XIV.

1.6K 112 46
                                    

Jennie gördüğü manzara karşısında donakalmıştı. Lisa donuk bir gülümsemeyle konuştu.
Lisa: Ne bakıyorsun Jen içeri geçsene.
Jennie  Chaeyoung'a baktı, kız yine olumsuz anlamda başını sallıyordu. Ağzını sessizce oynatarak "git" dediğini anlamıştı.
Temkinli şekilde içeri girdi şu an için oyunu Lisa'nın kurallarına göre oynamak en iyisi olacaktı.
Lisa: Bir dakika.
Jennie sorgulayan gözlerle Lisa'ya baktı.
Lisa elini uzatarak konuştu.
Lisa: Telefonun.
Jennie bir süre düşündükten sonra telefonu Lisa'nın eline bıraktı. Chaeyoung bu hareketten sonra umudunu tamamen kaybetmişti.
Lisa: Bir şey daha.
Chaeyoung'a döndü ve kendinden emin şekilde konuştu.
Lisa: Sen, bizi yalnız bırakacaksın.
Chae: Lisa, burası benim evim.
Bu, Lisa'nın pek umrunda gibi gözükmüyordu. Eliyle yatak odasını işaret etti.
Lisa: Gir.
Jen: Lisa buna gerçekten gerek yok. Onu korkutuyorsun.
Lisa sert bir şekilde Jennie'ye döndü.
Lisa: Hala seni aldatan bu zavallıyı mı düşünüyorsun?
Kız başını önüne eğdi.
Jen: Bu ikimiz arasında bir sorun buna karışmana gerek yok.
Lisa alaycı bir gülüşle Jennie'ye yaklaştı ve kızın gözünün önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına atarak konuştu.
Lisa: Karışmak istemezdim Jen. Ama sen güzel kafanı kullanmayı bilmiyorsun.
Jennie sessiz kaldı. Chaeyoung ise çoktan Lisa'ya boyun eğip yatak odasındaki yatağın üstüne oturmuştu. Lisa bu itaatkarlıktan hoşlanmıştı, Jennie'yi arkasında bırakıp odanın kapısını Chaeyoung'ın üzerine kilitlemeye gitti.
Geri döndüğünde yüzünde şefkatten eser yoktu.
Lisa: Otur.
Jennie istemeye istemeye kendini koltuğun üzerine bıraktı. Lisa da aralarında neredeyse mesafe bırakmayacak şekilde yanına oturdu. Bir süre ikisi de konuşmadı.
Jennie: Tüm bunları neden yapıyorsun?
Lisa bir süre kızın yüzüne baktıktan sonra hararetle ayağa kalktı.
Lisa: Nedenini biliyorsun! Sana yazdığım lanet notu okumadın mı Jennie?
Acilen sakinleştirilmesi gerekiyordu. Jennie Chaeyoung'ın bahsettiği dengesizliği artık çok net görebiliyordu. O da ayağa kalkarak Lisa'nın elini tuttu. Lisa kızın narin ellerinin sıcaklığını hissettiğinde şaşkınlıkla gözlerinin içine baktı.
Jen: Biliyorum Lisa.
Jennie elini bu sefer kızın yüzüne koydu. Lisa'nın şaşkın gözleri daha da büyümüştü. Ama bu anın hiçbir saniyesini şaşırmaya harcayamazdı. Yanağındaki elin şefkati karşısında gözlerini kapatarak kafasını hafifçe yana eğdi.
Lisa: Jennie...
Jennie: Evet Lisa. Nedenini biliyorum. Ama buna gerek yok.
Sabit duran elini kıpırdatarak kızın yanağını okşamaya başladı. Elleri yavaşça kızın dudaklarına doğru yöneldi kızın dolgun dudaklarını parmaklarıyla dolaştı.
Jennie: O kadar güzelsin ki buna gerek yok.
Lisa artık tamamen savunmasızdı. Jennie'nin eve geldiğinde gördüğü kendine güvenen soğukkanlı kızdan eser kalmamıştı.
Jennie: Bunca zaman seni fark etmemiş olduğuma inanamıyorum.
Önemli değildi. Lisa çoktan affetmişti.
Lisa: Sorun değil Jen... artık buradasın.
Jennie: Evet.
Lisa gözlerini yavaşça aralayarak karşısındaki kızın güzelliğini izledi. O karşısındaydı. Jennie Kim. Ona dokunmuştu. Güzel olduğunu söylemişti. Burada olduğunu söylemişti. Elinin sıcaklığını bahsetmişti. Lisa hayatı boyunca üşüdüğü tüm anları unutacak kadar ısınmıştı. Jennie Kim'in elleri güneşten bile sıcaktı.
Lisa: Seni öpebilir miyim?
Jennie yavaşça onayladı. Lisa kızın dudaklarına yaklaştı ve gözlerini kapamak üzereyken Jennie'nin gözlerine bir kez daha baktı. Jennie gözlerini kapamamıştı.
Hatta Lisa'ya bakmıyordu bile.
Çünkü gözleri az önce kapıdan giren polislerin üzerindeydi.

She's Watching | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin