Keyifli okumalar
BADE'DEN
Bana hayatını bir şehir değiştirecek deselerdi buna gülüp geçerdim, ama şimdi bakıyorum da hayatıma gerçekten bir şehir değiştirmiş."Niğde" bu kadar küçük bir şehirde, bu kadar acı yük taşıyan ben Bade Türkmen.Herşey sanki üst üste geliyodu, sanki bir tek beni buluyordu herşey. Bir gece vakti ıssız bir sokakta kimsesi olmayan bir kızın kaldırımda uyumasi gibi acı veriyordu bu adi dünya...
Ne olacaktı şimdi ne yapicaktim ben nasıl başımın çaresine bakicaktim hersey benim hiç bilmedigim bir şehre tek başıma gelmemle basladi. Bir bankın üstünde oturuyodum şuan, yurt çıkmamıştı okula alınmamıstım. Kafayi yiyecek gibi hissediyordum sanki beynim durmuştu. Hayata sitem ediyorum âdete ne yapacağım diye,
Birinin bana dokunuşuyla irkildim ve sol tarafıma döndüğümde ise bir çift ela gözle karşılaştım. Yumuşacık bir ses tonuyla bana iyi misin dedi. İyi olduğumu dile getirdim ve bana su uzattı daha sonra ise bana bı sıkıntınız mı var diye soru yöneltti bende ona öğrenci kartımın olmadığını ve güvenliğin beni okula almadığını dile getirdim. O ise bana bunun için canımı hiç sıkmamamı bu sorunu halledeceğini söyledi. Ona nasıl bakıyordum bilmiyodum ama birazdan mutluluktan ağlayacaktım sanırım. Daha sonra ise güvenlik hanıma kendisinin kantinci olduğunu ve misafiri olarak da beni okula almasını söyledi ve böylece okula ilk girişimimi sağladı.Allahım sana şükürler olsun sonunda şu okula girebilmistim ayaklarımı yere vurarak tepinmek istiyordum adeta evet dışardan biraz tuhaf gözüktüğümü hatta salak gibi durduğumuda biliyordum ama ben buydum önüme hangi zorluk çıkarsak çıksın oturur ağlardım çünkü kendimde o zorlukla savaşacak bi güç bulamazdım benim için bütün umut ışıkları sönerdi. Daha sonra ise biri benim elimden tutup o zorluğun içinde de çıkardımı mutluluktan ne yapacağımı şaşırırdım.
Daha sonra ise beni kantine bir çay içmeye davet etti o sırada ise adının Furkan olduğunu öğrendim. Çay içerken muhabbet esnasında ona hemşirelik bölümü öğrencisi olduğumu söyledim. Biraz muhabbet ve çaydan sonra sınıfına doğru yol aldım.
İlk dersim anatomiymiş, sınıfa girdiğimde bir oh çektim. Sınıf düşündüğümden de büyüktü sınıfın nerdeyse ucu bucağı yoktu. Hoca sınıfa girdiğinde bende gördüğüm ilk boş sıraya turuncu saçlı bir kızın yanına gidip oturdum. Hoca ilk önce kendini tanıttı daha sonra ise okul hakkında konuşmaya başladı. Hoca okul hakkında konuştukça Kendimi bambaşka bi dünyanın içinde hissediyordum, liseyle üniversitenin alakası yoktu gerçekten. Şöyle lise zamanlarına baktığımda ise küçük bir çocuk muşuz meğer. Sınıf uzun uzun, sıralardan oluşuyordu, sıralarda en fazla 4 kişi oturuyordu, sınıf hem temiz hemde ferahdı insanın içini açıyordu.
Ben sınıfı incelerken yanımdaki kızın omzuma dokunmasıyla ona döndüm. Bana sol elini uzatmış adını söylüyordu merhaba ben "Derya Asil" O zamanlar nerden bilebilirdim ki herşeyimi paylaşacağım kız olduğunu. Bende ona sağ elimi uzatıp merhaba bende Bade Türkmen dedim. Tanıştığıma memnun oldum Bade dedi. Ben ise ona gülümsemekle yetindim,
Derse ara verdik ve ben Derya ya öğrenci işlerine nasıl gidebileceğimi sordum. İlk işim öğrenci kartımın olmadığını hatırlayıp tekrar üzülmek yerine kartımı almak üzere yola koyuldum. Uzun bir kuyruk beni bekliyordu. Beklerken Elif ve Gamze adında iki kişi daha tanıdım. Okul hakkında konuştuk. İnsanlarla konuştukça kendimi buraya ait olduğumu hissettim, sonunda içeri girdiğim. Kadın Hoca sana nasıl yardımcı olabilirim diye sordu. Bende öğrenci kartımı almak istediğimi söyledim. İsmimi ,Kaçıncı sınıf olduğumu, eğitim durumumu ve bölümümü sordu. Hoca' nın önünde kartlara birlikte baktık Kartımı aldığım da Kendime kahve ısmarlamam gerektiğini düşündüm kahve mi alıp döndüğümde, Derya eliyle yanındaki sandalyeyi çekti. Benim gibi o da gurbetçiydi. Sivas'tan gelmişti. Sohbet ederken Furkan geldi ev arkadaşını ne ara buldun diye soru yönelttince Derya 'yla birbirimize bakıp kim dedik ve güldük. Meğerse Derya ile birlikte bi arkadaşı ev tutmuşlar yanlarına ev arkadaşı arıyorlarmis. Güne kötü başlamak kötü devam edeceğim anlamına gelmiyormuş sanırım şans bana dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADALYONUN İKİ YÜZÜ
Tiểu Thuyết ChungHedef olup vursan da, özenli sözlerin oklarıyla; Süslemedim harfleri adını oluşturanların dışında, Dökmedim yüreğimi kimsenin gözlerine Ey aşk! beni yağmala, ateş et arka arkaya aşk beni tara! Bilsin hiç bir şey umrunda değil, Dağlarım yaralarımı...