Kahve fincanından yayılan sıcaklık görme gözlüğünü buğulandırıyordu diye bir süreliğine çıkarma kararı almıştı lakin bu sefer de gözü birkaç santim ileriyi görmemeye başlamıştı. Kahvesinden bir yudum daha alıp gözlüğünü yeniden takmadan önce giysisine silmeye başladı. Dakikaların ardından Amerika eğer bir konu açıp konuşmaya başlamazsa bu sıkıcı ve durağan dakikaların sonsuza değin süreceğini düşünmüş olacak ki Türkiye'nin dikkatini çekmek için boğazını temizleyerek içine sinmese de ona bir soru yöneltti.
🇺🇸; Türkiye, gelirken tablolarda yanlızca senin, babanın ve kardeşlerinin olduğunu fark ettim. Özür dilerim bu soru rahatsız ederse ancak annenin niye hiç resmi yok?
🇹🇷; ...
🇹🇷; O zamanlar siyah beyaz fotoğraf dahi yoktu. Annem çok önce vefat etti. Yüzünün bir hatırası yok ancak güzel roman yazarmış ondan kalan bir hikaye defteri bile var. O da bende kaldı. Romanların tümü ise Azerbaycan'da. İstersen getirebilirim.
🇺🇲; Yok, yok hiç gerek yok. Zahmet olmasın. Sen iyisi mi sende olan hikaye defterini getir.
🇹🇷; Hemen.
Türkiye'nin gidip gelmesi yalnızca saniyelerini almıştı. Elinde eski püskü bir defter ile beraberinde Amerika'nın oturduğu ikili koltuğa, Amerika'nın yanına geçti. Defteri ona uzattı. Amerika, kapağındaki deri kılıfı iyiden iyiye soyulmuş defteri dikkatle eline aldı. İncelemeye başladı. Sayfaları aradı ve defteri ortadan okumaya başladı. Oldukça iyi ancak ağır bir dil kullanmıştı. Amerika yazımdaki betimlemeyi de beğenmiş, hatta hayran kalmıştı.
🇺🇲; ...Sen de böyle yazabiliyor musun peki?
🇹🇷; Evet, şükür o yetenek bana da geçmiş.
Ama şu ana kadar hiçbir roman yazmadım. Buna ne zamanım ne de sabrım var.🇺🇲; Zaman ayırıp yazsan harika olabilirdi. Editörün ben olabilirim hatta.
🇹🇷; Aslına bakarsan... Bu fena bir fikir değil. Olabilirliği var.
🔖
____________________
Çok çok kısa olduğu için affınıza sığınırım
Dersler başlıyor ve çalışmaya başlamam lazım
Belki gün içinde bir bölüm daha atarım
❤️❤️❤️