zero.

233 33 60
                                    

chapter 0,

a black cat.

•──────•✦ ♥️ ✦•──────•

"Agreste malikânesine hoşgeldiniz."

         Cas kendisini karşılayan hizmetçiye gülümsedi ve ceketini orta yaşlı kadına uzattı. Ardından, tek kelime etmeden sağındaki koridora yöneldi. Yön sormasına, ya da ona eşlik edecek birine ihtiyacı yoktu. Aradığı ikiliyi nerede bulacağını herkesten iyi biliyordu.

        Özgüven ile attığı adımların mermer zeminde yankılanışını dinledi ve kendi kendine gülümsedi. Son zamanlarda işlerini toparlamış, Agreste ailesine kafa tutacak seviyeye gelmişti. Yakında, çok yakında... Bu mafya ailesinin sonunu getirecek kişi kendisi olabilirdi.

       Aradığı odanın önüne gelmesiyle kafasını sağa sola salladı ve düşüncelerini dağıttı. Henüz böyle hayaller kurması için çok erkendi. Adrien daha 25 yaşında olmasına ve iki yıl önce ailenin başına geçmesine rağmen, kendi konumunu çoktan sağlama almış biriydi.

Ona kafa tutmak istiyorsa, yenmesi gereken birkaç engel daha vardı.

        Derin bir nefesi içine çekti ve kapıya üç kere vurdu, ardından duyduğu 'gel' komutu ile içeri girdi. Odadaki tek ışık kaynağı masanın üzerinde duran kokulu mumlardı. Bu nedenle, gözlerinin loş ışığa alışması için birkaç saniye hareketsizce beklemek zorunda kaldı.

       En sonunda, karanlığa alışan gözlerini açıp kapattı ve masaya yaslanmış olan Adrien'a baktı. Genç adam her zamanki gibi basit bir polo kazak ve kumaş pantolonun içerisindeydi. Klasik mafya babaları gibi takım elbise takıntısı ya da gömlek fantezisi yoktu.

Yine de, yüzündeki gülümseme genç adamın tehlikeli olduğunu göstermek için yeterliydi-

"Neden geldiğini söyleyecek misin? Yoksa Adrien ile bakışmaya devam mı etmek istersin?"

        Cas duyduğu ses ile bakışlarını odanın köşesine çevirdi ve karşısındaki kişiyi şaşkınlıkla inceledi. Aralarında yalnızca birkaç metre olmasına rağmen genç kızın varlığını bile hissetmemişti. Bu, kendisi gibi Çin mahallelerinde yetişen biri için alışılmadık bir durumdu.

       Yine de, bunun yalnızca bir tesadüf olduğuna karar verdi ve dikkatini tekrar Adrien'a çevirdi. Odanın köşesindeki kızı daha önce Adrien'ın yanında hiç görmemişti. Yüksek ihtimalle, sarışın gencin canı sıkıldıkça kullandığı fahişelerden biri olmalıydı.

        Dikkatini tekrar toparladı ve "André..." dedi sesini olabildiğince kısarak. "André Bourgeois dün gemiden indirilen yük kasalarından birinde ölü bulundu."

        Ne tepki vereceğini görmek için Adrien'ın gözlerine baktı, ancak herhangi bir duyguya rastlamayarak yutkundu.

Adrien'ın bu olaydan şüphelenmesi mümkün değildi, mümkün değildi-

        Zihnindeki düşünceler birbirine girerken, boynunda hissettiği baskı ile irkildi ve geriye doğru bir adım attı. Ardından, gözleri mum ışığında parlayan bir çift mavi göz ile buluştu.

Bu, az önce odanın köşesinde duran kızdı.

Ses çıkartmadan dibine kadar gelmiş, tırnaklarını boynuna sürtecek kadar ona yaklaşmıştı.

       "Ölü bulundu?" dedi kız kırmızı ojeli tırnaklarını dudaklarına koyup. Önce kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdı, ardından hafifçe gülümsedi. "İlkokulda sana cümle kurmayı öğretmediler sanırım."

"Ne demek istediğini anlamıyoru-"

        Göğsünde hissettiği ani acı ile gözlerini kıstı ve kesik bir nefes aldı. Ardından, boş bir çuval gibi dizlerinin üstüne yığıldı.

