0.1

274 22 27
                                    

soğuk havanın etkisiyle titreyen eliyle dakikalar önce yaktığı sigarasını içerken arabanın kaputuna yaslanmış sevgilisini bekliyordu. eski sevgilisini.

kafası pek ayık olduğu söylenemezdi. oturduğu içki masasından kalkıp burada bulmuştu kendini. gelir gelmez barış'ı aramış, aşağı inmesini söylemişti.

kitlemişti gözlerini genç adam evin kapısına. her an karşısına gelebilecek olması, hatta ve hatta bunun uzun bir aradan sonra gerçekleşecek olması kalbini hızlandırmıştı. özlemişti. çok özlemişti. sigarasından derin bir nefes daha çekti ve ardından dumanın soğuk havaya karışmasına izin verdi yavaşça.

sonunda duyduğu sesle ayılıp karşısına baktığında ona doğru adımlayan gençle göz göze geldiler. bakışları gittikçe yumuşayan adam göz kontağını ondan ayırmadan sigarasını atıp son dumanını dışarı üfledi. yaslandığı arabadan ayrıldı.
"noldu fırat, neden geldin?"

"kalın giyin demiştim, soğuk hava."

dediğinin aksine kendi üzerinde ince bir sweat vardı sadece. sahi, bu kadar önemli şey neydi onu bu halde ve bu saatte buraya getirecek?

sorusuna cevap alamayınca tüm ciddiyetiyle karşısındaki uzun gencin buğulanmış okyanus gözlerine dikti meraklı gözlerini. ilk defa fırat'ın içini görmüştü gözlerine bakınca. kırgınlığı, kızgınlığı gözlerinden okunuyordu.

"arabaya geçelim mi?"

havanın soğukluğundan reddedemeyeceği bu teklifi kafasıyla onaylayıp arabaya yöneltti adımlarını. gözlerini kapatıp sakinleşmeyi denedi barış, aksi taktirde gerginlikten bayılabilirdi her an.

soğuktan titreyen eliyle arabanın kapısını açtı ve içine bindi. fırat'ın da binmesiyle kemerini taktı, mahallede konuşamayacaklarını ikisi de çok iyi biliyordu. gözlerini dikip arabayı çalıştırmasını izledi gencin.
"kemer?"

"efendim?"
ona dikilen okyanus gözlere baktığında tekrarladı lafını.

"kemerini diyorum, takmadın."

onaylar bir sesle kafasını salladı ve kemerine uzandı fırat.

bu kadar dalgın olması normal miydi değil miydi hesaplayamıyordu barış. aylar sonra karşısına çıkıp hiçbir şey yaşanmamış gibi etrafında dolaşması epey dengesini bozmuştu. tam unuttum derken hep kendisini yeniden hatırlatan biriydi zaten fırat, ama bu kez farklı mıydı değil miydi çözememişti. dengesiz adam diye geçirdi içinden.

arabanın ilerlemesiyle düşüncelerinden uzaklaşıp camdan dışarıyı izlemeye başladı barış. ikisinin de yol boyunca tek kelime etmeyeceği belliydi. nereye gittiklerini bile bilmiyorken neden bu kadar sakin olduğunu düşündü. onca yaşananlardan sonra fırat'a yeniden güvenmesi doğru muydu ki?

yavaştan içerinin ısınmasıyla mayışıp kafasını cama yasladı. fırat'a baktığında yüzündeki ifadeyi çözemedi.
"nereye gidiyoruz?"

cevap alamayınca oflayıp önüne döndü, gözlerini hafifçe kapatarak hızla çarpan kalbinin sakinleşmesini bekledi.

,,

sonunda araba durduğunda kemerini çıkartıp onu beklemeden inen adama baktı. kendi kemerini de çıkartıp onun peşinden indiğinde havanın soğukluğuyla ürperdi.

zemin , fırbarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin