İnsanın hayatı hep beyaz başlar.Her hayat defteri temizdir başlangıçta.Kimi küçük hatalar kirletir bizleri.Kimi hatalar tüm defteri karalar bazen.Bir anda tüm renkler siyah olur.Karanlık denilen şey gerçekten içimizde var olur.
Sanırım bu hayat benim tercihimdi.Bu karanlık yükseliş belli ki benim seçimimdi.Ya benim hayatım zaten karanlıksa?Belki de benim gördüğüm ve ilerlediğim karanlık benim aydınlığımsa?Kötü bir hayatım olduğunu söylemem yanlış.Bu hayat benim tercihlerim doğrultusunda işleyen bir tür makine ve ben mantığım yerine hissettiğim hazlar doğrultusunda yaşamayı seçtim.İnanın daha muazzam bir seçim.
Beni tanımıyorsunuz.Bana ilgi mi duyacaksınız?Benden nefret mi edeceksiniz?Beni gerçekten sevecek misiniz?Bunların hiçbirinden emin değilim.Size sunduğum düşünceler gerçek kişiliğime tutulan bir aynadan ibaret.En eğlenceli kısmı ise hissettiklerimin hazzına varmak sadece tüylerinizi ürpertmekten ibaret olacak.Beni tanıyabilirsiniz elbette ancak benim gibi hissedebilir misiniz, bu konuda emin değilim.
Ben Asrın Çağdaş.Ürkütücü gibi görünse de 19 yaşında sadist ruhlu bir kızım.Bilemiyorum.İnsanlara nefretim nasıl oldu da bu kadar büyüdü gerçekten kestiremiyorum.İçimde ki karanlık ruh günler geçtikçe beni ele geçirdi.Şimdi ise mutlak kraliyetimde ki durumun zevkini sürüyorum.Ben kimdim?Beni kim böyle yaptı?Her şeyi anlatmam için bolca zamanımız olacak sanırım.
Her şeye en başından başlamak gerekirse içimde ki karanlık ruhu nasıl keşfettiğim ile başlamalıyım.Tabi ki de her olayın sorumlusu gibi beni de bitiren bir erkek oldu.İlk aşkım?Sevgiyi tattığım ilk insan?Her kelime ona olan sevgimi anlatmak için yetersiz kalıyor.Her şiir yarım kalıyor.Her ilimin yüceliği sadece ona işlemiyor.Hissettiklerimin kelimelerle anlatılmış hali bu olsa gerek.Çünkü o aklımdayken konuşması biraz zor oluyor.Onu tanıyana kadar herkes gibiydim.Sıradandım.Ama onu görüp, sevdikten sonra her şey farklılaşmaya başladı.Aldığım nefes, gördüğüm her imge, kokladığım her koku, hissettiğim her duygu, tattığım her yiyecek farklılaşmaya başladı.Sanki bir anda kışın ortasında çiçekler açıp bahar geldi.Sanki simsiyah gecelerdeki kara bulutlar silinip ay ışığı dünyamı aydınlattı.Her şey o kadar anlamlı gelmeye başladı ki içimden geçirdiğim tek şey ona teşekkürüm olmuştu.Onu sevdiğim için kendime teşekkür ettim.Karşıma çıktığı için ona teşekkür ettim.İnanın ben daha önce hiç böyle hissetmedim.
Aşk denen şey gözüme perde olmuştu.Onun sadece iyi tarafını görmem yetiyordu bana.Keşke her şey bu kadar mutlu ve canlı olsaydı.Daha sonrasında her hücreme kadar bana ilgisizliğini hissettirdi.O soğuk duruşları, soğuk mesajları.İnsanı gerçekten etkiliyormuş.Son kez konuşmuştuk o gece.Bana soğukluğunu ve sevgisizliğini ilk kez bu kadar derin hissetmiştim.Ve o gece karar verdim her şeye.Her kötülüğü o gece hissettim.Her iyiliğin sadece canımı yaktığına o gece karar verdim.Canımı sıkan şey her neyse ,sadece kalbimi rahatsız etmekten başka bir şey yapmıyordu.Bende durdurmak istedim her şeyi.Tüm hissettiğim acıları, canımı yakan tüm insanları, bana hata yaptıran aptal aşkları...Tüm hepsini yaktım ben o gece.Sevgime dair her şeyi silip attım.O gece cenazemi verdim.Her şeyden acı çekme potansiyeline sahip, küçük, masum ve savunmasız kız çocuğu olan Asrın Çağdaş'ı yok ettim.Kendi içimde kendimi yok ettim.Meğerse her şey o kadar basit bir denklemden ibaretmiş ki!Eğer sen bu hayatta savaşını kaybetmek istemiyorsan mutlaka can yakman gerek.Ölmemek için öldürmen,üzülmemek için üzmen gerek.Bu kuralı acımasızca diye düşünmeyin sakın.Eninde sonunda herkesin başvurduğu ya da başvuracağı, hayatta kalmanın sözleri bunlar.Lise çağındakı bir kızdan bunları duymak..Sanırım anlattıklarımı ürkütücü bulmanıza ya da "bu kızın psikolojisi kesinlikle bozulmuş" demenize neden olacak.
Aslında dönüşümde ki nedeni sadece aptal bir aşk yüzünden olduğunu söylemek mantıksız.Ama bardağın taşmasını ,son damladan biliriz hep.Bardağı dolduran damlalar gözümüze bir hiç gibi gözükürken son damlayı suçlarız hep.Bu yüzden aptal bir aşk bile fazla gelmişti.Bardak olan hayatımda tüm acılar gözüme bir hiç gibi gözükmüş ,sadece bir erkeğin bana karşı ilgisizliği nefretimin beni ele geçirmesine neden olmuştu.
En önemli soruyu sorma vakti geldi sanırım.Şimdi ben kimim?Şimdilerde tek zevki insanların canını acıtmak olan, üzülmemek için üzen,size göre gaddar benim içinse soğuk kanlı birisiyim.Böyle olmamı ben istemedim.Beni böyle olmaya zorladılar ve şimdi bulunduğum konumdan nefret etmek yerine onu seviyorum.Beni bu hale getiren insanlara teşekkür ediyorum.Artık acılarımı hissetmiyorum.Aldığım darbeleri misliyle geri ödetiyorum.Belli ki bu durum beni duygusuz,korkutucu, Kötülükler Kraliçesi ünvanını almamı sağlıyor.Ancak ben bunu sadece bir koruma kalkanı gibi görüyorum.İnanmayacaksınız, biliyorum ama bu durum benim hayatı sevmemi sağlıyor.Gözünüzü korkutmak istemem ama benim cehennem krallığıma hoş geldiniz.