Hoş geldiniz, tarih dersinde öylesine aklıma gelen bir şeylerdi, yazayım dedim.
Evet, şimdi iyi okumalar!! 💗
^•^
Gözler.
Ufak, kahverengi ve parlak gözler.
Büyükçe açık olan, yıldızlı gözler.
Bunca kalabalık içerisinde bile rahatça Lord Taehyung'un tüm ilgisini çekebilen güzel gözler.
Ve bu gözlerle karşı karşıya geldiği anda afallayan Lord Taehyung...
Kendi siyah gözlerini birkaç defa daha kırpıştırdı Taehyung. Yine de gülümseyen parlak gözler gitmedi karşısından. Yutkundu, kaşlarını çattı. Karşısındaki gözlerin bir oğlana ait olduğunu hatırlattı bir kez daha kendine.
O gözlerin kendine haram sayıldığını tekrar etti bir kez daha.
Gözlerin sahibinden alamadı gözlerini. Karşısında tüccarla konuşan genç, ufak duran oğlana bakakaldı.
Sonra o gözler kendisine döndü, biçimli kaşları havalandı, ağzı açıldı, biraz eğdi kafasını yana. Ardından aniden toparlanıp kocaman tebessüm etti, hafifçe eğilerek selam verdi soylu olduğu her halinden belli adama.
Soylu adam ise titredi, içten içe ürperdi, hızlandı sol yanından bir yer, yanmaya başladı içi, altüst oldu bütün hisleri.
Sonra durdu, "Günah." diye fısıldadı kendine hatırlatırcasına. "Günah."
Bir kez daha yutkundu o gülümsemeye karşın. Tepki vermedi, baktı öylece güzel gence.
Genç oğlan eğildiği gibi kalktı, tüccarla olan sohbetine son vererek ilerledi kalabalığa.
Lord Thierry Taehyung, kafasını çeviren gencin arkasından baktı kahverengi yıldızları yine görmek umuduyla. Genç ise kalabalığa karışıp gittikçe uzaklaştı Taehyung'dan.
°°°
Ertesi gün yine pazarda buldu kendini Taehyung, belki parlak gözleri görürüm diye. Kendine fısıldadığı günahlar bile durduramadı onu.
"Bu sefer." dedi, kendine fısıldadı kalabalıkta, "Bu sefer yanına varacağım. Günahlarımın sebebi olan yıldızları daha yakından göreceğim."
Etrafa iyice baktı, gözlerini her yerde gezdirdi.
Sonra onu gördü, genç oğlan yere çökmüş sokaktaki köpeklerden birine yemek veriyordu.
Yanına ilerlemek istedi fakat ayakları tutmadı, onu götürmedi yıldızlı gözlerin sahibine.
Nefeslendi, aralık ağzını kapatıp yutkundu. Bayık gözleri yüzünden çattığı kaşları ve derin nefesleri eşliğinde dikkatle inceledi oğlanı.
Yemek verip başını okşadı yavru köpeğin, güzelliğini tamamen sunmaktan çekinmeden gülümsedi ardından. Ara sıra gülerken sarsılan omuzlarını gördükçe kalbi tekledi Taehyung'un.
"Melek." Fısıltısını yine sadece kendisi duyuyordu. "O tamamen bir melek."
Genç oğlan kalktı, arkasını dönüp kalabalığa karıştı yeniden. Taehyung'un ayakları hareketlendi, ardından bakmakla yetinmeyip ilerledi bu seferinde. Kalabalıkta kaybetmemeye çalıştığı kahverengi dalgalı saçları takip etti.
Bir sokaktan döndü genç oğlan, daha az insanın olduğu yerde daha rahat ilerledi peşinden Taehyung. Yüzündeki peçeyi düzeltip çatık kaşlarla daha da hızlandı yaklaşmak amacıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyes.
Fanfiction[Kim Taehyung x Jeon Jeongguk] "Canınız..." diye fısıldadı ince dudakları arasından genç oğlan, "Tanrı'nızın size yasak kıldıklarını çekmesin Efendim." "Eğer günahım bu olacaksa en büyük günahkâr olmaya hazırım çocuk." diye fısıltısını taklit etti...