3

26 1 2
                                    

"12. Sınıfa geldiniz fakat hala 10 cümleyle kendinizi tanıtamıyorsunuz!!' diye bağıran ingilizce hocasıyla uykuya dalamamıştım. Sesi okadar cırtlakdı ki kulaklarım kanamıştı.

Masaya koyduğum başımı kaldırdığım gibi göz göze geldiğim hocayla içimden bir siktir çekmiştim. Şuanda tüm dikkati odağı bendeydi sanırım.

"İlker'cim, sen bu okula sürekli uyumak için mi geliyosun yavrum?' hocanın sesindeki 'evet' dersen ebeni sikerim tonuyla olduğum yerde biraz daha sinmiş ama göz temasımı kesmemiştim. Sigma kuralı 1 ;asla göz temasını kesme!

"Yok hocam ne alakası var?"

"Çok alakası var. Sürekli her Dersimde uyuduğun için bişey öğrendiğini düşünmüyorum. Sınavda napıcaksın böyle?" Ardarda gelen sorularla derin bir nefes aldım ve kendimi yarım yamalak olan 'ingilizcemle' tanıtmaya başladım.

"I'm Ilker, 18 years old...I live in Bursa.I am Turkish.I have brown hair and brown eyes.I am so handsome.I like to play football and I am successful at it.i like to eat chicken. my favorite lesson is englisHH..." Sondaki ingilizce dersine baskı yaparak cümlelerimi bitirdim. Yani ben mi yapamayacaktım? Yanımda oturan Murat bana dönüp alttan bacağıma vurmuştu. Bu bizim için helal demek gibi biseydi.

"Vaayyy, hiç takılmadan takır takır söyledin, afferin ama ben senden 10 cümle istemiştim."
ALLAAAHHIM ŞAKAMI BUU? Gözlerimi devirmemek için zor tuttum ve son cümlemi de söyledim.

"I have amazing muscles." Dediğimde tüm sınıf gülmeye başlamıştı. Tabi hiçbiri bu güzel kaşlarımı görmemişti, görmeyi de haketmiyorlardi zaten.

"Hocam bu arkadaş çok salladı ya biz kendimizi tanıtmıyormuyduk ?" Arkadan konuşan kağan'a gözlerimi çevirdim. Daha geçen bu salağın ağzına sıçmıştım ama demekki yetmemişti.

"Kağan tenefüste gel kardeşim, gösterelim." Araya giren bestfriendim Murat'a kısık sesle 'go bad bitch ' dedim. İşte bunu haketmişti. Tassaktan yürüyemiyodu kardeşim.

"Tamam çocuklar.Birkaç dakika kalmış toplanabilirsiniz. Haftaya İlker arkadaşınızınki gibi kendinizi tanıtmanızı istiyorum." Hocam o biraz zor ya. Yine hoca biseyler zırvalamaya başlarken sonunda zil çalmıştı. Tabi korkak kağan hocayla birlikte çıkmış ortadan kaybolmuştu.

Önüme gelmiş Murat'ı görünce gerine gerine sıradan kalktım. Okadar çok uyku modundaydımki bu anca top oynayınca geçebilirdi.

"Muro top oynayak la."

"Şimdi sarmaz ki olm. İnek kantine işte ."

"Allah'ın üşengeçi, gelmezsen gelme piç." Dedim ve sarsak adımlarla arka bahçeye yürüdüm.

Dışarı çıktığım gibi gözüme vuran güneş ışığı beni adeta kör ederken çıktığıma neredeyse pişman oluyordum. Ama neyseki o topa vuruş seslerini duydukça benimde deli gibi topa vurasım geliyordu. Futbola aşıktım ,hemde fena aşıktım. O kışının tam hissedildiği havalarda bile hasta olabileceğimi umursamadan sahada tek başıma da olsam oynardım. Bu ,4-5 yaşlarımda annem nekadar kızsa da babamın koltuğun yastıklarıyla bana futbol öğretmeye çalışmasından kaynaklanıyordu sanırım. Çünkü ozamanlar evde sürekli oynadığımız tek şey buydu. Kısacası babamın işine tek gelen şeydi çünkü kendisi de eğlenebiliyordu. O günleri hatırlayınca yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu.

"Ne guzel gülüyorsun kurban olduğum." Karşımda sırıtarak duran erdemin dediğiyle gülüşüm solmuş dahada kaşlarım çatılmıştı. Orospu çocuğu 1 haftadır yüzüme bakmıyordu birde gelmiş bana laf atıyordu ha?

"Oooo benim kahpe arkadaşımda burdaymışşş." Erdemi de seviyordum ama genelde işi düştüğünde yanıma geldiği için pek de haz etmiyordum. Uçurumun kenarındasın Erdemciğim.

"Ne kahpeliğimi gördün beee."

"Ne kahpeliğini görmedik be kardeşim." Diyip ondan kaçmaya çalıştım. Yoksa bizim muhabbetin burda sonlanmayacağı belliydi. Arkamdan seslenen Erdemi umursamadan ıslığımı öttüre öttüre sahada oynayan veletlerin yanına gittim. Hepsinin bakışları bana dönerken artist gibi yürüyordum sahada.

"Hooopp koçum, at bakayım topuuuuu" ayağında top olan çocuk bağırmamla direkt topu atmıştı. Messiye taş çıkartacak beni izlemeleri lazımdı veletlerin. Ellerim cebimde önüme gelen topa pis burunu yapıştırdım. Top kaledeki veledin tam tersi tarafına gidip gol girince bana tezahüratlar yağmaya başlamıştı.

"Taşşağına kurban be abiimm." Diye seslenen çocuğa dönüp göz kırptım.

"Allah razı olsun abi. Son sayıda senden geldi."

"Nedemek kardeşim." İyice götüm kalkmaya başlıyordu e böylede olmazdı. Ardından herkesten yağan iltifatlara tşk ederken yeniden topu ayağıma aldım. Teker teker sektirmeye başlamıştım.

"Eee abi bu senede okul takımında mısın?" Soru soran sarı velede döndüm. 9 olmasına rağmen namımı duymuştu sanırım. Ah beni, İlkeri kim tanımazdıki.

"Ben olmasam takım çöker oğlum,tabi varım."

"Valla abi geçen seneki gollerin hala aklımızda." Büyülenmiş bir şekilde konuşan çocuğun saçlarını karıştırdım. Seviyordum şöyle şeyler duymayı.

"Aaaa şu yeni gelen top değil mi ya?" Diyen küçük veledin dediğiyle topu sektirmeyi bıraktım. Sanırım neyden bahsettiğini tahmin edebiliyordum. Ve tahmin ettiğim gibi de çıkmıştı. Tek başına telefonuyla konuşan sarı civciv bahçede dolanıyodu. Top diyen velede döndüm en korkutucu bakışlarımı atarak kafasına vurdum.

"Bak veled" omuzlarından tuttuğum çocuğu sertçe Doruğa çevirdim ve "bu çocuğa birdaha top dersen seni siker siker çoğaltırım ona göreeee." Dedim sırtını patpatlarken.

"Aynısı sizin içinde geçerli ona göre." Hepsi pür dikkat dinlerken bazıları gözlerini kaçırıyordu. Son kez gözlerimi bu aptal sürüsünde gezdirip sarı civcivin yanına doğru yürüdüm.

Tüm dikkatiyle telefonla konuşuyordu. Yanına yaklaştığımda Almanca konuştuğunu farkettim. Ama öyle bir konuşuyorduki bizim Almanca hocasına taş çıkarırdı. Sonunda kapattığı telefonla dışarıya uzun bir soluk bıraktı. Anlaşılan bişeyler yolunda gitmiyordu.

"Hey?" Sesimi duyduğu gibi arkasını döndü. Şaşırmıştı sanırım.

"Merhabaa."

"Bir sorun mu var?" Kendiliğinden çıkan ılımlı sesimle yüz hatları yumuşarken konuştu.

"Almanya'daki arkadaşlarım....biraz tartıştık."

"Hmmm galiba önemli bir konu..?"

"Yok aslında, birdaha uzun süre görüşemiyeceğimiz için bana kırgın ve kızgınlar."

"Anladım. Takılma sen şimdi bunlara. Gel bir kantine gidelim." Konuyu hızlıca kapatmama şaşırmış ardından ellerini ceplerine sokmuştu.

"Pekala, gidelim." Dedi emin olamayan sesiyle. Son defa yüzüne baktım ve yürümeye başladım. Tabi o sırada sarı civciv de ardımdan küçük adımlarla geliyordu.


07.09.23🤍

ᴀʟᴍᴀɴʏᴀ'ʟı ᴛᴏᴘ |ʙ×ʙ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin