Bölüm şarkısı:Dedublüman-Fikrimin ince gülü.
Oturma odasında oturmuş film izlerken bir yandan da kaçamak bakışlarla Oğuz'a bakıyordum.Kucağına koyduğu mısırdan biraz biraz yiyerek heyecanla filmini izliyordu.
Derin bir nefes alarak yerimde doğrulduğumda oluşan hareketlilik ile bakışları bana döndü.Gözleri yüzümde birkaç saniye dolaştı.Ardından sıkıntılı halimi farketmiş olacak ki masadaki kumandaya uzanıp filmi durdurdu.Anında evi bir sessizlik kaplamıştı.
"Neyin var Savaş?" diyerek elindeki mısır kasesini masaya doğru bırakırken.
Tekrar sıkıntılı bir nefes verdim ve koltukta tamamen oturur pozisyona geldim.
Oğuz'un üzüldüğünü görmek şu hayatta görmek istediğim son şey bile değildi.
Onun yüzündeki her hüzün kırıntısı beni bitiriyordu.Şuanda çok kararsızdım.Söylersem çok üzülecekti, çünkü Ekinden hoşlandığını hatta hissettiği şeylerin daha da yoğun olduğunu biliyordum.Üzülecekti,hatta çok üzülecekti ama elimden başka bir şeyde gelmiyordu.
"Ekin'i gerçekten seviyor musun?" dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.
Anında yüz ifaedesi değişti,allak bullak bir ifadeyle gözlerimin içine baktı.
"Neden sordun ki şimdi?" dedi elleriyle.
Dudaklarımı birbirine bastırarak omuz silktim.
"Bilmem,öyle aklıma geldi.Seviyor musun?"Durdu,durdu,durdu.
Ardından yutkunarak ellerini kaldırdı.
"Kafam çok karışık..Hala bir şeyler hissediyorum ama eskisi kadar ağır değil.Soğuttu biraz kendinden."Tekrar derin bir nefes aldım.Hiç bir şey söylemeden yerimden kalkıp ona doğru ilerlerken anlamaz gözlerle bana bakıyordu.Bir kaç adımda yanına gidip oturdum.Eşofmanımın cebinden telefonumu çıkardım ve elime aldım.
"Bak Oğuz.Benim hakkımda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama şimdi yapacağım şeyin benimle hiç bir ilgilisi yok.Her zaman olduğu gibi şuanda da ne yaptıysam senin için yaptım." dediğimde hala kirpiklerini kırpıştırarak bana bakıyordu.
Dudaklarımı birbirine bastırarak telefonumun ekranını açtım ve galeriye girdim.Onun da bakışları telefonuma dönünce titreyen ellerimle videolar kısmına girip yavaşça videonun üstüne bastım.Telefonu tamamen ona çevirdiğimde bütün dikkatini videoya vermişti.
Bakışlarımı anında ona çevirdim.Videonun sadece sesini duyuyordum şuan dikkatimi tamamen onun mimiklerine vermiştim.
Videonun ilk dakikalarında neredeyse hiç tepki vermedi,mimiklerini bir saniye bile kıpırdatmadı.Ama devamında yavaş yavaş gözlerinin dolduğunu farketmiştim.Yutkundum,ona sıkı sıkı sarılmak istedim.
Yapamadım.
Video bitti.Ben hala gözlerinin içine bakmaya devam ediyordum.O ise bakışlarını bir saniye bile ekrandan çekmiyordu.
Geçen dakikaların ardından gözünden bir damla yaş geldiğini farkettiğimde titrek bir nefes alarak telefonu kapatıp masanın üzerine fırlattım.Yanına oturup elimi omzuna koyacağım sırada hızla geri çekilip ayağa kalktı.
Dış kapıya doğru yöneldiğinde direkt yerimden kalkıp peşinden ilerledim.
"Oğuz?!"
Beni dinlemeden hızlı hareketlerle dış kapıyı açtı ve ayakkabılarını giymeye başladı.Ayakkabıyı ayağına geçirdikten sonra diğer ayağına da geçirip bağcıklarını bağlamak için eğileceği sırada önee atılıp kolundan sıkıca tuttum ve yüzüme bakmasını sağladım.
"Oğuz nereye gideceksin?Bende geliyim." diyerek yüzüne baktığımda gözlerimin içine sinirle bakıp ellerini kaldırdı.
"Normalde dışarıya adımını atamazsın, şimdi dışarıya çıkacağın mı tuttu Savaş?
Rahat bırak beni!" diyerek kolunu hızla benden çekti ve merdivenlere doğru hızlı hızlı ilerledi.Peşinden bakakaldım.Defalarca yutkundum.
Ruhum çok acıyordu,kalbim artık dayanamıyordu.
Pekala..
Benim gücüm buraya kadardı.
-
-
-
"O gün ki gördüm seni,
yaktın ah yaktın beni.."Çok kısa bir bölüm olduğunu biliyorum ama burada bitmesi gerekiyordu.
Yarın yine bu saatlerde bölüm gelir büyük ihtimalle.
Kendinize iyi bakın öptüm kocaman 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNKÂR (GAY)
Teen FictionÇocukluğunda yaşadığı bir travmadan dolayı konuşamayan Oğuz, Onu hayatı boyunca korumaya ant içmiş yaralı Savaş. - {TAMAMLANDI}