Yemek saati geldi ama ben hâla Kayla'ya küçük şovumdan bahsetsem mi yoksa onu izleyici olarak mı tutsam diye düşünüyodum.
Elimde bir elma ve suyla masalardan birine doğru yürüyodum ve Kayla yanaştı.
"Hey, okulu asmak ister misin? Bir kaç sokak aşağıda Taco Bell var." diye bi teklifte bulundu. Kabul ettim ve birlikte otoparktaki siyah jipime doğru yürüdük çünkü Kayla kendi arabasını bir kaç hafta önce çöp konteynırlarına çarpmıştı.
Taco ve pembe limonotamla otururken Kayla'ya her şeyi anlatmaya karar verdim.
"Yanii... Senin olayın ne?" Diye sordu Kayla ben limonatamdan içerken.
"Eskiden burda ailemle yaşardım, ve başım sürekli derde girerdi. Dokuzuncu sınıftayken bir partide yakalandım ve ailem beni teyzemin yanına, New Mexico'ya gönderdi. Şimdi geri döndüm ve herkes başımın yine hep belada olucağını düşünüyo, ben de küçük bi performansla geri dönmeye karar verdim." Dedim ve göz kırptım. Kayla bana anlamamış gözlerle bakıyodu.
"Bekle, peki bunu neden yapıyosun?" Diye sordu Kayla.
"Herkesin kafasını karıştırmak için." Dedim. "Herkes deri ceket giyen, dövmeleri olan, bir sürü piercingi olan birini bekliyor di mi? Ama ben bunu tamamen tersi olucam. Zeki, tatlı, kibar, küçük bi inek olucam." Dedim.
"Peki bu senin ne işine yarıyıcak?" Diye sorunca gözlerimi devirdim.
"Herkes bana ilgi göstericek ve eskiden kötü bi çocuk olduğumun ailemin suçu olduğunu düşünücekler." diye açıkladım tacomdan küçük ısırıklar alırken.
"Anladım, ama bunu nası yapıcaksın. Senin, ne biliyim, kırk tane falan dövmen var." Diyip kıkırdadı.
"Onları kapalı tutmaya çalışıcam. Ayrıca bunu sadece bir süreliğine yapıyorum." dedim tacomdan kalan çöpleri atarken.
Kayla'yı okula bıraktım ve ona bir kaç işim olduğunu söyledim. Güldü ve okulun ilk gününün yarısını gitmediğim için bir kaç şey söyledi.
Yolda ilk ders gördüğüm çocuğu *göz kamaştırıcı, muhteşem, yakışıklı* gördüm. Hollister modellerine benzeyerek siyah kamyonunun arkasında oturuyodu. Yanında biri vardı. Bi kız.
"Dalga mı geçiyosun?" Diye fısıldadım kendi kendime arabayı durdururken. Renkli inek kıyafetlerimi çıkardım ve siyah, kısa bi tişört giydim. Gözlüğümü çıkardım ve saçımı açtım *göz kamaştırıcı, muhteşem, yakışıklı* Hollister modelinin yanından geçerken. Hafif dalgalı saçlarım sırtıma döküldü ve çantamdan telefonumu aldım. Kayla'nın öğlen bana verdiği numarasına "Hey, sınıftan çıkıp beni ara" diye mesaj attım. Bir kaç dakika sonra, şehir merkezine doğru sürerken, Kayla beni aradı.
"Demek beni bu kadar çabuk özledin." dedi Kayla gülerek.
"Hayır, bana birinin kim olduğunu söylemen lazım, tamam mı?" Diye sordum.
"Peki, kim?" Diye sorunca istemsiz gülümsedim.
"İlk derste beraberdik. Siyah saçları ve gri gözleri vardı. Bi de deri ceket giyiyodu. Ve tabi, siyah bi kamyonet kullanıyo." dedim ve nerdeyse *göz kamaştırıcı, muhteşem, yakışıklı* sıfatlarını ekliyodum.
"Ahh, o, bebeğim, Chad Raves."
----
Bölüm 2'den merabalar
Düşüncelerinizi yorumlarda belirtin pls
Tşk okuduğunuz için
Vote sınırı yok çnk:
Döhö yönö bö kötöpBıye .s
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Being The Badass Nerd (Türkçe)
Teen Fiction"Bekle, peki bunu neden yapıyosun?" Diye sordu Kayla. "Herkesin kafasını karıştırmak için." Dedim. "Herkes deri ceket giyen, dövmeleri olan, bir sürü piercingi olan birini bekliyor di mi? Ama ben bunu tamamen tersi olucam. Zeki, tatlı, kibar, küçük...