Chan'dan
Lix: Lütfen
Chan: hayır.
Lix: lütfeeennnn. Lütfen lütfen bir kere daha . Lütfen
Chan: Hayır dedim neyini anlamıyorsun?
Lix: hadi hyung kızgınlık geçirdim ve o zaman beraber olduk neden şimdi işleri sarpa sarıyorsun? Seni bir kere daha öpmek istediğimi şöylüyorum sadece bunun nesi zor?
Chan: Felix bak böyle şeyler benim için çok zor, sen benim ellerimde büyüdün. Seni ben büyüttüm. Benim çocuğum gibisin ve senin hakkında herşeyi biliyorum, ezberledim. Seninle bir ilişki içerisinde olmak bana çok yanlış geliyor,
Jeongin hyungun changbini sahiplenirken aklında bir çocuk bakmak yoktu, o kendine bir arkadaş arıyordu fakat sen benim minik savunmasız ilk günkü kadar savunmasız bebeğimsin. Batınağın ònünden geçerken birden seni gördüm ve içgüdülerim ortaya çıktı seni yanıma almamı ve sana sahip çıkmamı söyledi içgüdülerim. Ama lanet olsun ki şimdi o iç gülüşlerin hiçbiri yok hepsi susuyor. Ne yapmam gerektiğini sana nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum.Lix: hadi ama hyung böyle yapman beni üzüyor ,sen birden fazla kişi ile birliktelik yaşayabilirsin başka birini sevebilirsin ama ben yapamam böyle birşey yapmaya çalıştığım anda vücudumda yaralar oluşacak. Kan kusacağım bunu en iyi sen bilmiyor musun? Hyung vucüdum sensizliği kabul etmiyor yapamıyorum.
Chan:Lix inan bana senin canının yanması benim hoşuma falan gitmiyor aksine bu benim canımı daha fazla canımı yakıyor. Seni üzmek, senin canının yandığını bilmek bunlar tarifsiz duygular. Kızgınlığından beri ne kadar kilo verdiğini fark etmediğimi mi sanıyorsun ? Felix ben salak değilim.
Lix: Ķ-kilo falan vermedim. Hala aynı kilodayım.
Chan:YALAN KONUŞMAYI BIRAK. NE KADAR KİLO VERDİĞİNİN FARKINDAYIM. İki hafta önce filim izlerken uyuya kamıştın. Sen uyuduktan sonra seni odama çıkarıp, pijama takımlarını giydirecektim ve kazağını sıyırdığımda neye uğradığımı şaşırdım. Felix kemiklerin derinin üstünden satılıyordu, vücudunun her yerinde morarıklar ve kızarıklar vardı. Aslında iki hafta önce sana olan duygularım netti seni seviyordum, senin için bütün dünyayı karşıma alabilirdim ama o gün
Vücudundaki yaraları ve sayılabilecek kemiklerini gördüğümde kendime şunu dedim. Ben bu çocuğu daha kendimden koruyamamışım bütün dünyadan korusam ne yazar? Ona en çok ben zarar veriyorsam bu sefer ne yapacağım dedim. Söyle bana, ben seni kendimden koruyamıyorsam seni nasıl öper kollarım? Bu çok yanlış.Bunları söylerken benim gözlerin dolmuştu fakat Lix'in gözünden zaten yaşlar akmaya başlamıştı. Ben güçlü olmalıyım miniğimin önünde ağlamamalıyım güçlü durmal- Gözümden gelen yaş buna engel oldu. Böyle saçma bir sebepten ne o ne de ben üzülmeliydik. Bu yüzden kollarımı açıp lix'e seslendim.
Chan:Hadi gel lix birbirimizi daha fazla üzüp kırmaya gerek yok. Ben aptallık ettim, senin merhemin olacaktım ama senin yaran oldum. Özür dilerim lütfen beni affet.
Lix:hyung lütfen artık be sen ne de ben acı çekelim. Bu kadar acı yeter bedenlerimize bu acı çok fazla .
Chan: Haklısın bundan sonra acı çekmeye gerek yok. Fakat iyi bir uykuya her ikimizin de ihtiyacı var. Hadi gel yatağımıza gidelim.
Lix: Yatağımız?
Chan:daha fazla acı yok dedik ya sevgilim.
Diyip lix'i kucağıma aldım o da bana koala gibi sarıldığında adımlarımı merdivenlere yönlendirdim. Kapının önüne geldiğimizde iki dakikanın ardından lix omzuma sardığı elini kapıyı açmak için kullandı ve böylece içeri girdik.