3.Bölüm:Abimin kalp atışı

7 2 0
                                    


Hani olur ya,o kadar yorulursunuz o kadar sıkılırsınız ki önünüze gelen ilk kişinin kollarına bırakırsınız kendinizi.Ona sebepsiz yere sonsuz güvenerek.Ona sonsuz inanarak.

Sürüklediği her yere gitmeye razı olursunuz.Çünkü zaten kötü bir yere de götürmeyecektir sizi.Sizi incitecek en ufak bir şey yapmayacaktır.Sizin mutluluğunuz için, sizin geçmişiniz için çabalayacaktır.Sizi koruyacak kollayacaktır, sığınağınız olacaktır.Ya da siz öyle sanırsınız...

Yaklaşık iki buçuk saattir Ömer ile beraber öylece oturuyorduk.Hiç bir şey konuşmamıştık.Benim merak ettiğim, sormak istediğim çok şey vardı ama alacağım cevaplardan korkuyordum.Ömer'de oldukça düşünceli gözüküyordu.Ne düşünüyordu bunca zamandır?Neden hiç bir şey söylemiyordu?Yoksa korktuğumu bildiği için her şeyi benden saklamaya mı karar vermişti?Ama her şeyi görecektim zaten.Hazırlıklı olmam daha iyi değil miydi?

Amine abla da iki buçuk saattir mutfaktaydı.Yemek yapıyordu diye düşündüm.Ama yemek kokusu falan gelmiyordu.Başka bir koku mu vardı sanki?Evet vardı.Ne kokusu bu böyle?Çok kötü!Kokunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.İstemsiz olarak kaşlarım çatılmıştı.Ama hala anlayamamıştım ne kokusu olduğunu.Ömer ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki, dudaklarıyla:

"Alkol ve sigara kokuyor." dedi.

Ne!?Neden alkol koksun ki?Amine abla gerçekten de yemek yapmıyordu, bir de alkol mü içiyordu!?Gerçekten kafayı yemek üzereydim.Kafam allak bullaktı.Amine abla iyi birisine benzemiyordu.Sanırım Fırat dedikleri o adam da çok iyi değildi, ve beni evlat edinmişlerdi!Artık onlarla yaşayacaktım ve kim bilir bana neler yapacaklardı!Aslında dövmüyorlardı sanırım sadece damaryolu açıyorlardı.En fazla ne olabilirdi ki?..

Kapının sesiyle irkildim.Kapı o kadar sert çalıyordu ki neredeyse kırılacaktı.Bunu abimin belli belirsiz irkilmesinden anladım.Bunu saklayamamıştı.Ama kimse yerinden kıpırdamıyordu. Amine abla zaten mutfaktaydı.İkisi de kapıya bakmıyordu ve kapının çalınışı daha da korkunçlaşıyordu.Ne yapacağımı bilemiyodum.Kapıyı ben açmaya karar verdim.Koşarak kapının önüne geldim, bir kaç saniye tereddüt ettim ama en sonuna kapıyı açtığımda karşımda neredeyse dev sayılabilecek bir adam vardı 'en azından benim için'.Boyu çok uzundu hafif kilosu da vardı.Hatta kasları vardı.O kadar ürkütücü duruyordu ki...

Sanırım bana bağırmıştı bu yüzünden anlaşılıyordu.Ama duyamıyordum zaten.O an buna şükredecektim.Yinede yüz ifadesi bile korkutucuydu.Kalın kaşlarının altındaki gözleri bana çok sert bakıyordu.Korkudan kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Koşarak Ömer'in yanına gittim ve oturdum.Ömer de o adama bakıyordu.Onun gözlerinden de ateş fışkırıyordu.Eğer bir kaç saat önceki şeyler olmamış olsaydı ondan da korkardım.Ama beni koruyacağına fazlasıyla inanıyordum.Sonra adam sinirle Ömer 'e bağırmaya başladı, ben de dudaklarını okumaya başladım tabi:

"Niye açmıyorsunuz şu  kapıyı!İki saattir vuruyorum."

"Duymamışızdır , kusura bakma bidaha olmaz(!)"dedi Ömer.

O kadar alaylı bir yüz ifadesiyle söylemişti ki ben bile sesindeki alayı duymuşum gibi hissettim.Adam Ömer'in bu söylediklerine daha da sinirlendi.Ama hiç bir şey yapmadı.O kadar sinirliydi ki Ömer'i tekme tokat dövecek diye beklemiştim ama o hiç bir şey yapmamıştı.Sanırım gerçekten de fiziksel şiddet uygulamıyordu.Sadece iğne batırıyordu canı acısın diye.Öyleydi değil mi?

Kafamda öyle kötü senaryolar dönüyordu ki bu titrememe sebbep oldu.Ömer'de bunu fark etmiş olacak ki bana iyice yaklaşıp sarıldı.Ben her korktuğumda bana böyle sarılacak mıydı?Ellerimi kaldırdım ve sordum:

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin