Eyes taegguk'unu yazarken Sultan Süleyman ve Hürrem yazıyomuşum gibi hissediyorum sebebini anlarsınız bu bölümde nwkdemdodnoemepnd
^•^
Ve Jeongguk'un gözleri, kahverengi güzel yıldızları, o gece için en parlak şekilde buluştu siyahlıklar ile.
Lord Thierry Taehyung, ilk kez birinin dudaklarını bu denli arzuladığını hissediyordu.
İlk kez bir oğlanın dudaklarını arzuluyordu.
Gözlerini yıldızlardan çekmeden yaklaştı biraz daha. İç içe geçen dizleri, Jeongguk'un mindere tutunan elinin üzerindeki eli ve ay ışığı çarpan yüzündeki kızarıklık değildi ilgilendiği. Direkt olarak gözleri, kahverengi parlak yıldızlarıydı.
Yutkundu, "Jeongguk."
"Efendim."
"Taehyung de bana."
Derin bir iç çekti Jeongguk, ardından "Taehyung." diye fısıldadı yüzüne doğru.
"Adım ne de güzel durdu ağzında." Bir iç çekiş daha bıraktı kahverengi yıldızların parıltısına. "Güzel Jeongguk'un, güzel seslenişi."
Dudaklarını ıslatıp gözlerine baktı istekle Taehyung. "Gözlerini öpeyim mi Jeongguk?"
"Öpme." dedi. "Gözlerden öpmek ayrılık getirir. Ayrı duracaksan benden, ne gözlerimden öp ne kalbimden."
"Durmam, duramam ki bu vakitten sonra. İzin ver semadan birer yıldız çalayım, izin ver gözlerinden öpeyim."
Cevap vermedi Jeongguk, usulca gözlerini kapattı.
O başka bir şey yapmadan anlamıştı zaten Taehyung. Yaklaştı, daha az evvel ıslatmasına rağmen hemencecik kuruyan dudaklarını uzatıp yıldızların sağ tarafta olanından uzunca öptü. Geri çekilip sol tarafa yöneldi, Jeongguk'un solu, sol yıldızı, işte orayı çok daha uzunca, iki defa öptü.
Biraz geri gittiğinde, yine de yüzüne yakındı, Jeongguk'un gözleri hâlâ kapalıydı. "Gözlerini açmadan bir şey daha yapsam bana kızar mısın Jeongguk?"
"Sana nasıl kızabilirim ki?" diye onun laflarına gönderme yaptı Jeongguk.
Sağ elini kaldırıp baş parmağını Jeongguk'un çatlamış, kabuk tutmuş küçük dudakları üstüne bastırdı. Biraz okşadı anlasın diye.
Yaklaştı tekrardan ona, dudakları arasından kaçan sıcak bir nefes Jeongguk'un dudaklarına çarptı.
Ardından kendi dudaklarını bastırdı Jeongguk'un dudaklarına.
Ama gözleri açıktı.
Jeongguk açtı gözlerini, kapatmadı tekrar. Sanki dudakları değil de gözleriydi birbirine temas eden. Bu temasla birlikte parlak yıldızların içindeki tutku artarken hareket ettirdi Jeongguk kendi dudaklarını.
Gözlerini kapatmadan seslice ayrıldı dudaklarından Taehyung. Nefes nefeseydi heyecandan.
"Biz günahkarız artık." dedi nefesleri arasından.
"Hayır." dedi genç oğlan, "Biz değil, inanıyorsan sen günahkarsın."
"Öyleyse Jeongguk, hayatımın en güzel günahısın. Tekrarı, ebediyeti için yalvaracağım; Tanrı hariç bir kimsenin önünde diz çökmemi sağlayacak tek günahsın."
Bir şey demeden yutkundu genç oğlan.
Elini tekrardan yüzüne çıkarıp usulca okşadı yanağını, yakınlığı bozmadan, gözlerini ayırmadan ve iç çekişlerini sunmaktan çekinmeden. "Gözlerin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyes.
Fanfic[Kim Taehyung x Jeon Jeongguk] "Canınız..." diye fısıldadı ince dudakları arasından genç oğlan, "Tanrı'nızın size yasak kıldıklarını çekmesin Efendim." "Eğer günahım bu olacaksa en büyük günahkâr olmaya hazırım çocuk." diye fısıltısını taklit etti...