Yongbok'un görünüşü böyle 👆
~Yongbok'dan~
"Yapıcağın işi sikim Yongbok adamlar bize saldırcak şimdi!" Sırıtıp Yeji'ye döndüm ve elimdeki anahtarlığı salladım.
"Saldırsınlar bizde güçlü değil miyiz?" Yeji benim sözümden sonra telefonu arayıp 2.düzey dövüşcüleri çağırmış tekrar bana dönmüştü.
"Sakın 2.düzey dövüşcülerinden birini öldürme zaten çok yoklar." Sırıtıp göz kırptım ve ayağa kalktım.
"Onu bilemeyiz." Yumuşak adımlarımla 2.düzey savaşçılarını süzdüm, bunların güçten kastığı kaslardı galiba?
Aralarından en iri yarısını dürtüp bana bakmasını sağladım, bu adam beklediğimden daha uzundu. Göz kırpıp sırıttım ve kafamı hafif yana yatırdım.
"Bir dövüşe ne dersin?" Adam sırıtıp beni sözmüş gözlerini tekrar yüzüme çıkarmıştı.
"Seninle mi?" Kafamı evet anlamında sallayıp daha çok gülümsedim.
"Emin misin?" Bir kahkaha atıp tekrar adama döndüm.
"Daha fazla zorlama bence." Sözümden sonra adam ile kafesin içine geçmiştik, ben ona bakarken adam seyircileri etkilemek için tişörtünü çıkarmıştı, göz kırpıp adamın bana gelen ilk yumruk damgasında kolunu tutarak geriye çevirdim, kulaklarıma dolan çıt sesi ile kendimi kahkahalarımdan alı koyamadım, adamın acı dolu çığlıkları bana bir ninni gibi geliyordu.
"YONGBOK SANA NE DEDİM?!" Yeji'nin sözü ile arkamı dönüp sırıttım, adam yerde kolundaki acı ile kıvrılırken daha büyük bir kahkaha patlattım.
Dövüş alanından çıkıp Yeji'nin karşısına oturdum bana sinirli gözler ile bakıyordu.
"Biraz söz dinle!" Sırıtıp arkama yaslandım ve Yeji'yi dinlemeye başladım.
"Birazdan burada olurlar, onlarla arkadaş kalmalıyız yoksa bizim için kötü olur sakın tek söz etme, kimsenin yüzüne ya da başka bir yerine kezzap dökme, kimsenin bir yerini kesip biçme ve en önemlisi kimseyi öldürme yani demek istediğim sadece sabit dur, kahkaha da atma." Göz devirip kollarımı bağdaş kurdum ve arkama yaslandım.
"Kağğhkaahaa ayytttmaağğğğ" Sözümden sonra ansızın büyük bir kahkaha patlatıp Yeji'nin yerinden sıçramasını sağladım.
"İşte bunu yapma, yüreğime iniyor!" Sırıttığımda Yeji samimi ifadesini yüzüne takıp bana gülümsemişti.
"Bana biraz kendinden bahsetsene Yongbok? Sadece deli bir psikopat olduğunu biliyorum." Sözünden sonra arkama yaslanıp gözlerimi kıstım ve gülümsedim.
"Ben kedileri severim."
"Başka?" Biraz düşünüp Yeji'ye döndüm.
"İnsanları sevmem onlara acı çektirmek daha eğlenceli ve mutlu olmayı çok severim." Yeji gülümseyip kafasını hafif yana yatırmıştı.
"Senden beklediğim cevaplar, bana şaşırabileceğim birşey söyle." Biraz düşünüp arkama yaslandım.
"Beynimin yarısı eskiden havaya uçmuştu." Yeji güldüğünde bende gülüp tekrar ona seslendim.
"Bu bir şaka değildi." Yeji gözlerini kocaman açıp bana bakmıştı.
"Ne?!" Bir kakaha patlatıp arkama yaslandım ve gülmeye devam ettim.
"Nası yani, Yongbok?!" Ben gülmeye devam ederken içeri giren Jooyeon ile ona dönüp gülmeye başladım.
"Geldiler." Yeji susmam için işaret yaptığında gülmemi tutup doğruldum ve Yeji'ye baktım.
"Sessiz ve ciddi ol." Başım ile Yeji'yi onaylayıp ayağa kalktım ve o boş depoya girmeden önce durdum, onu görmeye hazır mıydım?
"şşt hadi!" Yeji'nin komutu ile içeri girip gördüğüm yüz ile sırıttım. Onun bu ifadesi paha biçilmezdi.
"YÜZÜME KEZZAP DÖKEN ÇOCUK BU!" Adamın sözünden sonra onun yüzü ile kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum, Minho ve Chris'de bana aynı Hyunjin gibi bakıyordu.
Koltuğa oturduğumda karşı tarafı süzdüm, Jisung, Jeongin ve Seungmin'de onlara katılmıştı. Diğer koltukta ise tanımadığım takım elbiseli adamlar vardı, doğrulup sırıttım ve Yeji'nin sözünü dinlemeye başladım.
"Ne istiyorsunuz?" Soobin ve Jooyeon karşı tarafa değilde öteki koltuktaki adamlara sertce bakıyorlardı, Gaon ve Kai ise kendi aralarında fısıldaşırken yanımda oturan Yeonjun'a baktım o da anlamsız gözler ile Soobin ve Jooyeon'a bakıyordu.
Karşı tarafa baktım, hepsi şaşkın gözler ile bana bakarken Chris öne atlamış Yeji'ye seslenmişti.
"Biz.." Sözüne bana bakıp devam etti.
"Nasıl hayatta kaldın?" Chris'e doğru yönelip eğildim ve sırıttım.
"Hayatta olduğumu kim söyledi?" Sözümden sonra bir kahkaha patlatıp arkama yaslandım.
"Ben ölüyüm." 2. Kahkahamda diğerleri de bana anlamsız bakışlar atmaya başlamıştı.
"Tanışıyor musunuz?" Jooyeon sorusundan sonra gözlerini karşı taraf ile benim aramda gezdirmeye başlamıştı, sırıtıp Hyunjin'e baktım.
"Sen cevap ver, H-yun-jin~" Kısa bir kahkaha atıp Hyunjin'in gözlerine baktım ve oturduğum yerde eğildim.
"Tanışıyor muyuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤 𝐑𝐨𝐬𝐞 /𝑯𝒚𝒖𝒏𝒍𝒊𝒙/ DÜZENLENİLİYOR
FanfictionHyunjin değerini bilemediği sevgilisi ile tekrar karşılaşır, ama bu sefer hiç bir şey umduğu gibi gitmez.