İşe bir haftadır geliyordum ama bu bir haftada namjoon yada yoongi jungkook'u hiç getirmemişlerdi, telefon numaralarını değiştirdikleri için ulaşamıyordum da ve çok endişliydim.
Kafamı masaya koymuş üzüntü ile düşünürken kapı çaldı, kafamı kaldırarak "gir" dediğimde içeri namjoon girerek gülümsedi, heyecan ile yerimden kalkarak namjoon'un yanın gidip kucağındaki jungkook'u alarak "bebeğim, seni çok özledim" diyerek sıkıca sarıldım.
Jungkook sesli ve güzel kahkahalarını kulaklarıma doldururken namjoon'a dönüp sinir ile "neredesiniz siz ha, meraktan ölücektim" diyerek yerime oturdum ve jungkook ile ilgilenmeye başladım.
Namjoon tedirginlik ile "yoongi artık jungkook'u sana getirmememiz için tembihledi, bir hafta doktor doktor gezdik ama jungkook hiçbirinde rahat durmadı, en sonunda yoongi'yi ikna ederek buraya getirdim" diyerek kafasını eğdi.
Ben şaşkınlık ve sinir ile "ne demek bana getirme diye tembihledi, o bok çuvalı neyden bahsediyor ha , nasıl jungkook'u benden uzaklaştırmak istiyor" diye bağırdığımda jungkook yüksek sesimden korkarak ağlamaya başladı.
Namjoon kafasını eğdiğinde ağlayan jungkook'a sarıldım, yanağını öperek burnuna parmağımı koyup güldüm.
Jungkook hemen gülerken namjoon'a bakarak "jungkook akşama kadar bende kalıcak, gidebilirsin, çıkış saatinde gelirsin" dediğimde namjoon telaş ile "olmaz hoseok yoongi beni öldürür" diyerek baktı.
Umursamadan "görüşürüz namjoon" dediğimde namjoon kalkarak odadan çıktı, bir saat sonra ben yere örtü sermiş jungkook ile oynar iken kapı açıldı.
Yoongi sinir ile "jungkook nerede" diyerek yerde oturan jungkook ve bana baktı, kaşları çatıldığında bende sinir ile "ne oluyor yoongi, burası hayvan gibi dalacağın baskın yerin değil" diyerek jungkook'un eline oyuncağını vererek ayağa kalktım.
Yoongi "neden jungkook'u namjoon'a vermedin" dediğinde karşısında durarak "asıl sen neden jungkook'u benden uzaklaştırmaya çalışıyorsun" dediğimde beni kolumdan tutup kenarı çekti.
Kolumu bırakarak yere çömeldi ve elinde oyuncağı sallayan jungkook'u kucağına alarak kalktı, bana dönerek "birdaha senin çocuğuma dokunmanı istemiyorum" dediğinde öylece kaldım, odadan çıktığında içimde bir şeyler kopmuştu.
Yere çömeldiğimde gözyaşlarım akmıştı, resmen benden jungkook'u almıştı, o benim bir parçam olmuştu ve şimdi o parçam benden alınmıştı.
Hıçkırarak ağlamaya başladım.
Bir süre ağladıktan sonra kendimi toparladım, yerdeki oyuncakları toplayarak örtüyüde katlayarak kenarı koydum.
Masama oturdum, madem artık beni istemiyorsa bende yoluma bakardım ama jungkook'u görememek içimde büyük bir boşluk oluşturmuştu, o iri güzel gözleri, yeni çıkmış ön ve alt dişleri, tombul yanakları, yine gözlerim dolmuştu.
İki aydır jungkook'u görememiştim ve içimdeki boşluk gittikçe büyüyordu, yoongi ve jungkook hayatımdan çıkınca dahada sıkıcı bir hayata atılmıştım ve boğuluyor gibi hissediyordum.
Şimdi oturmuş üstümde mavi beyaz mang baskılı geceliğim ile elimde dondurma film izliyordum.
Telefon çalınca arayana baktım, namjoon yazısını görünce açarak "efendim namjoon" dediğimde namjoon "hoseok yoongi eve gelmeni istiy-" daha cümlesini tamamlamasına izin vermeden "beni istemeyen birinin evine çağırıyor diye gelmem, başka kapıya gitsin" diyerek telefonu suratına kapattım.
Telefon yine çalınca sesini kapatarak film'e döndüm.
Kapı alacaklı gibi çalınca kaşlarımı çatarak kalktım, delikten bakmadan kapıyı açarak "ne oluyor amk" dediğimde yoongi'yi karşımda görünce sinir ile "siktir git" diyerek kapıyı kapatıcak iken fırsat vermeden kapıyı sert bir şekilde ittirdi, kapı duvara çarparak gürültü çıkarttı.