Kabulleniş

44 0 0
                                    

Uyandığında kafasını klozetin içinde buldu. Su olması gerekirken kusmuk vardı.

Büyük olasılıkla dün eve varınca kusmak için banyoya acele etmişti. Başarmış gibi gözüküyordu. Kusmuk kokusu neredeyse burnunun direğini kıracaktı. Ne zaman kırmızı ton içeren bir cisim gözüne ilişse yeniden kusmak lavaboya koşuşturuyordu. Midesinde daha fazla boşaltacak bir şey kalmadığı için safra gelmeye başlamıştı. Ve bir süre sonra boğazını tahriş edince kan da gelmeye başlamıştı.


 Kan... Artık hayatında kendi kanından daha fazla başkalarınınkini göreceğini biliyor ama reddetiyordu. Daha doğrusu kabullenmeye kendisi hazır değildi.


Telefonu,, ekranı çatlamış, kenarları aşınmış ve kılıfın rengi solmuş,, yeniden titreşti. Eve geldiğinden beri yüzüncü defa mesaj gelmiş olmalıydı. Bakmak için kendisinde zerre güç bulamıyordu.


Yerinden kalkmadan pencereden dışarı baktı. Uzunca bir süre bakmış olmalıydı çünkü güneş yine utangaçlığı ile kendisi bu yarımküredeki insanlardan gizlemişti.


Sonunda telefonu bakacak gücü kendinde bulunca telefonuna uzandı. Eline aldığında bir kere daha titreşti. Ve mesajları okumaya başladı:

-Buse nasılsın?

-Buse iyi misin?

-Buse cevap verir misin?

-Bana darıldıysan söyleyebilirsin.

-Nedenini söyle en azından...

-Benden uzak kal demeye çalışıyorsan söyle ve rahatla...

-Anladım ama nedenini söyleyebilirdin...

Ve buna benzer mesajlarla dolmuş taşmıştı telefonu.


Kendini yeniden yatağa attı. Kaan yine gereksiz yere alınmıştı. İlk kez böyle yaptığı zamanı çok iyi hatırlıyordu. Kendi annesi vefat etmişti, Kaan'ın çok duygusal olduğunu bildiği, özellikle ölümlerde, söylememişti. Kaan olanlardan habersiz bir şekilde Buse'ye buluşmaları için mesaj atmıştı. Buse cevap vermeye bırakın mesajı okumamıştı bile. Kaan yine aynı şekilde mesajlar atmıştı. Olanları öğrenince aşırı fazla darıldığı belli oluyordu ancak davranışlarına yansıtmıyordu. Buse'yi üzmekten çekiniyordu.


Evden üstüne eskimiş bir palto alarak çıktı. Markete doğru yola koyuldu. Yolun sağında kolunda saat olan oturmuş dilenen bir adam gördü. Değişik olan şey saatin lüks ve yeni olmasıydı. Yaşadığı devirde hiç kimsenin böyle bir yardım yapmayacağının farkındaydı, dünyayı pespembe görmeyi yıllar önce bırakmıştı. Yardım edilmiş olsa bile paraya ihtiyacı olsa satardı. Normalde asla yapmayacağı bir eylemde bulundu.

Adamın kalkıp yürümesi bekledi. Kendisi de adamın peşine takıldı. Gözden kaybolmak için adam farklı ve alakasız yollara sapıyordu. Bir kere lüks bir hotelin önünden geçmiş ondan sonra içinden sütyen dışında hiçbir şey giymemiş bir kadının çıktığı pembe boyalı bir evden geçti. Her şey az sonraki olacak olaylara kadar normaldi.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yükselen CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin