Ucuzane duygulardan bir perşembe pazarı

8 1 2
                                    

"Aşk denilen şey; insan varlığının ucuz romanlarında geçen aslında hiç varolmamış sevgi sözcüğünün ilerletilip biraz hayal gücü katılarak kullanılan bir kelamdır"

Edebiyat dersinde, günün ve haftanın son dersinde bu sözcükleri sarf eden kişinin kim olduğuna bakmak adına kafamı sıradan kaldırdım. Bir de baktım ki bu paragrafı kendi ödevi için kullanan Changbin'di.

Olumsuz bir olay yaşadığını  sezdiğim arkadaşım kafasını oynatmadan sıraya geri oturdu.

"Noluyo lan?" Istemsizce sorduğum da benimle birlikte edebiyat hocası bay Baekhyun da aynı tepkiyi verdi.

Bay Byun " Changbin? Bu senin düşüncen mi? İnanamadım. Senin geçen sene yazdığın aşk şiiri yarışmada 1. Olmuştu... Şimdi bu düşüncen neden?"

Changbin kimseye bakmadan, sıraya diktiği gözlerini oynatmadan cevapladı.

"O yazdığım şiir platonik bir aşkı anlatıyordu. Bu yazdığım paragrafta platonik bir aşkı anlatıyor. Değişen bir şey yok. Sadece yazarı artık yorulmuş..."

Bay Byun anladım derce kafasını salladı.

"Aşka olumlu ya da olumsuz yaklaşabilirsiniz. Ünlü şairlerin yarısı aşktan bezmiş şiirler yazmıştır. Diğer bir yarısı ise aşktan bezilmeyecek kadar aşık olduklarını dile getiren cümlelerini milyonlara dayatmıştır.. Aşk yorar, üzer, kırar, çoğu olumsuz düşünceyi de kendi yanında getirir size, lakin aşk güzel duyguları ile hayatta tutar insanı-"

Changbin sırıttı. "Aşk dediğiniz şey önemsizdir. Sevgi olmazsa en başta, aşkta olmaz. Sevgi en büyüğüdür duyguların."

Ayağa kalkarak devam etti.

"Amerika da yapılan bir deney de yeni doğan 50 bebeği bir odada bırakıyorlar ve onların yanına sadece altlarını temizlemek ve onları beslemek adına  bakıcılar giriyor. Yalnız bakıcılar onlarla ne konuşuyor ne de göz teması kuruyor. Bebeklerin hepsi 1 ay sonra ölüyorlar. Bu demek oluyor ki sevgisizlik insanı ölüme götürüyor. Biz insanların çoğu sevgi görmeden büyürüz. Özellikle son dönemdeki çocuklar. Daha sonra nesil suçlanır; şu huyları bu duyguları eksik diye. Yok neymiş bizim neslimiz ne aşkı ne sevgiyi bilirmiş. Ulan öğretin, hissettirin o zaman bilelim dimi?"

Sinirle yerine oturdu.

"Babanla mı kavga ettin?"

Sessizce sordum kendini ağlamamak için zor tutan arkadaşıma.

Byun hoca onu anlamış olacak ki konuyu değiştirip ders anlatmaya devam etti.

Changbin dolu gözleri ile kafasını salladı olumlu anlamda.

"Bu gece siz de kalsam annen izin verir mi?"

Elimi beline atıp hafifçe sarıldım. "Sormana bile gerek yok"

Changbin gülümseyerek "akşam konuşalım o zaman."

Kafamı sallayarak önüme döndüm. Babası... Ondan nefret ediyorum...

 Mevzu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin