Kai ve Victoria

358 18 25
                                    

Kai ile tanışalı neredeyse bir ay olmak üzereydi ve bu son bir ay hayatımın en eğlenceli ancak bir yandan da en anlam veremediğim aylarından birisiydi.

Başta Kai ile kötü bir tanışma yapmış olsak bile şuanda iyi anlaşıyorduk ve bence aramız gayet iyiydi.

Beth'e ise bu konudan bahsettiğimde her zaman dediği gibi kimseye güvenemem gerektiğini söylemişti. Zaten tanıştığımız zamana şahit olan birisi olarak böyle tepki vermemesi olanaksızdı tabii.

Ancak ona güvendiğimi kim söyledi? Benim bu hayatta güvenebileceğim iki kişi var ve bu iki kişiden birisinin kesinlikle Kai olmadığını biliyorum.

Kafamın içindeki bu düşünceler beni yiyip bitiriyorken bende elimdeki bugün kaçıncı olduğunu saymadığım kan torbasını bitiriyordum.

Bu aptal plastik içindeki kanı içmektense bir insanın kanını emmek daha kolay ve doyurucu olurdu eminim, ancak şu anda hiç ama hiç uğraşasım yoktu.

Torbayı bitirip çöpe attığımda evin yakınlarında artık ezbere bildiğim kalp atışlarını duydum ve çok geçmeden sol tarafımdan gelen cam tıklatma sesi ile pencereye doğru döndüm. Pencereye doğru nasıl baktım bilmiyordum ama Kai'in surat ifadesine bakılırsa bakışarımın sertliği kesinlikle bilinçli kullanmayı öğrenmem gereken bir şeydi.

Daha fazla pencerenin arkasında durup bakmaya devam edersem bir ton laf edecek olan bu yeni eğlencemin ya da ismini bilmediğim bu olayın içeriye girmesi için pencereyi açtım.

"Kapıyı kullanmayı asla öğrenmeyeceksin değil mi?" Diye sordum alacağım cevabı oldukça iyi biliyorken.

"Sanırım bunun cevabını ikimiz de biliyoruz." dedi ve kenara çekilmemle birlikte vakit kaybetmeden içeriye atlayıp camı geri kapattı.

Tanıştığımız günün sabahından beri asla kapımı kullanmamıştı.
Bir gün çocuklara anlatılan Noel Baba gibi bacadan atlayıp şömineden çıkacak diye korkmuyorum değildi.

"Ee napıyoruz bugün?" diye lafa atladı hemen. (Arsız o, yüzsüz o, mutlu oooo)

"Seni bilemem ama ben kesinlikle bu günü uyuyarak geçirmek istiyorum." dedim yorgun bir sesle. 

Gerçekten de yorgundum. Hayatımın bir anda böyle ani bir değişim geçirmesi vücudum için iyi olmamıştı anlaşılan.

Tabii ki asla istifini bozmadı ve yüzyıllardır gördüğüm en yüzsüz insanlar listesinin başına geçmesini sağlayan o sözler dudaklarından uçtu.

"Oh ne güzel işte beraber uyuruz."

Sözleri istemsizce gözlerimi devirmemi sağlarken ona alaycı bir bakış attım.
Bu çocuk gerçekten deliydi. Benim böyle bir şeyi kabul edeceğimi mi düşünüyordu cidden.

Aslına bakılırsa ben bunu dile dökerken bu şekilde söyleyeceğimi zannedebiliyor muydum onu da sormak lazımdı.

"Tabi tabi" diyerek dalga geçtim kısa bir süre de olsa onu geçiştirmek için. Ancak yine de her ne kadar bunu geçiştirmek için söylediysem de bu, lanet şeytan tüylü çocuk üzerinde işe yaramamış ve bana gayet ciddi olduğunu belirten bir bakış sunmuştu.

Ciddi olamazdı değil mi, diye düşünmekten kendimi alıkoyamasam da ciddi olduğunu tüm benliğimle biliyor ve hissediyordum. Gerçi onun ciddi olması benim mantığımın ve kalbimin buna pek izin vereceği anlamına gelmiyordu.

Gelmiyordu değil mi?

Sanki aklımı okumuş gibi yanıma yaklaştı ve sanki birisi bizi izliyormuş gibi kulağıma yavaşça fısıldadı.

