Medya: Yedinci Ev- Kalbim Seni Arıyor
Başlıyoruz.
Gün yavaş yavaş ağarıyordu. Uyandığımda saat sabah 04.20'di. Neden bu saatte uyandığımı bilmiyordum ama içimi huzursuz eden bir şey olduğunu biliyordum.
Fazla beklemeden kalkıp kahvaltımı yapmış şimdi de duş alacaktım. Kıyafetlerimi hazırlayıp banyoya girdim. Sıcak sudan dolayı oluşan buhar beni mayıştırmaya yetmişti. Duşa kabine girdim ve uzun süren bir banyo yaptım.
Çıktığımda saat 05.30'a geliyordu. Bugün izin günüm olduğundan pijamalarımı giyip tekrar yatağa girdim. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
------------------------------------------------------------------
11.40
Çalan telefonum ile gözlerimi hafif aralayıp komodinin üzerinde duran telefonumu aldım. İlk saate daha sonra da arayana baktım. Mert arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
-"Alo" dedi uykulu sesi ile
-"Efendim Mert"
-"Ne yapıyorsun Duru" dediğinde şaşırmıştım. İsmim ile seslendiğinde genellikle üzgün olurdu.
-"Oturuyordum. Bir sorun mu var? İyi misin?" Sıkıntılı bir nefes verdiğin de bir sorun olduğunu anlamıştım.
-"Mert sorun nedir?"
-"Proje uzadı. Villa hakkında verdiğim planları bir türlü beğenmiyor. 1 hafta daha buradayım. Bunu söylemek için aramıştım."
Mert'in gelmemesi beni üzmüştü.
-"Neden beğenmiyor ki? En başında senin yaptığın işleri beğenmiş ve özel olarak seni seçmişti. Ne oldu da bir anda vazgeçti?"
-"Bilmiyorum. Yaptığım projeler, verdiğim fikirler tam olarak onun tarzına uygundu. Planları gösterdiğim de beğenmişti. Aradan 2 gün geçti ve hepsini iptal etti."
Vazgeçti ise bir sorun var. Villanın sahibi Poyraz Bey ile bende konuştum. Sohbet ederken sürekli Mert'in yaptığı işlerden, çıkardığı planlardan bahsediyordu. Bir an da vazgeçmesi benide şaşırtmıştı.
-"Mert, bir sorun mu var acaba?"
Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
-"Bilmiyorum. Ama umarım bir sorun yoktur. Eğer kararından vazgeçmez ise bütün çizdiğim planlar boşa gidecek."
-"Canını sıkma. Belki ani bir kararla olmuştur."
Mert'e üzülüyordum. O kadar emeği boşa giderse çok üzülür. Bu onun ilk projesi ve projeyi aldığında çok sevinmişti.
-"Olabilir. Hep benim işimden konuştuk. Senin davaların nasıl gidiyor?"
-"Birkaç dava üzerinde çalışıyorum."
Mert ile biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık. Hazırlanarak Karadağ şirketine gitmek için yola koyuldum. Fazla yorgundum ve içimde bir sıkıntı vardı.
Şirkete gelmiş hatta asansör ile yukarı çıkıyordum. Ateş ile avukatlık konusunu konuşup, bir yere bağlamayı düşünüyordum.
Asistanının yanına giderek müsait olup olmadığını sorduğumda müsait olduğunu fakat yine de sormak zorunda olduğunu söyledi.
Ateş'ten onay aldığında direkt kapıya yöneldim ve çalarak onay beklemeden direkt içeri girdim.
Bu iki oluyor. Görgü kurallarına dikkat et.
Kendime bu konuda ikinci kez kızarken Ateş'in sesi ile ona baktım.
-"Hoşgeldiniz Duru Hanım. Buyrun lütfen."
Eli ile karşısındaki koltukları gösterince gülümseyerek koltuklara ilerledim.
-"Hoşbuldum Ateş Bey."
Gülümsedi ve ofis telefonunu alarak iki kahve söyledi. Kahveler gelene kadar nasıl olduğumu ve o günden sonra herhangi bir sorun olup olmadığını sordu. Hiç bir sorun olmadığını söylediğimde ise sevindiğini dile getirmişti.
-"Ateş Bey teklifinizi düşündüm ve kabul ediyorum. Tabii sizde hâlâ istiyorsanız."
-"Elbette teklifim hâlâ geçerli Duru Hanım. Açıkçası kabul etmeniz beni mutlu etti."
Gülümsedim, gözleri dudaklarıma kaydı. Ama anında kendini toparladı.
-"O halde yarın genel kurul ile bir toplantı yapıp imzaları atarız. Sizde yarın başlarsınız."
-"Tamamdır. Ama şimdi dosyaları alabilir miyim? Evde incelerim." Dediğimde asistanını arayıp şirketin dosyalarını getirmesini istedi. Dosyalar geldiğinde asistandan alıp bana verdi.
-"Teşekkür ederim. Yarın görüşmek üzere Ateş Bey."
-"Rica ederim Duru Hanım. İyi günler."
Gülümseyip kafamı salladım ve odadan çıktım. Derin bir nefes alarak asansöre ilerledim.
Umarım iyi bir anlaşmadır.
Umarım.
Başını kaldır, bu yıldızlı gecede bir
kereliğine de yıldızların seni izlediğine inan.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Mutlu kalın. ♡