        Bu akupunktur muydu? Kız boynuna dokunduğu sırada iğne ile saldırmış, onu felç mi bırakmıştı? Hayır, bu mümkün değildi. Kendisi de Çin ailesinde büyümüş, onların tekniklerini öğrenmişti. Bu tarz bir saldırıyı fark etmemesinin imkanı yoktu.

Üstelik, hislerini kaybetmemişti. Yerdeki halıyı, parmak uçlarının temas ettiği iplikleri bile algılayabiliyordu.

      Şaşkınlıkla kafasını kaldırdı ve önünde diz çökmüş olan kıza baktı. Siyah saçları omuzlarından aşağıya sarkmış, üzerindeki elbisenin dekoltesini kapatmıştı. Uzun kahkülleri yüzünden görüşü engelleniyor gibiydi.

Şimdi düşününce...

Cas o mavi gözlerdeki bakışı çok iyi tanıyordu.

          Durumu fark etmesi ile derin bir nefes aldı ve bedenini geriye çekmeye çalıştı. Ancak faydasızdı, vücudu bir santim bile oynamıyordu. Belindeki silaha ve üzerinde taşıdığı onca kesici alete rağmen, kendini koruması mümkün değildi.

Bu durumun bir saldırıyla ya da kendisinin felç olması ile alakası yoktu.

Bedeni, duyduğu büyük korkudan dolayı hareket etmiyordu.

        Çünkü Cas, kendisine büyük bir öldürme isteği ile bakan kızı daha önce görmüştü. Sesini defalarca kez duymuş, Chanel marka parfümünün kokusunu ezberlemişti.

       Karşısındaki kız, Rus mafyasının kıdemlilerinden biri olan Markus'un manevi kardeşiydi. Nereden geldiği, ya da gerçek adının ne olduğunu bilen kimse yoktu. Bu nedenle Markus'un soyadını almış, onun koruması altında çalışmıştı. Ancak en sonunda kendi abisinin katili olmuştu.

Evet, buna hiç şüphe yoktu.

Başında dikilen kişi, bir ölüm meleğinden bile daha çok mesai yapan Marinette Dupain-Cheng'in ta kendisiydi.

       Cas kalbinde gittikçe büyüyen korku ile Marinette'e bakarken, genç kız bir süre sessizce onu izledi. Ardından, dudaklarının kenarları alayla yukarı kalktı. "André ölü bulundu demek yerine, André'yi öldürdüm demen gerekmez miydi? Paris'te işlenen suçlardan haberimiz olmadığını mı sanıyorsun?" dedi gözlerini kısarak.

       Esmer genç itiraz etmek için ağzını açmaya çalıştı, ancak kısa sürede vazgeçti. Karşı çıkmasının bir anlamı yoktu. André'yi öldüren kişi gerçekten de kendisiydi.

Marinette'in bunu biliyor olması onu hiç şaşırtmıyordu.

       Tüm olayı kenardan izleyen Adrien, yaptıkları konuşma sırasında acele etmeden masanın arkasına doğru yürüdü. Gıcırdayan bir çekmeceden Revolver'ını çıkartıp mermileri kontrol etti. Ardından, namluyu Cas'in alnına yöneltti.

Artık esmer gencin yaşamak gibi bir ihtimali yoktu.

       Yine de, Adrien'ın kendisine doğrulttuğu silaha bakarken, dudaklarını hafifçe araladı. "Nasıl..." dedi kısık çıkan sesiyle. "Bu kadar çabuk yükseldiğini... ya da başarılı olduğunu şimdi anlıyorum, Adrien. Ancak, sana son bir uyarı yapmama izin ver. Senin bir silah olarak gördüğün Marinette'in, sokak kedilerinden zerre kadar farkı yok. Ortaya çıkan ilk fırsatta, sırtında onun pençelerinin izleri olacak-

Başka bir kelime etme fırsatı bulamadı.

Çünkü artık, arkasında duran tablo kendi kanı ile kırmızıya boyanmıştı.

•──────•✦ ♥️ ✦•──────•

celine dianxia, 2022.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

3005 (adrienette)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin