İlgilendiği dosyalar sadece karanlık tarafların dosyaları olurken kendinde emin olduğu tek şey kararlılığıydı.
Herkesin dilinde dolandığı namı değer ismi Bayan Savcıydı ve tek dillere destan sözü ise 'Doğrular, kusurlardan doğar."
Başına alabileceğ...
"Kızım sen manyak mısın? Niye ayaklandın kahvaltını yukarı getirirlerdi." Su'nun sitemli sesi kulaklarımı tırmalarken göz devirip bahçeye doğru ilerledim. "Alt tarafı vuruldum bir kurşunla ölecek biri değilim."
"Abim birazdan gelir ve seni ayakta görürse falakaya yatıracağı kişi ben olacağım yanlız." Bahçeye attığım adımın ardından sırtıma giren acı ile durakladım. "Selamı mı söyle abine."
Oturduğum koltuğa resmen sinerken ağrıyla baş etmeye çalışıyordum. Çalan telefonum kulaklarıma ulaşırken kulağıma yerleştirdiğim gibi Aytekin'in sesi duyuldu. "Savcım."
"Baş komiserim." Telefonun diğer tarafından gelen sesleri aldırış etmeyip söyleyeceği şeylere dikkat kesilmiştim. "2 dakikaya dediğiniz gibi oradayız savcım istediğiniz birşey var mı?" Evet ekibim buraya geliyordu çözmeye çalıştığımız adamın evine.
Onun hakkında tek bildiğimiz ismiydi Pamir Boz adı dışında hiç bir bilgi yoktu çözmeye çalıştığımız dosyada ki Tilki adlı şahısın bu olduğuna emindik ama kanıtlayamadığımız bir çok şey vardı üstelik bu adamın artık beni ondan habersiz bir kovalamaca yapmamam için tuttuğuna emindim halimden memnundum ne derler bilirsiniz dostunuzu yakın düşmanınızı daha da yakın tutun.
"Sadece soğuk bir kahve istiyorum beyaz çikolatalı olanından." Aytekin'in onaylar sözlerinden sonra telefonu kapattım. Buraya gelmelerinin en büyük sebebi bendim yaralanmıştım ve buradan hiç gitmeye niyetim yoktu karakolda ki işim zaten bu adamdı ve ben buradayken onu daha iyi çözebilirdim.
Oturduğum yerden doğrulup içeri geçtim ve bana ayrılan odaya yöneldim. Daha rahat birşeyler giymem gerekiyordu gelenleri pijamayla karşılayacak değildim.
Üstüme siyah bir göbek üstü t-shirt geçirip altıma beyaz belden lastikli ve paçaları da lastikli olan bir eşortman geçirdikten sonra klasikleşmiş olan krem rengi tavşanlı pofuduk terlikleri de giyerek odadan ayrıldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beni karşılayan bir adet sinirli Pamir Boz'du. Çatık kaşlarıyla beni baştan aşağı süzdükten sonra birşey demeden yanından geçiyordum ki olabildiğince nazik bir şekilde belimden kavrayıp duvara yönlendirdi. "Bana ayakta olman için mantıklı bir sebep söyle yoksa birazdan Su'nun canını okuyacağım."
"Birincisi o senin kardeşin ve ikincisi-" Sözümü kesen şey bize doğru yaklaşan hizmetli oldu. "Eylül hanım misafirleriniz geldi." Sinsi bir gülüş sunup kollarının arasından büyük bir kıvraklıkla sıyrıldım. "Bir de gelen canım ekibim."
"Görelim bakalım ekibini." Fısıltı halinde çıkan cümlesi ile göz devirip bahçeye yöneldim. Bahçeye çıkmamın ardından üzerime atılan Kumsal ile dudaklarımın arasından bir inilti koptu.
