3. bölüm

68 8 2
                                    

George ile biraz daha sohbet ettikten sonra dışarı çıktı ve evden uzaklaştı, George'un onu sigara içerken görmesini istemiyordu.

Bu onun bir tek kendine olan sırrıyd. George'un bu tür şeylerden hoşlanmadığını halihazırda bildiği için bahsetmeye gerek bile duymadı.

Sokağın aşağısında olan, bıçaklandığı yer, parka gelmişti. Ona biraz bir önceki yıl olanları hatırlatsa da oradaki banka çöküverdi. Bağımlı değildi ama günde birkaç defa içmeden içi rahat etmezdi.

Sigara paketini cebinden alan Dream sigarayı yaktıktan sonra paketi yanına bırakıp başını geri yaslamıştı. Pek derin olmasa da bir önceki yıl olanları hatırlamamak elde değildi.

Bu park ona bir şekilde nostaljik geliyordu. Daha önce buraya gelmiş miydi ki? Hatırlayamıyordu, ama bu pek de umurunda değildi. Sigarasının dumanını içine çektikten sonra tüm dumanı dışarıya üfledi.

Sigara içmek hem kafasını dağıtmasına yardımcı oluyordu ve bazı gereksiz düşüncelerden kurtulmasına şans tanıyordu.

Sigarası bittikten sonra ise onu yere attı ve ayağıyla ezdi, çıkan cızırtı onun sevdiği seslerden biriydi. Eve dönerken markete girip öylesine bir şeyler almıştı, boş ellerle dönmek istemiyordu.

Bir yıl geçmesine rağmen Dream bazı şeylere inanabiliyor değildi. Çok uzun zamandır istediği şeyin gerçek olmuş olması, onun buna hala inanamamasını sağlıyordu.

Sonunda hep birlikte mutluydular, Dream kimsenin bu mutluluğu bozmasına izin vermeyeceğini dair kendisine yemin etti. George, Sapnap veya Dream'e yakın olan herhangi birine zarar gelirse, bu savaş anlamına geliyordu.

Kimse ne George'u ne de Sapnap'i üzebilirdi. O asla buna izin vermeyecekti, eğer onları üzecek biri varsa o da kendisi olacaktı.

Eve döndüğünde kapıyı açan George olmuştu, hoş gülümsemesi ile Dream'e baktı, "Hoşgeldin." Dedi hoş ses tonu ile.

"Hoşbuldum, Sapnap nerede?" Evet, eve gelir gelmez ilk sorulacak soru bu değildi ama neden olmasın.

George üst katı işaret edince elindeki poşeti George'a bıraktı ve yukarı çıktı. Yukarı çıkarken cebini yokladı sigarası için ama yoktu. "Acaba parkta mı unuttum?" Diye içinden geçirdi ama poşete de koymuş olma olasılığı vardı.

Sapnap'in odasına giremeden koşar adımlarla aşağı kata indi. Neyse ki George poşeti bırakıp gitmişti, poşetin içine baktı ve sigarasını görünce de alıp hemen cebine koydu.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordu arkasında olan George.

Arkasından gelen sese döndü ve George'a baktı. "Hiç, bir şeye baktım da." Dedi. Cebindeki sigarayı belli etmemeye çalışırken.

"Peki? Ama neye baktın?" Diye sordu George şüpheci tavrı ile. Kollarını birbirine dolamış ona bakıyordu.

"Bir şey işte, haha." Geçiştirmeye çalışan Dream batıyordu ama düzeltme ihtimali var gibiydi.

George şüphe ile bakan gözleriyle Dream'e adım adım yaklaşıyordu. "Ne saklıyorsun, Dream?" Dedi merakına karşı koymadan.

"Bir şey saklamıyorum, ne alaka?" Dedi yine atarlanmış tonu ile. Sigara arka cebinde olduğu in belli olmuyordu. Yine de Dream neden yakalanmaktan korkuyordu kendisi de bilemiyordu.

George'un, onun bu kötü yanını görmesini istemiyordu herhalde.

"Garip davranıyorsun." Bir sağ bir soldan baktı ama garip bir şey bulamayınca biraz geriledi.

"Biraz koşu yaptım da yorulmuş olmalıyım." Mantıklı bahanesi ile üst kata geri dönebildi. Ateş çıkartmaları ile kaplanmış odanın kapısını çaldı.

"Gel!" İçeriden seslendi Sapnap. Dream onun dediği gibi içeri girdi ve Sapnap'a baktı. Bilgisayarların önünde oturmuş yeni videosunu editliyordu.

"Hey, Sapnap." Dedi ona bakarken. Sapnap da aynı şekilde ona selam verdi. Onun yatağına oturdu onun videosunu nasıl editlediğini izlemek için.

"O kadar mı sıkıldın sen ya?" Diye sordu diğer yandan videosu ile ilgilenirken.

"Evet." Basit bir cevap ile konuşma orada son bulmuştu. Dream Sapnap ile konuşmak için gelmişti ama ne konuşacağını unutmuştu o yüzden konuşma o şekilde ilerlemişti.

(Bu sefer uzatmayı başardım fazla olmasa da, umarım beğenmişsinizdir! Oylayıp yorum atmayı ihmal etmeyin.)

-555 kelime

Who Thought? ||Dnf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin