0.5

230 43 64
                                    

Jimin.

Camdan yansıyan ay ışığının vurduğu yüzüne çevirdim gözlerimi. Ne zaman çehresine bakakalsam gözlerimi ayıramaz, yüreğimdeki aciz sızının beni pençelerinin arasına almasını engelleyemezdim.

Hissettiğim acı değildi aslında. Aşktı, ona duyduğum amansız aşk sızlatıyordu yüreğimi. Derin bir iç çekerek yüzünü kaçıncı kez yaptığımı bilmeden incelemeye koyuldum. Karış karış, yüzünün dört bir yanını zihnime kazımaya ihtiyaç duyuyordum. Kısa sürelik tanışma serüvenimizde şimdiden kendine bağımlı hale getirmişti, alkolden beter karışmıştı kanıma.

Bedeni hafifçe kıpırdandığında kısa süreliğine gülümsedim. Eve geldiğimizde de fazlasıyla uykuluydu ve şimdi güzel bir uyku çekiyor oluşu beni mutlu ediyordu. Tüm gün oradan oraya sürüklememe dayanamamış, günün sonunda ise hemen yatağa koşturmuştu. Yatağa girer girmez kedi misali kıvrılıp beni de yanına çekince karşı koyamamıştım tabii.

Düşüncelerimi kenara doğru ittirip parmaklarımı alnına dökülen saçlarına doğru nazikçe götürdüm. Rengi yavaş yavaş akan tutamlarını geriye doğru ittirerek yüzünün daha iyi gözükmesini sağladım. Göz kapakları irislerini örterken uzun kirpiklerinin gölgesi cılız ışık sayesinde yanağına doğru düşüyordu. Uyuduğu için büzülen dudakları içimde onları öpme isteği doğururken tebessüm ettim.

Tekrardan kıpırdanmasıyla beraber yorgan aşağı doğru kaydığında üzeri hafifçe açılmıştı. Sırtımı yasladığım yatak başlığından çekip üzerine doğru eğilirken elimi sarkan yorgana doğru uzattım. Üzerine çekeceğim sırada kolumdan tutulup çekilmemle birlikte şaşırarak ufak bir çığlık attım.

Az önce keyifle uyuyan ifadesini izlediğim beden şimdi uyanmış şaşkın halime alay edercesine gülüyordu. Üzerine uzanmış bir şekilde keyifli ifadesine bakarken omzuna hafifçe vurdum.

''Seni düşünende kabahat! Ne diye üstünü örtüyorum ki? Hem sen ne ara uyandın?''

Sitem etmemle daha da gülerken dudak büzüp üzerinden kalkmak için hareketlendim. O ise izin vermeyerek ellerini belime yerleştirdi. Kalkmama izin vermeyeceğini anlayıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Tek kaşımı kaldırıp sorgularcasına bakarken diş etlerini göstererek sırıtmıştı.

Hadi ama, bunun zayıf noktam olduğunu çok iyi biliyor.

''Saçlarımda gezinen parmakların, polislerin dürtüleri iyidir.''

Anladığımı belli eder şekilde 'ha' diyerek başımı sallarken konuşmaya devam etmişti.

''Uyuyormuş gibi yapmaya devam edecektim fakat şirinliğin engel oldu, şanslısın.''

Göğsümde birleştirdiğim kollarımı iki yana düşürürken kalkmak için tekrardan hareketlendim. Tam da beklediğim gibi izin vermeyip belimdeki ellerini sıkılaştırarak uzandığı yerde dikleşti. Bedenimi iyice bedenine çekip göğsümü göğsüne yaslarken gülümseyerek kollarımı gevşek olacak şekilde omuzlarına attım. Gözlerimi kahveliklerinden ayırmazken mırıldanmıştı.

''Trip attığın zamanlarda nasıl dayanılmaz olduğun hakkında bir fikrin var mı?''

Uykulu sesi fazlasıyla hoşuma giderken cilveli bir hareketle kasıklarının üzerinde hafifçe hareket ettim. Yutkunarak boynuma eğildiği vakit halimden memnun bir şekilde başımı geriye atarak ona fazladan yer açtım. Sıcak nefesleri boynumda turlarken gözlerimi saniyelik olarak kapattım, üzerimdeki etkisi bambaşkaydı.

''Boynundaki izlerimden eser yok, hızlı iyileşmişe benziyorlar. Sanırım yenilerini eklememiz gerekiyor bu gece.''

Hipnotize olmuş bir şekilde dediklerini başımla onaylarken tavana bakarak sırıttım genişçe. Son zamanlarda barın yoğunluğu yüzünden dışarı çıkmaya pek zamanım olmuyordu. Bu yüzden bulduğumuz zamanları da dışarıda eğlenerek geçiriyorduk. Eve geçtiğimizde de yorgun olduğumuzdan birbirimizle ilgilenmeye fırsat kalmıyordu. Şimdi o da benim kadar özlem doluydu, boynumda gezinen dudakları da bunu onaylıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HANDCUFF // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin