Çocukluğunu yaşamakla yaşamamak arasında bir çelişki düğümüydü hayat buse için. Evin en küçük çocuğu şımarık büyütülse de her zaman anne otoritesi onu kendi içinde konuşmalara sürükledi. Büyümek istiyor du hemen annesini babasının bitmek bilmeyen kavgalarindan kurtulmak için hemen büyümek istiyor du. Aile içinde hep içine kapanık buse okul da kurduğu ilişkiler le arkadaş çevresinin hep göz bebeği olmuştu. Esmer koyu kestane saçları hep belinde çekik gözlü zayif minyon fiziginin yanı sıra güler yüzlü bir kızdı. Ailesinin ani olarak verdiği kararla liseyi bitirir bitirmez şehir dışına küçük bir sahil kentinde açtı gözlerini. Oysaki buraya ufak bir valiz gelmişti. Babasının bir aksam üstü " artık burda oturucagiz iyi bir dershane ile Anlaştım baya da iyi aylık veriyorlar " sözü ile o çekik gözleri yerlerinden çıktı sanki buse nin.
"Üniversite ye burda mi hazırlanicam baba ? Hiç arkadaşım yok beni peşini niz den sürüklemizden bıktım bu evde neyim ben süs mü km lerce uzaklıkta oturan ablamın bile fikri sorulurken sizle bu hayatı paylaşan ben neyim burda neden banada.... " daha lafını tamamlayamadı annesi lafları tokat gibi geçirdi genç kızın yüzüne.
"Senin arkadaşa ihtiyacın yok sınava hazirlanacaksin. Dershane den eve evde dershaneye iyi bir yeri kazanıp okuyacaksin ne yapiyorsak senin için bu nankörlük te neyin nesi buse ? Baban acıktı çok konuşma da masayı hazirlayalim" diyerek konuyu kendisine gore kapattı.
Buse herseyi fark etmiycek kadar saf yerine konulduğu için kendini kötü hissediyor du. Abisinin tayini bu küçük sahil kasabasına çıkmış ailesi de maddi olanaklarını geliştirmek ve abisine destek çıkmak için memleketlerininden ayrılmak
İstemişlerdi. Abisi bekar yakışıklı ortaboylu esmer herkes tarafindan ilgi gören kızların hayallerini susleyen bir komutan dı ve artık evlenmek istiyor du kafasına uygun boyu boyuna huyu huyuna güzel bir hanımla. Ama evim otoritesi Nermin hanim bu konuyada el atmıştı. Onun istediği kriterler de olacaktı bitanecik oğlunun eş seçimi. Evin en büyük çocuğu bundan yıllar önce nasibini almış memleketine km lerce uzak bir küçük şehre öğretmen olarak atandığın da henüz 22 yaşındaydı ve adım attığı gün en kisa zamanda bu şehir den gitme hayaline kapıldı. Hayaldi çünkü evlendi ve istemediği şehirden yıllarca çirpinsada çıkamadı. Nermin hanımın bu konuda otoritesini kullanma niyeti yoktu. Çünkü kızı iyi varlıklı bir aileye gelin gitmişti. Evin bütün fertleri artık bir çatı altında toplanmıştı evin en büyük çocuğu ilk göz ağrıları aslı gurbette iki çocuğu ile birlikte bu adalete isyan ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜN PERİSİ
Romanceilk göz ağrısı Hakan'ın o ela gözleri ile tanımış ti dünyayı buse. Bu kadar acı çekeceklerini bilse severmiydi hiç onu üzermiydi ela gözlü aşkını. ..... hikâyenin tüm hakları saklıdır.