Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman y...
Merhabalarr :) Yeni bölümümüz de Yyyu(Yere Yakın Yıldızlara Uzak) ve bir arkadaşımızın olan Talona Tiyatrosu adlı kitaplarının yorumlayacagım. Yorumlar tamamen bana aittir. Ayrıca burdan beni en baştan beri destekleyen Oy ve yorumlarını eksik etmeyen takipçilerime teşekkür etmek istiyorum. Iyiki varsınız 400 okunmayi geçtik. Hepinize tek tek teşekkür ederim 🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yere Yakın Yıldızlara Uzak Konusu Bestegül adında baş karakterimiz dershaneye gitmek için evden çıkar, başına geleceklerden habersiz şekilde metroya biner ve metroda iken üzenlerine devrilen bina yüzünden orada mahsur kalırlar ve13 kişinin yaşam mücadelesini anlatan yyyu başlar.
Yere Yakın Yıldızlara Uzak Kitap yorumu Sanırım bu kitapta değineceğim noktalar çok Öncelikle beğendiğim noktalardan bahsedeyim;
Sanırım kimse kitabın kötü sonla bitmesini sevmese de ben öyle düşünmüyorum. Bazı hikayelerin, kitapların kötü sonla bitmesi gerekir. Veya ne bileyim belki ben kötü son seviyorumdur.
Ama şöyle düşünün oğuz ve bestegül evli mutlu çocuklu bitse kitap Sanırım bu kadar sevilmezdi. Çünkü basit olurdu ben mesela bu kadar seveceğimi düşünmüyorum.
Başka bir nokta ise kitabın kurgusu yani Konusu eğer okumadıysanız konusundan yukarıda kısaca bahsettim kimin aklına gelirdi ki böyle bir kurgu ?
Ve şöyle bir ayrıntıda da bahsedeyim mahsur kalan insanların o yıkıntıların arasından sızan suyu bile hiç iğrenmeden içmeleri depremi çok güzel bir şekilde özetliyor. Veya susuz, açlıktan ölen insanları.
Evet şimdi beğenmediğim kısımlar dan bahsedeyim aslında benim kitabı okuduğumdan beri kafamda bazı şeyler tam olarak oturmadı.
Fark ettiyseniz burada kitabın anlatılış şeklini beğendiğimi belirtmedim ki bu benim Emine Tavuzun kaleminden okuduğum ilk eseri, ve şahsen anlatıs biçimini beğenmedim.
Maça kızı ve Sokak Nöbetçileri okuyanlar beni iyi Anlarlar ki bu kitaplarda bölümler uzun olur çünkü hersey en ince ayrıntısına kadar okurun kafasında canlanır ve uzun uzun betimleme ve açıklamalar ile hafızaya kazınır.
Ama yyyu bu fazla yok kitap zaten kısa, ve hersey film izler gibi geçiyor ben isterdim ki orada kalmak ne demek ailesinden ayrı kalmak ne demek, uzun uzun anlatılsın ama öyle değil o kısımları da değinilmiş deginilmemis asla diyemem ama daha çok bestegul ve oğuzun aşkı ön planda.
Yada ben klasik kitaplarda herseyin yavaş olmasına alıştım ve bu farklı geliyorr 🤐
Yani söylemek istediğim şu ki bir yerde aç susuz, ailenizden ayrı mahsur kalıyorsunuz. Ama hala aşık olduğunuz çocukla diğer sorunları hiç takmadan ilgilenebiliyorsunuz. Şahsen ben kendim o durumda olsam zaten o kurtarmaya gelecek insanların o binayı aşıp gelmeleri 3 ,4 gün sürer. Su ve yemek bulmalısınız yani kurtulup kurtulmayacagınız bile belli değil, ben olsam ne uğruna olursa olsun diğer insanların sularını, yemeklerini alır ve kimseyle paylaşmazdım. ( Ben açgözlü değilim ya kim olsa öyle yapar ben susuzluktan gubreli suyu icmisligim var jsjssb )
