Sabah/Yiğit'in Evi
Ender, yol yorgunluğunu üstünden atmış bir şekilde uyanmıştı. Kendini düne göre daha dinç hissediyordu. Ayrıca bugün iş için yapılacak olan konferansa katılacaktı. Sabahlığını giyip odadan çıktı ve çocukları bulmak için salona indi. Salona indiğinde, çocuklar dışında başka birini bulmayı umut etmiyordu. Elindeki dosyayı ciddi bir tavırla inceleyen Kaya'yı bulmayı düşünmüyordu en azından. Adam henüz onu fark etmeden kısa bir göz gezdirdi adamın üstünde. Saçları çok hafif uzundu, biraz da sakal bırakmıştı.
(4. Sezon sonu Kaya'sı💗) Bi insan nasıl ilk günkü gibi yakışıklı olabilir diye düşündü Ender. Daha sonra kendi kendine sinirlenip adamın dikkatini çekmek için boğazını temizledi. İçeriye adım attığında, sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi Kaya. Kadınla karşılaşmayı beklemiyormuş gibi bir hali vardı ama bu havayı hemen silip nötr bir tavır takındı.Ender adamın bu hafif şaşkınlığını fark etmemişti çünkü aklında konuşmaya nasıl gireceğini kuruyordu.
Ender: Merhaba Kaya.
Kaya: Günaydın Ender.
Ender: Nasılsın?
Kaya:İyiyim, sen?
Ender: Ben de iyiyim. Ee neler yapıyorsun?
Kaya: Burda bi davanın dosyası kalmış onu almak için gelmiştim.
Ender:Anladım.
Kaya: Benim çıkmam gerek. Iyi günler sana.
Ender: Sana da.
Kaya kadına bakmadan yanından geçip gitmişti. Yiğit elinde poşetlerle kapıdan içeri girdi ve gitmek için kapıya yönelen babasına ve arkada onları izleyen annesine baktı.
Yiğit: Demek karşılaşmışsınız. Nereye gidiyorsun baba?
Kaya: Dava dosyası kalmış burda onu aldım şimdi de büroya gidicem.
Yiğit: Kahvaltı etseydik beraber. Bak annem de gelmis uzun zamandır beraber olmamıştık.
Kaya:Benim çıkmam gerek size afiyet olsun.
Kaya çıkarken arkasında hafif bir şoka uğramış bi Ender bırakmıştı. Yiğit ona döndüğünde, hafif bi gülümseme gönderip üzerini değiştirmek için odaya çıkacağını söyledi.
Giyinme dolabının önüne gelince aşağıda olanları düşündü. Kaya'nın ona kırgın olacağını biliyordu ama bu kadar soğuk ve mesafeli beklemiyordu. Kaya bu sefer tepkisini net bir şekilde ortaya koymuştu. Bu durum Ender'i bi tık üzse de kenara kaldırıp konferans için odaklanmaya çalıştı.
Hazırlandıktan sonra Yiğit'in seslenmesiyle kahvaltının hazır olduğunu anladı.
Yiğit:Vaay Ender Hanım bu ne şıklık böyle?
Ender: Yok canım bu benim her zamanki halim.
Yiğit:Kendinden de hiç ödün vermez. Hadi geç masaya kahvaltı hazır.
Ender: Erim yok mu?
Yiğit: O erken çıktı dersi varmış.
Ender: Okey. Ben bi Caner'i arayayım sen başla geliyorum birazdan.
Yiğit:Tamam gecikme ama.
Ender:Tamam aşkım geliyorum hemen.
Ender koltuğun uzerinde duran telefonunu alıp Yiğit'in duyamayacağı bir köşeye geçip Caner'i aradı. Bi kaç saniye sonra telefon açılmıştı.