xiao: bi'şey diyeceğim
xiao: saat kaç oldu scara eve gelmedi.
xiao: telefonunu da açmıyor.
heizou: harbi mi
heizou: kazuha'nın manit yapmasını kaldıramadı çocuk.
kazuha: telefonu kapalı.
venti: scara yapmazdı böyle ya
venti: sabah benden sigara aldı ben de görmedim sonra.
aether: annesini arayayım mı?
xiao: dur insanları endişelendirmeyelim. gelir sanıyorum.
aether: bi'şey olmaz ya onun annesi tatlı kadın aslında
aether: ben bir konuşiyim
heizou: scara'nın annesiyle neden bu kadar içli dışlı bu çocuk?
xiao: benim de babamla arası iyi
venti: orta yaşlı insanlar arasında popüler bence
heizou: ya da dilf/milf avcısı
heizou: ben scara'nın annesini gördüm bu arada
heizou: kadın allah
heizou: öyle bir kadından böyle bir çocuk
venti: kanka böyle konuşuyoruz da
venti: biraz da aether'in abisini abartalım.
xiao: dainsleif mi?
xiao: kral adam bu arada.
venti: adamı görünce miyavlayasım geliyor
xiao: iyi adam.
heizou: kazuha nereye gitti?
venti: scara'ya ulaşmak için arkadaşlarını arıyordu.
xiao: boşu boşuna fazla mı endişelendik acaba?
kazuha: kimse nerde olduğunu bilmiyor ya
aether: ei'yi birkaç saat önce aramış
heizou: eee?
aether: klasik, kavga falan etmişler.
heizou: yalnız kalası gelmiştir diyeceğim ama scara daha çok problemlerini küçümseyip dalga geçen bir tip
xiao: konuşmanın içeriği neymiş ya? nerde bu çocuk?
xiao: hiç mi merak edip sormamış annesi?
aether: biraz sarhoşmuş herhalde
kazuha: kapı çalıyor
kazuha: lütfen gelmiş olsun.
***
kazuha hızlı adımlarla süitin kapısına yürüdüğünde aether'in çoktan kapıyı açmış olduğunu görmüştü. kapıya yaslanan scara, son derece kendinden geçmiş görünüyordu. öne doğru sendelediğinde hızlıca yetişip kolunun altına girdi kazuha.
scara onu ittirip banyoya doğru yürümeye başladı. "kimseye ihtiyacım yok." koyu renk saçları gözlerini perdeliyordu. bataryası bitik görünen telefonunu çamaşır makinesinin üzerine fırlattı ve üzerindekinin ense kısmından tutup çekiştirdi.
kazuha'nın kaşları bir çatı halini alırken odadan çıkan xiao tek kaşını kaldırdı. "seni merak ettik."
scara sonunda kazağından kurtulup başını kaldırdığında yüzündeki yara görünür olmuştu. elmacık kemiğinde küçük bir açılma ve biraz ezik vardı. ellerindeki eklem yerlerinin de tahriş olup aşındığı gözle görülüyordu. "bir bok döndüğü yok. hepiniz işinize bakın."
salondaki koltukta oturan heizou dikelip koltuğun arkasına yaslanarak onlara dönmüştü. "kavga etmişsin, içmişsin. bir şey yok diyorsun. senin kadar mal adam görmedim ben."
scara duvara yaslanıp yüzünü tuttuğunda kazuha ona yaklaşıp omzunu kavradı. "gel bir bakalım şu yaralarına."
scara onun gözlerinin içine baktığında kazuha irkilmişti. bakışları ıslaktı ama çok da sertti. insanın yüzüne tokat gibi çarpıyordu. "beni rahat bırak." dedi. "yalvarırım, rahat bırak."
kazuha onun omzunu bıraktığında bir iki adım geriledi. aether kolunu tutmuştu, scara sendeleyerek banyoya girdiğinde hala kendi kendine söyleniyordu. "git... sadece git." sanki gözlerini kapattığında bile orda olan bir hayalete karşı konuşuyordu.
[yazar notu; ara sıra düz yazı ekleyebilirim böyle. eğer isterseniz full text de gidebiliriz.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kısa ve depresif [anemo boys text]
Fiksi Penggemarkampüsteki bütün kısa boylu ve terapi ihtiyacı olan çocukların aynı odaya düşmesi kaderin cilveli bir oyunuydu. [xiaoven + kazuscara]