1*

894 46 17
                                    


"Ne çok beklettin beni,

Ne çok özledim seni..."

******


"Bir sabah uyansam ve adını hiç bilmediğim bir kente açsam gözlerimi.
Kimseler tanımasa beni, tanıdık bedenlere rastlamasa yolum.
Unutsam bir bir yaralarımı,yaraları açanları,
En başından başlasam,sıfırdan."

Barış,yatağına girmeden önce bu kelimeleri yazdı geometri kitabının köşesine.

Son zamanlarda her şey üst üste gelmeye başlamıştı.Kız arkadaşı tarafından aldatılmıştı,ki bunu kesinlikle beklemiyordu.Bir süredir ilişkilerinde sorunlar yaşıyorlardı,aslında her ilişkide yaşanan klişe sıkıntılardı.En azından Barış böyle düşünmüştü ama yanılmıştı.Büge'nin hayatına yeni biri girmişti ve Barış'a bunu söylemek yerine aldatmayı tercih etmişti.

Akşamdan beri durmadan ağrıyan başına,sağ eli ile hafifçe masaj yapmaya başladı.Geometri kitabı hala önündeydi,tek sorunu aldatılmak değildi.Dibe çöktüğü için derslerine odaklanamamış ve butlere kalmıştı.Bu da yetmezmiş gibi,bütlere kaldığını öğrenen babası ona surat yapıyordu.Bir süreliğine her şeyi unutabilmeyi nasıl da isterdi,yoksa çok yakında kafayı sıyıracaktı.

Hayatında herşey alt üst olmuştu.Berbat aşk hayatı, aşk hayatı kadar berbat olan dersleri ve bir süredir babasının işleri yüzünden peşinden ayrılmayan savcı.Savcıyı anımsadığında baş ağrısı arttı,o adama sinir oluyordu.Surekli etrafindaydı ve sürekli onu bir şeyler ile suçluyordu.

Tamam babası pek temiz işler yapan bir adam değildi,ama hiç bir zaman ne babasının ne de kardeşinin işlerine karışmamıştı.Ne onlara engel olmuştu,ne de onlara yardımcı olmuştu.

Başının ağrısı geçmek yerine biraz daha artınca,baş ucunda ki lambayı kapattı ve oturduğu sandalyeden kalkıp yatağına ilerledi.Her yeni doğan gün beraberinde yeni bir umut getirir diyen şairler ve düşünürler umarım yanılmıyordur diye geçirdi içinden,uykuya dalmadan hemen önce.

******

"Majesteleri henüz uyanmadı general."

"Bu sabah konsey toplantısı var,erkenden uyanması gerekiyordu."

Barış duyduğu sert sesle yatağında sağdan sola döndü,yatağın yumuşaklığı onu yeni bir uykunun kollarına çekmek üzereydi.Ama biraz önce duyduğu sert sesi yeniden duyduğunda gözlerini açmak için kendini zorladı.Komşularını sabahın köründe bağırmamaları gerektiği konusunda uyarmalıydi,zira apartmanda yaşamanın belli başlı kuralları vardı.

Saatin kaç olduğuna bakmak için,elini yatağının yanında duran komidinin üzerine attı.Ama eli bir boşlukla karşılaşınca,yarı kapalı gözlerini tamamen açmak zorunda kalmıştı.İşte hayatının şokunuda tam o an yaşadı.

Kendi odasında değildi,yattığı yatak kendisine ait değildi.Ya akşam nerede uyuduğunu unutacak kadar çok içmişti,ya da rüya görüyordu.

"Gidip majestelerini uyandır.Bahçe kapısında kendilerini beklediğimi ve ona toplantıda eşlik edeceğimi söyle."

"Emredersiniz general."

Barış hala kavramaya çalışan gözlerle odayı inceliyordu.Neredeyse kendi dairesinin iki katı büyüklüğündeydi.Odanın içi"hey ben çok pahalıyım"diye bağıran eşyalar ile doluydu.Hala üzerinde oturduğu yatak mavi renk ipek kumaşlar ile donatılmıştı ve üzerinde yine ipek bir gecelik vardı.Siyah renk,yakası hafifçe açık bir şeydi ve Barış'ın tarzına kesinlikle uymuyordu.

RedamancyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin