Luce pallida

3.Ay tutulması

Evet çoğu insan yalnız olmayı biliyor peki çoğu insan yalnız olmamayı biliyor mu? Jeongin bilmiyor.

O hep yalnızdı. Kendi kendine konuşuyor ama kimin umrunda onu yargılayacak birileri yok bu dünyada anlıyor musun dostum? En son gölgesi ile oyun oynuyordu çünkü tek arkadaşı o. Sevginin nasıl bir şey olduğunu o kadar merak ediyor ki sanki ona dokunmaya korkuyor gibi. Neden peki o gölgelere mahkûm olmak zorunda? Kutsal Rose onun annesi sayılır iyi çocuklarda annelerini dinler değil mi? eğer itaatsizlik ederse annesini üzer o bunu hiç istemiyor.

Sanılanın aksine yanlızlık herkesi olgunlaştırmaz, bazılarını hiç büyütmez. Jeongin de hiç büyümedi hala uyumadan önce kendi yaptığı bir tilki peluşuna sarılıp uyuyor. O gündüzleri uyur geceleri ise iş başındadır. Aslında 2 saatten fazla uyuması gerekir ama kötü kâbuslardan çok korkuyor... konumuz bu değil!

Jeongin bugün her zaman yaptığı gibi halkını gözlemliyor ama tabi ormanda gizlenerek. Bugün festival günü demek ki bugün koruması gereken çok fazla çocuk olacak. Jeonginin çok önemli bir görevi var: İnsanları kötü kâbuslardan korumak. Eğer bunu yapmazsa insanlar akıllarını kaçıracak.

Genelde festival gibi önemli günlerde aileler çocuklarını önemsemediği için çocuklar kendi aralarında gurup oluştururlar sonrada en zayıf en dışlanan çocuğa zorbalık yaparlar. O çocuğa hayatı boyunca başarısız olacağına, ölmesi gerektiğini, ailesinin daima ondan nefret edeceğini felan söylerler ve bu çocuklardan bazıları bunları atlatmaya kendini zorlar, kalplerinin dibine atar bu travmaları bazıları ise cesaret edemezler atlatmaya ilk kâbuslarını ele geçirir travmaları sonrada kalplerine kök salar. Çok az yetişkin fark eder bu çocukları. İşte Jeongin'de tam bu kâbuslarda devreye girer. Korur onları o travmalardan onlara şefkat sevgi ve umut verir yani kendisinde olmayan şeyleri. Çocuklar rüyalarında sarılır bu gizemli kurtarıcıya ama ne yazık ki uyandıklarında biri bile genç bakireyi hatırlamaz. Olsun genede Jeongin çocukları çok seviyor ileride de bir çocuk sahibi olmak istiyor -ki yanlızlığından bunu umutsuz vaka olarak görüyor-

Bu kadar konuştuğumuz yeter şimdi sırada orman canlıları duruyor.

.

.

.

- Hadi ama küçük kurt biliyorum bu otu sevmiyorsun ama iyileşmen için tek çare bu.

- Grrrr!

Jeongin nehrin yakınlarında sanırsa avcılar tarafından zehirlenmiş bir yavru kurt bulmuştu. Annesini ise maalesef...

Küçük kurt husky görünümündeydi ama gözleri siyahtı tüyleri hafif kıvırcıkı, henüz sütten kesilmemişti ne kadar süre idare edebilir bilmiyordu. Jeongin yavruyu keçi sütü ile besleme kararı aldı sonuçta anne sütüne en yakın süt keçi sütüdür.

- Anneni mi özlüyorsun ya da sürünü? Orman kurtları genelde tek başınadırlar.

- mhm?

- Üzgünüm kurtça bilmiyorum ama senin iyileşmen için neye ihtiyacın olduğunu biliyorum. Sanırsam seni Yabani nane zehirlemiş olmalı doğada zehirin yanında panzehir de vardır eğer iyileşmek istiyorsan benimle iş birliği yapmalısın ne dersin?

Kurt önce gencin elindeki bitkiyi kokladı sonra yüzünü ekşiterek poposunu nezih bir şekilde çevirip yerden çok uzakta olmayan kayadan atladı. Sonra çalıların arasında kayboldu.

- Ahh! Hadi ama!

Ve Jeongin de çalıların arasında kayboldu.

.

.

.

Jeongin belkide bugün beşinci kez sağ ayağının üzerine düşmüştü. Ormanda yaşamak bazen insanı sakarlaştırabilir. Sakar tanrımız her zaman gittiği göle yol adı buradan gün batımı çok güzel görünüyordu ve Ayı göğe yükseltmek daha kolaydı. Kimsenin bilmediği -kimsenin bilmediğini zannettiği- bu göle hayranlık duyuyordu. Bir gün hayatını kurtardığı bir toprak perisi ona özel bir hediye vermişti. Sadece gece açan özel nilüferler. Canlı mor rengine sahipler bazıları ise pembe, Jeonginin en sevdiği renk. Gölün hemen karşısında kocaman bir söğüt ağacı var. Bazen etrafta insanların unuttukları, kaybettikleri garip şeyleri orada saklıyor orası onun için gizli bir hazine. Geçen bir tarak buldu çok ilginç bir şeye benziyordu. Bunu çalmak olarak düşünebilirsiniz ama Jeongin bu eşyaları toplamasaydı etraf çöplükten geçilmezdi. O doğaya yardım ediyor sadece.