𝔹𝕚𝕣𝕚𝕟𝕔𝕚 𝔾𝕦̈𝕟

20 2 0
                                    

Hafif serin bir ekim sabahıydı, dışarıdan araba ve sokak sesleri geliyordu kumral saçlı bugünün pazartesi olduğunu unutmuş mışıl mışıl uyuyordu. Annesi odasına girdi önce saate ardından kızına bakıp offladı ve kumral saçlıya dönüp seslendi.

"Kızım kalk hadi saat kaç olmuş servis 20 dakikaya kapıda olucak"

Bir kaç saniye sessizlikten sonra annesi kıza sinirle tekrar seslendi.

"_ _ _ _! Hadi kalk artık servis gelicek diyorum!"

Genç kız önce homurdanarak yatakta döndü, annesi 3. Kez seslenince gözlerini kırpıştırarak açıp yatakta oturur pozisyona geçti.

"Hadi hazırlan eyer geri geldiğimde tekrar uyumuş olursan seni uyandırmayacağım"

Kumral saçlı annesine kısık gözleriyle bakarak "hı hı" deyip yatağından kalktı ve odadan çıkıp koridorun sağındaki kapıya gitti.

Kız içeri girip lavaboya yöneldi. Genç suyu açıp üstündeki yorgunluğu atmak istercesine buz gibi suyu yüzüne attı. Yeterince ayılınca suyu kapatıp duvarda asılı duran havluya uzanıp suratını kuruladı. Havluyu eski yerine asıp tekrar lavaboya dönünce diş fırçasına uzandı. Kız dişlerini fırçalarken aynaya bakarak kendini süzdü. gözleri anında farklılığını belli ediyordu biri ela diğeri ise koyu kahve idi. Genç kız doğuştan 'heterokmi' denen bu özelliğe sahipti ve bu durumdan pekte şikayetçi sayılmazdı. Gözlerinin böyle olması ona ayrı bir hava katıyordu ve bazen insanlar ile konuşurken kavga ediyor olsa bile karşısındaki kişi gözlerini fark edip aniden konuştukları konuyu unuttuğu için ona tuhaf bir avantaj da sağlıyordu. Ardından güneşte renk değiştiren kumral saçlarına ve her mimiğine uyum sağlayan suratına baktı. Pozitif bir halde iken Çok cana yakın ve sevecen, negatif yada agresif bir haldeyken ise her an birini öldürebilecek gibi ölümcül bakıyordu suratı. Genç kendi ile pek iyi anlaşan biri değildi ama kendine de çirkin diyerek haksızlık edemezdi.

Genç kız bu okul yılını nasıl geçireceğini düşünmeye başladı.
Geçen yıldan sadece 4 arkadaşı kalmıştı. Melissa, Erdem, Simay ve Yusuf.

Geçen yıl hepsiyle mantıksız ama eğlenceli şeyler yapmıştı. Bir keresinde okulun çatısına çıkmışlardı, hatta erdem birkaç hokkabazlık yapmaya çalışılıp az daha düşüyordu, bu anısı aklına gelince kendi kendine güldü Kız. Tekrar arkadaşlarıyla yeni eğlenceler bulacak olucağı onu sevindirmişti, dişlerini fırçalamayı bitirip fırçayı yerine koydu, ve tuvaletten çıkarak odasına doğru gitti. İçeri girince hemen hazırlanmak için dolabına doğruldu.

Dolaptan beyaz bir gömlek, siyah pantolon ve siyah kapşonlu aldı, üstünü değiştirdikten sonra çantasını alarak kapıya yöneldi ki bi ses duydu. ses sanki bir şey söylemişti ama uğultu gibi geldiği için ne dediği anlaşılmamıştı. Genç kız böyle şeylere alışık olduğu için umursamadı ve odadan çıkarak aşağı indi.

"Ben çıkıyorum anne hadi görüşürüz"

"Görüşürüz kızım iyi dersler"

Kumral saçlı annesine el sallayıp evden çıktı ve servise binerek yerine geçti. Genç yerine geçince cebinden kulaklığını alıp kulağana taktı, ve sevdiği müziği açıp cama yaslanarak eski okul anılarına tekrar daldı.

Arkadaşlarıyla okulun deposuna indikleri zaman geldi Genç kızın aklına, çok karanlık ve pis kokuyordu orası. İlk başta etrafta sadece variller ve çöpler bulmuşlardı , ama daha sonra orda çok havalı şeylerde bulmuşlardı.

Simay deri kapaklı ve neredeyse 500 sayfalık olmasına rağmen çok ince olan bir defter bulmuştu. tam bir kitap kurdu olduğu için bütün sayfaları dolduracağına ant içip çantasına atmıştı defteri, tabi bu haraketine diğerleri epey gülmüştü.

Melisa içinde doğal taşlar, yıldız haritası denen katlanmış bir kağıt ve pusula olan çuvaldan yapılma bir kol çantası bulmuştu. oda böyle şeyler sevdiği için çok sevinmişti tabi erdem yine melisa yı kızdırmak için ilk başta pusulayı kızdan kapıp kurcalamaya kalkmıştı, ama pusuladan hiç bir şey anlamadığı için çok geçmeden kıza geri vermişti. Tabi pusulayı vermesiyle karnına yumruk yemesi bir olmuştu.

Sonrasında Erdem'de paslanmış demir bir beyzbol sopası ve bir çift beyzbol eldiveni bulmuştu. Çocuk sopasıyla artistik haraketler yaparken yusuf ne olur ne olmaz diye demir bir plakayı kendine siper etmiş halde duruyordu, korkak biri değildi fakat o sopanın erdemin elinde olması her an bir şey olabileceği anlamına geldiğinide biliyordu.

Ve ardından Yusuf'ta kapağında beyaz Glayör çiçeği desenli, sandığa benzeyen ve bir sürü minik çıkıntıları olan gizemli bir kutu bulmuştu. Böyle şeylerle arası olmadığı için pek anlam verememişti, ama Simay "bence anlamlı sende bu sandık gibi sırlar ile dolu ve içine kapanıksın" diyerek şaka yapıp konuya anlam kazandırmış ve herkesi güldürmüştü.

Son olarakta genç kız ise iki eski demir balta bulmuştu.                                                                          Diğerleri ilk başta şaşırmıştı. Yusuf erdemde yaptığı gibi kendine plakasını siper etmişti, çünkü erdem gibi genç kızında elinde bir silah olduğu zaman her an her şey olabilirdi.Genç kız ise bir anlam vermeye hiç yeltenmemişti bile, hayatı boyunca hep baltalara ilgi duymuştu zaten. Ama asıl ilginç olan kız baltaları incelerken baltaların birinde sapının altında bir kapak olmasıydı. Kız Bir süre uğraşıp en sonunda kapağı açmıştı. Baltanın içinden çıkan şey durumu daha da ilginç kılmıştı.Genç kız baltayı düz tutarak içindekinin eline düşmesini sağladı, Eline zincir bir kolye düşünce kız kolyeyi inceledi. Kolye ucunda dört yapraklı yonca simgesi taşıyordu.Genç nöbetçilerin ayak sesleri duyulunca kolyeyi bölmesine geri koyup diğerleriyle buldukları şeyleri çantalarına atıp ordan çıkmıştı.

sonrasında da 5 Genç buldukları eşyaları saklamaya karar vermişlerdi. Eşyaları okul çıkışı gittikleri çatısı yıkılmış ve çok eski olan eve saklamışlardı, orası onların bir nevi üssü gibiydi. Sürekli orada takılır orada okulda yapacakları yeni yaramazlıkların planlarını yaparlardı.

Genç kız bunları düşünmeyi bitirince arkasında duyduğu ses ile irkilerek kendine geldi.

"Hey naber baykuş özledin mi beni?"









Devam Edecek........

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tuhaf YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin