Aradan 1 hafta geçmişti ve bu ikilinin arasından su sızmaz hale gelmişti. Yoongi günün yarısını Jimin ile geçiriyordu ve bu onun hoşuna gidiyordu, evet Yoongi ondan etkileniyordu. Bu bir hafta süreçte fake hesabından Jimin'i rahatsız etmemiş ve yapması gereken şeyleri unutmuştu. Şuan Jimin'in evine gidiyordu ve bunları düşünmüştü yolda. Sırf Jimin için yakınlarda bir ev tutmuş o evde kalıyordu bu yüzden araba değil de yürümeyi tercih ediyordu.
Kapının önüne vardığında korumalar saygı ile eğilmişti, Jimin için önemli biri olduğu için korumalar üstünde titriyordu Yoongi'nin. İçeri girip havuzun başında telefon ile konuşan Jimin'i görmüştü, ona tam yakınlaşacağı sırada Jimin eli ile dur işareti yaptı, gözleri dolmuştu Jimin'in Yoongi bunu görünce kötü hissetmişti, içinde bir burukluk oluşmuştu.Jimin telefonu kapatıp cebine atmıştı, gözlerinden yaşlar geliyordu, Yoongi'ye doğru koştu, Yoongi kollarını açıp Jimin'in yanına gelmesini bekledi kollarını Jimin'e dolayıp kokusunu içine çekti, titreyen bedeni sakinleştirmeye çalıştı,
"Jimin, neden ağlıyorsun güzelim?"
"Babam aradı, normalde aramazdı, para istedi benden. Param yok diyince hakaret etti."
Yoongi sakinleşmesi için saçlarıyla oynuyordu Jimin'in, Jimin'i kucağına alıp puflara oturdu, kucağındaki Jimin'in kafasını boyun girintisine koyup ellerini beline sardı, arada saçlarını öpüyor, belini okşuyordu.
Jimin bir süre sonra uyudu, uyandığında ise odasındaydı. Yataktan hızlıca kalkıp saate baktı aradan 1 saat geçmişti. Hâlâ girmemesini umuyordu, odaları tek tek gezmişri, fakat Yoongi yoktu. Bahçeye çıktığında puflarda oturan Yoongi'yi görünce gülümsemiş yanına gitmişti, fakat dışarısı soğuktu, ellerini birbirine sürtüp ısıtmaya çalışıyordu.
Yoongi Jimin'i görünce gülümsemiş ayağa kalkmıştı.
"Güzelim hiç gelme içeriye geçelim, hava soğuk."
Jimin kafasını sallayıp içeriye adımlamıştı, Jimin'in odasına geçip havadan sudan ve babasından konuşuyorlardı. Babası ve annesinin ayrıldığını ayrılma sebeplerinin para olduğunu söylemişti, fakat Jimin'in bilmediği bir şey vardı, Yoongi zaten bunları biliyordu ama Yoongi Jimin'i pür dikkat dinlemişti. Ardından konuştu;
"İçmek ister misin?"
"Ha? Evimde alkol yok ki benim."
"Benim evimde."
"S-senin evin mi? Daha önce hiç gitmemiştim evine aslında merak ediyorum. O-olur gidelim."
"Kafasını dağıtırsın biraz, hava soğuk araban ile gidelim."
Jimin'in saçlarını karıştırıp kalkmıştı oturduğu yerden Jimin ise utanıp kafasını yere eğdi parmakları ile oynamaya başladı.
Açılan kapı ile içeri girdi, içerisi gri ve siyah ağırlıklı bir salondu, genişti içerisi. Montunu Yoongi'ye verip koltuğa oturdu, Yoongi ise alkol koleksiyonundan bekletilmiş The Macallan markalı viskiyi getirdi mutfaktan tekila bardaklarını alıp geri geldi.
Bardakları doldurup bir tanesini Jimin'e uzattı, Jimin kokladı fakat içmeye korktu.
"İlk içişin sanırım, yavaş içersen yakar boğazını teklemeye çalış aynı bunun gibi."
Diyip elindeki dolu bardağı kafasına dikti.
Jimin hayranlıkla onu izlemiş teklemeye çalışmıştı, acı tat ile yüzünü buruşturmuştu, gecd boyu içip gülüşmüşlerdi. Jimin deli gibi sarhoş olmuştu, Yoongi alkole dayanıklıydı.
"Hyung~~ kız olsaydım sana verirdim çok yakışıklısın."
Dirseklerini masaya koyup karşısında torusn Yoongi'ye söylemişti.
Yoongi kızarıp boğazını temizlemişti.
"Jimin, ben gay'im."
"Oha o zaman vermem için engel kalmadı!"
Birbirleri ile göz teması kurmuşlardı Jimin oturduğu yerden kalkıp Yoongi'nin kucağına oturmuştu. Aralarındaki mesafeyi kapatıp dibine girmişti, Yoongi'nin nefesini dudaklarında hissediyordu.
"Şaka yav, sende ne alındın hyung yia~"
Oturduğu kucaktan kalkmış koltuğa uzanmıştı gözlerini kapatıp kendi dilinde birşeyler konuşuyordu, kendi dilini uydurmuştu.
Yoongi derin nefes alıp verdi, arkasına döndüğünde Jimin çoktan sızmıştı.