"Hatırlıyorum, hüsrana uğradığını söylemiştin." Kyungsoo söylediğinde Kai'nin düşen modunu fark etmişti, masanın üzerinden onun elini tuttu. "Bu sefer her şey farklı olacak Jongin." bu cümleyle aniden Kai Kyungsoo'ya bakmıştı. Bu ismi duymayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki.
"Hâlâ senden başka kimse bana Jongin demiyor."
"Buna sevindiğimi söylersem bencillik mi olur?"
"Asla."
"O halde sevindim."
Kyungsoo ve Kai o gün olan her şeyi tekrar yaşıyorlardı sanki, fakat her şey farklıydı da. Kyungsoo farklıydı, Kai farklıydı, birbirlerine bakışları farklıydı. En önemlisi, Kai Kyungsoo'nun gözlerine baktığında başka bir hayat görmüyordu.
Mekandaki insan sayısı azalmaya başlamış, saat iyice ilerlemişti. Arkada hüzünlü bir klasik müzik çalıyorken Kai bu anı sonuna kadar yaşamak ister gibi gözleri sevgiyle dolu Kyungsoo'ya bakıyordu.
"Sana söylediğim şeyi hatırlıyor musun?" diye sordu.
"Hangisini?" dedi Kyungsoo.
"Gözlerinde.. başka bir hayatın olduğu."
"Evet.. hatırlıyorum." dedi Kyungsoo, hâlâ daha ne söylemek istediğini bilmiyordu.
"Gözlerindeki başka hayatı, ilk kez buradayken görmüştüm. Elin elime değdiğinde.. işte o zaman gördüm, benden başka, bambaşka bir hayat var ve akıp gidiyor. Ben ise o hayata dahil olabilmeyi her şeyden çok istiyordum.."
Kyungsoo bu cümlelerle hem şaşkınlık hem hüzün barındıran duygularla bakıyordu Kai'ye.
"O hayata asla dahil olamadım. Aslında ta o gün, bunun olamayacağını zaten anlamıştım. Ellerin ellerim arasından gittiğinde, seni tutamadığımda, o flaşların arasında yapayalnız kaldığımda, sana
hoşçakal bile diyemediğimde, seni bir daha göremeyeceğim diye çok korktum. Kendi kendime, 'onu hayatını mahvedecek tüm bu çılgınlığın içine çekmek isteyecek kadar seviyorum' dedim. Senin o kalabalığın arasında sıkışman canımı yaktı.""Bu o kadar önemli değildi.. o kadar büyük bir şey değildi." diyebildi Kyungsoo sadece, duydukları onu afallatmıştı.
"Benim için çok önemliydi." dedi Kai ve Kyungsoo'nun elini masanın üzerinden tuttu. "Benimle bu çılgınlığın içine sürüklenir misin?"
Kyungsoo şaşkınlıkla bakıyorken bu teklifin anlamını biliyordu, heyecandan dudakları kurumuşken yutkundu. Elini kavrayan eli sıkıca tuttu ve kafasını salladı. "Çok isterim."
Yıllar sonra, aynı yerde, aynı kıyafetlerle çıkıyorlardı ama bir şeyler büyük ölçüde değişmişti. El ele tutuşmuş çıkışa doğru yürüyorlarken kapıda nöbet tutmuş paparazzilerin seslerini çoktan duymaya başlamışlardı. Kai elleri arasındaki eli sıkıca kavradı güven vermek ister gibi.
"Ben buradayım, sakın korkma."
"Korkmuyorum." dedi Kyungsoo gülümseyerek. Ardından el ele kapıdan çıktıklarında bir anda yüzlerine flaşlar patlamaya başlamıştı. Kalabalığın arasında sıkışıp kalmışlarken Kyungsoo gözlerini eliyle gölgelemişti.
"Film çekimleri için mi görüştünüz?"
"Birlikte misiniz? Film bu yüzden mi iptal edildi?"
"Ne zamandır birliktesiniz?"
"Sevgili misiniz?"
Hepsi aynı anda bağırarak konuşuyorken kulakları ve gözleri uyuşmuş gibiydi, Kai Kyungsoo'yu arkasına almış kalabalığı yararak arabasına ilerliyorken hiçbir şey söylemiyordu. Arabanın önüne geldiklerinde Kyungsoo'yu önüne çekip önce onu bindirdi, ardından kendi de bindiğinde hızlıca kapıyı kapatmışlardı. Paparazziler camları yumrukluyordu.
"Özür dilerim" dedi Kai
"Gerçekten sandığın kadar büyük bir şey değil" Kyungsoo elini Kai'nin yanağına yaslayarak söylediğinde diğeri gözlerini kapatmıştı huzurla. Burada olmayı asla hayal bile edemezdi, ama olmuştu. Onu gördüğü ilk an, yıldızların kaderlerini çoktan çizdiğini anlamıştı. Onun kaderi olduğunu biliyordu ve işte şimdi buradaydı. Arabaya hareket ettiğinde tek elini Kyungsoo'nun omzuna atıp kendine çekti.
"Dinlenebilirsin." Kyungsoo kafasını Kai'nin göğsüne yasladığında Kai de başını onun başına yaslamıştı. İkisi gözlerini kapatmış sessizce dinleniyordu, aradan bir süre geçince Kyungsoo sessizliği bozmuştu.
"Hayatımda bu kadar iyi hissettiğim bir gün daha olmamıştı." gözleri hâlâ kapalıyken fısıldar gibi söyledi, Kai ise duydukları karşısında huzurla gülümsemişti sadece.
![](https://img.wattpad.com/cover/324040660-288-k473424.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
So Good • KaiSoo
Teen FictionDo Kyungsoo dünyaca ünlü şarkıcı Kai'nin hayatının anlatılacağı filmde senarist ve yönetmen olarak işe başlar.