Aramızda bir konuşma geçti şöyle size de göstermek istedim;
Ben:
Benim seni koyduğum yerin sen farkındamısın, Ben seni, sevmek için değil. Sevenlere, sevmeyi öğretmek için seviyorum. Ben seni, gözlerin için, burnun için, kaşın için, saçın için, kokun için seviyorum. Ben seni sevmek için sebep arıyorum, nefret etmek için değil. Çok da güzel sebepler buluyorum mesela; gözünün üstünde kaşın var, gülerken gözlerin kayboluyor. Bunun gibi bir çok sebebim var. Ben seni sen olduğun için seviyorum, seni birini unutmak için sevmiyorum. Ben seni, senin beni karşılıksız sevdiğin için seviyorum. Ben seni kıskanıyorum biliyorum çok kıskanıyorum ama engel olamıyorum. Ben seni özlüyorum, ne kadar mı? Kanatları koparılan bir kuşun, uçmayı özlediği kadar mesela... Ben seni tanıyorum belki bana göre çok, sana göre az ama sonuçta tanıyorum. Bana göre bir annenin çocuğunu tanıdığı gibi , Sonuçta tanıyorum yani. Gel gelelim neden ağlamanı istemiyorum. Çünkü o gözyaşların bana lazım. O gözyaşlarını dökmemelisin anladın mı? O gözlerinden tek bi damla yaş gelmesini istemiyorum. Neden diyeceksin? Normalde söylemem ama, senle konuşurken normal olmadığım için söylüyorum. O gözyaşların lazım, çünkü kullanacak bi ton yerimiz var. Ne alaka diyeceksin? Şimdi de diceksin ki ne düşündüğümü biliyor. Gülümseyeceksin. Ve ben bunu yine göremeyeceğim.