Sene 2003
Necla Çelik (Ahmet'in Annesi-Necla Hanım)
Adnan Çelik (Ahmet'in Babası)
Abi(Adnan'ın çalıştığı patronu-Karanlık işlerin başında gelen liderlerden)
Cemal(Adnan'ın arkadaşı ve Abi'nin adamı)
Necla Hanım-Ahmet oğlum hadi sen yat ben babanı beklerim.
Ahmet-Tamam ama babam gelince beni uyandır olurmu.
Necla Hanım-Tamam tamam oğlum hadi çok geç oldu sabah erken kalkıp okula gideceksin.
Ahmet yatağına uzandı fakat bir türlü uyuyamıyordu içinden kendi kendine konuşmaya başladı.(Yine saat çok geç oldu babam daha eve gelmedi.Normalde saat gece 12 yi geçince yanında birkaçtane kaba duruşlu,sert tuhaf adamlarla birlikte gelirdi.Çok uykum var ama babamı kaç gündür görmüyorum çok özledim birkaç dakika yatakta uzanarak bekliyim.)Ahmet'in göz kapakları daha fazla uykusuzluğu kaldıramaz ve tam uyumaya karar verdiğinde kapının zili çalar.Ahmet kapıya doğru koşar ve kapıyı açar fakat karşısında babası değil birkaç polis memuru vardı.Ahmet korkar ve donakalır o sırada annesi kapıya gelir.
Necla Hanım-Buyrun memur bey.
Polis Memuru-Burası Adnan Çelik'in evimi?
Necla Hanım birşeyler olduğunu sezmiş ve,
Necla Hanım-Evet ben eşiyim yoksa yoksa eşime birşeymi oldu.Lütfen doğru söyleyin lütfen.
Polis Memuru:Eşinizin cesedini bulduk.Teşhis için Adli Tıp 'a gitmemiz gerekli.
Necla Hanım kendini yerden yere vuruyordu hiçkimse Necla Hanımı tutamıyordu.Bir polis memuru Ahmeti oradan götürme çabasındaydı.Ahmet'in kanı donmuştu adeta.Hiç hareket etmiyordu.Nefes aldığı bile anlaşılmıyordu.Yaşam belirtisi olarak donuk gözlerinden akan birkaç gözyaşı gösterilebilirdi belkide.Necla Hanım ve Ahmet polis aracına bindirildi ve Adli Tıp'a götürüldü.Necla Hanım cesedi teşhis etti.Kocasının öldüğüne hala inanamamıştıki ta ki soğuk cesedini ve alnının tam ortasındaki kurşun yarasını görene kadar.Necla Hanım cesedi teşhis ederken bayılmış ve hastaneye kaldırılmıştı.Oğlu Ahmet hala hiçbirşeyin farkında değilmiş gibi yaşayan bir ölü misali tepkisiz ve kendinde değildi.Sadece sessiz sessiz ağlıyordu.Konuşmasa bile gözlerinden akan birkaç damla gözyaşı onun o anki içinde yaşadığı durumun özetiydi.Necla Hanım yere düştüğünde kafasını yere vurduğu için 24 saat hastanede müşahede altında olmak zorundaydı.Ahmet annesinin sedyesine yaslanmış ve babası Adnan Bey'in ölüm haberinin ardından yaşadığı suskunluğunu bozdu ve,
Ahmet-Annee sölesene babam birdaha gelmeyecekmi?
Necla Hanım durgun ve donuk gözleriyle sessizliğini koruyordu hiçbirşey sölemiyordu belkide söleyemiyordu.Ahmet ağlayarak tekrarladı.
Ahmet-Annee anneee babam gelmiyecekmii,hiçmi gelmiyecek,o bizi bırakmazki hiçç bırakırmı,gelirr anne dimii gelirrr.
Necla Hanım sedyeden doğrularak kalktı ve oğluna sımsıkı sarıldı.
Necla Hanım-Gelmez olurmu gelir tabi ama biz onu göremicez okadar, hiçç bizi bırakırmı oğlum bırakabilirmi.
Ahmet-Ya birgün senide göremezsem anne sende görünmez olmazsın dimi.Sende bırakmazsın beni.
Necla Hanım-Sana söz veriyorum oğlum.Allah'ın izniyle seni hiç bırakmıcam.
Ahmet in acısı hiç azalmadan dahada artsada,güvensizliği ve korkusu annesinin bu sözlerinden sonra bir nebze olsun azalmıştı.Tam o sırada müşahede odasına tipi bozuk siyah paltolu ve kirli sakallı bir adam girdi.Bu adam Ahmet'in babasının samimi bir arkadaşıydı.Evett evet bu o bu Cemal.Cemal yavaş ve sakin adımlarla Necla Hanım ın yanına oturdu konuşmaya başladı ...
Cemal-Başın sağolsun yenge.Öncelikle Adnan sevdiğimiz bir kardeşimizdi çok üzüldük.Ama bizim işlerde yalnışada yalnışı yapanada yer yok bilirsin.Hadi ben gidiyorum.Heeeee Abi'nin selamı var.Polislere bizden bahsetmemeni hatırlatmama gerek yoktur heralde.
Necla Hanım-Allah belanızı versin seninde Abi'ninde.Pislik herifler kocamı siz öldürdünüz.Siz görüceksiniz.
O sırada birkaç hemşire Necla Hanım'ı sakinleştirmek için odaya girdi ve Cemal o sırada odadan çıktı ve koşar adımlarla hastaneden uzaklaştı...