"Şaka yapmıyorum." Bu sözler Kai'ın arsız dudaklarından dışarı çıktığı andan itibaren belliydi sonumun olacağı.

Peki ben neden bunu anlıyor, fark ediyor olmama rağmen hiçbir şey yapamıyordum?

Hadi ama, ben henüz yirmili yaşlarında toy bir kadın değildim elbette birisinin etkisi altına böyle kolay giremezdim ama Kai Parker...
O şerefsizin bana ne yaptığını bilmiyorum ama gerçekten okkalı bir şerefsiz olmalı ki benim bu hayatta yapmam dediğim pek çok şeyi yapmama vesile oluyordu.
Bunlardan memnun olduğum kesinlikle söylenemezdi hatta düşünülemezdi bile ama bunu durdurmak için de bir hamle yapmamıştım.

Gerçekten bazen kendime anlam veremiyorum,bu doğru evet ama yine de son zamanlarda bunun bu kadar sık yaşanması, özellikle de aynı kişide yaşanması oldukça kafa karıştırıcıydı.

Ne tepki vereceğini bilememek; bu çoğu kişinin başına geliyordur biliyorum ama yine de böyle bir anda bilememek daha zor ve daha kafa karıştırıcıydı. 

Büyük bir karşılık verip geçmişime ihanet etmemek mi yoksa akla gelecek her türlü tehlike ve pişmanlık riskini göze almak uğruna sıcak davranıp  iyice çıkmaza girmek mi? 

Hiçbir karara varamayınca doğaçlama gitmek hayatımın en büyük hatalarımdan birisi olabilirdi gerçekten ve ben tamda şu anda bu hatayı yapıyordum. Lanet olsun ki yapıyordum? Neden bunu yapıyordum?

"Bilemiyorum Kai.. Hem kısa sayılamayacak bir süredir konuşuyoruz hem de nasıl bir ilişkimiz olduğuna herhangi bir isim bile veremiyorum..." Dedim doğruları söyleyerek.

Hah, en azından açıksözlülüğümü henüz yitirmemişim!

"Biz de isim koymayız o zaman.." dedi ve muzipçe dudaklarıma doğru yaklaştı.

Onun beni etki altına alan lanet enerjisini hissetmek ve bu enerji karşısında gerçekten de etki altına alınmak aklımı iki parçaya bölüyordu.

Bir tarafta o enerjiye hızla çekilen ve benliğimden çok uzak bir kız varken diğer tarafta gerçek ben yani; böyle şeylere oldukça sert tepki veren, hayatında ondan başka birisinin olmasını bırak başka birisinin olma düşüncesiyle bile sinir krizleri geçirecek olan ben vardı.

Aklım da kalbim de bunun kötü bir fikir olduğunu adeta bağırıyor olsa da kendime engel olamadığım için kendime kızacağımı çok iyi biliyordum.
Yine de nedenini bilmediğim bu enerji beni Kai'e doğru çekiyor, mantığımı da kalbimi de tamamen devre dışı bırakıyordu.

Ama ne olurdu sanki uzun zaman sonra bir sefercik düşünmeden hareket etsem?

Kendimden beklenmeyecek bir şekilde bu sefer ,yine aynı asırlar önceki gibi, düşünmeden hareket ettim ve dudaklarımızı birleştirdim.

...

Selamlar. Öncelikle Kai ile Victoria arasındaki ilişkiyi yüzüstü anlatıyorum çünkü aklımda daha geniş olaylar var ve onlar için çok uzamadan Kai ile Victoria'nın ilişkisi yüzüstü anlatmalıyım.

Hikayenin asıl konusu benim kafamda aslında tam olarak gerçekten Kai ve Victoria ilişkisi olmadığından da bu kadar yüzüstü anlatıyor olabilirim ama dediğim gibi kafamda oluşan kurgu onların ilişkilerinin başrolde olduğu bir hikaye değil.

Bir başka bahsetmek istediğim konu ise bu kurguda +18 yazmayacağım. (ne yapacağım belli olmaz bana fazla güvenmeyin)

Son sahneden sonra bunlar oluyor ve ben dediğim gibi böyle şeyler yazmayı sevmiyorum.

Umarım anlayışla karşılarsınız. Bol bol öpüldünüz 🫀






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FİRST TRİBİRDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin