❛şimdi gelsem sana zaman ötesinden،، ::minsung, texting.

şimdi gelsem sana zaman ötesinden.

❛Şimdi gelsem sana zaman ötesinden❜
Sesinden öpsem ya da nefesinden
Düğümlerimizden çözülsek ya birden
Eminim bu hasret bitmez ki sevgili

4 yıl sonra...

Jisung elindeki çantayı sırtına atıp yanındaki küçük çoçuğun kendisine uzattığı elini tuttu. Kendisi için hafif ama Felix için ağır olan çantaya kaşlarını çattı. Yanındaki çocuğa dönüp "Felix niye bu kadar ağır bu çanta?" diye sordu. Felix omuzlarını silkip dudağını büktü.

Felix'in elindeki küçük mavi arabasına çevirdi gözlerini, abisi Changbinden geriye kalan tek şeydi o araba. Jisung adımlarını durdurup kendini minik bedene çevirdi. Eğilip Felix'in hizasına geldi. "Felix ben sana ne dedim?" Felix anlamaz bakışlarını atıp düşünmeden cevap verdi. "Bilmem, sen çok şey diyorsun." Jisung çocuğun dediğine hafifçe gülümsedi. "Bu arabanı hani okula götürmeyecektin?" Felix omuzlarını düşürüp kafasını öne doğru eğdi. "Arkadaşlarıma hava atacaktım ama..." Jisung kafasını iki yana salladı. "Olmaz, okula götürdüğün hiçbir oyuncağın sağlam dönmedi." Felix bir şey demek için hazırlandığında Jisung kaşlarını havaya kaldırdı, bu 'fikrim hiçbir şekilde değişmeyecek' demekti kendi dilinde.

Felix Jisung'un eline arabayı verip somurttu ve kollarını birbirine bağlayarak önden ilerlemeye başladı. Jisung Felix'in bu kaprisli haline gülüp elindeki arabaya baktı bir süre. Abisinden geriye kalan bu minik şeyi Felix büyüyüp adam olana kadar saklayacak ve zarar gelmesine asla izin vermeyecekti. Minho'dan geriye kalan sadece son mektubu olduğu için hüzünlenen Jisung dolu gözlerini arkadaşıyla koşarak okula giren Felix'e çevirdi.

Felix, Minho gittikten sonra hayatına giren ilk ve son kişi olmuştu. Ajansı çökertmiş eskiden biriktirdiği parayla da Felix'i de alarak başka ülkeye yerleşmişti. Şu an Felix olmasa çoktan canına kıymış, kendisiyle birlikte evini yakan Minho'nun yanına çoktan varmıştı.

Minho'yu gördüğü son geceye kendini gömen Jisung'u elleriyle kazıyıp çekip çıkarmıştı adeta. Felix bu kısacık sürede onun her şeyi, hayata tutunması için tek sebebi olmuştu. Minho'nun mektubunda bahsettiği bu çocukla daha bir sürü güzel günleri olacağına inansa da içindeki ümitsizlik her geçen gün onu yiyip bitiriyordu.

Jisung, hayatının geri kalanında kendisine nefret ederek ve ona hayat enerjisi veren Felix'i elinden geldiğince mutlu etmekle uğraşacaktı.