Güneş mi? Ay olmak varken hangi aptal güneş olmak ister ki?
-Günümüz-
Boş evde son bardağı da dikip televizyona baktım, bugün ayın 20'siydi yani Felix'in yanına gitme zamanım ama ben o bu dünyadan gittiğinden beri her akşam mezarına uğruyordum, ben ondan soğumamıştım sadece değerini unutmuştum.
Derin bir iç çekip evimizden çıktım ve Felix'in mezarına doğru ilerledim, belki bir gün beni duyarda özürlerimi affederdi. Oraya her gittiğimde Jisung, Jeongin ve Seungmin ile karşılaşırdım bana hep Felix'in beni ne kadar çok sevdiğini anlatırlardı.
Ben ona ne kadar kötülük yapsamda hep iyi yanını bulup mutlu olduğunu söylerlerdi. Benim tek istediğim onun temiz kalbini bu iğrenç dünyadan kurtarmaktı, tabi sonucunun bu olmasını bende istemezdim.
Benim gibi birini Felix nerden buldu ki? Onun hayatında hiç bilmediği işlere karıştığım, onca insan öldürdüğüm bu hayata onun saf kalbini nasıl dahil edebilirdim ki?
Minho ise öz kardeşini düşünmeden edemiyordu, onun da Felix'i korumak istediğini her zaman biliyordum sadece geç kalmıştı. Felix ise daha bir abisi olduğunu bilmeden ölmüştü. Bu dünyada neden hep iyiler kaybeder? Neden hep kötülerin peşinden koşarlar?
Felix gittiğinden beri çok şey değişmişti, Seungmin, Jeongin ve Jisung'da bizim işlerimize dahil olmuşlardı işlerimiz dediğim kötü işlere.
Biz insanlara acımayarak onlardan evlerini, organlarını, altınlarını alırız kısaca herşeyini. Bunları yapanlar biz değiliz ama emirleri veren bizleriz.
Derin bir iç çekip içeri girdim, koltukta oturan Changbin'i gördüğümde içki şişesini alıp kafama diktim.
"Kendine gel artık Hyunjin." İçki şişesini ağzımdan çektiğimde elimde sallandırıp Changbin'in karşısına oturdum ve bacak bacak üstüne attım.
"Felix'i mi düşünüyorsun?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp içki şişesini tekrar diktim kafama her yudumda onun gülüşünü daha net hatırlıyordum, sarı saçlarını, parıldayan gözlerini.
Keşke onu son kez öpebilseydim.
Derin bi iç çekip arkama yaslandım ve tekrar Changbin'e döndüm, bana anlamsız gözler ile bakıyordu.
"Bugün ayın 20'si Changbin." Anlamadığını belirterek kafa salladığında geriye yaslanıp içki şişesini salladım.
"Bugün Felix'in yanına gitmem gerekiyordu." Changbin gözlerini yere alıp doğrulduğunda sırıttım.
"Onu sevmiyordun, neden üzülüyorsun?" Changbin etrafa bakıp benim soruma cevap verdi.
"Sana üzülüyorum." Tekrar sırıtıp kafamı yukarı kaldırdım, bu sırıtmam bir kahkahaya dönüşüyordu.
"Felix'i çok özledim." Gözlerim dolarken ayağa kalkıp Changbin'e baktım, bana anlamsız gözler ile bakıyordu.
-Skz-
Jisung
NerdesinizSeungmin
alt katta Chris'le oturuyoruz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤 𝐑𝐨𝐬𝐞 /𝑯𝒚𝒖𝒏𝒍𝒊𝒙/ DÜZENLENİLİYOR
FanfictionHyunjin değerini bilemediği sevgilisi ile tekrar karşılaşır, ama bu sefer hiç bir şey umduğu gibi gitmez.