Bölüm 8

971 27 11
                                    

Vücudumun titremesi geçmiyordu ona olan korkum her salise (saniye) artıyordu

Kollarımı saran sıcak eller bana dokunmadan önce gözlerimi sıkıca kapatmıştım

"iyimisin?"

Bana soruyu soran kişi sukuna değildi. Sesindeki tereddüt, boğazında oluşan sert yutkunma sesi

"hareket edebilirmisin?"

Gözlerimi bana bakan kahvenin koyu tonu çift gözle birleştirmiştim.

"iyim teşekkür ederim s-sukuna nerede"

Cevapla karışık sorduğum soruya kafasını eğmişti omzundan akan kanın gidişi bütün kıyafetini sarmıştı

Yüzünde oluşan darp izleri, itadori bu kötü haliyle dahi benim yanımdaydı

"sukuna onun alanına girmemden nefret eder benim fıtra sahama gidelim mi?"

"orası neresi? Sukuna benim yüzümden sana kızmasın"

"özür dilerim bana zarar veremeyecek belki ama geri döndüğünde sana verebilir lütfen benim ruh sahama gidelim"

"peki"

İtadori omuzlarımdan tutup kalkmama yardım etmişti, yere düşmeden önce attığım ilk adım karnıma bıçak saplanma hissine neden olmuştu

Doğru...

Ben az önce sukuna tarafından becerilmiştim. Yürüyecek halim ya da dermanım yoktu

Omuzlarıma gelen çift eller itadori benim için yere çökmeden önce fısıldıyordu

"yardım edebilirmiyim? Dokunmamdan rahatsız olmanı istemiyorum"

Anlayışlıydı. Böyle biri hayatına sukunayı alarak kendine büyük bir haksızlık etmişti

"teşekkür ederim ama ben burada kalayım lütfen buradan ayrılmazsam belki kızmaz"

İtadori.. Lütfen git halin yok dermanın yok bırak beni lütfen bende gelmek istiyorum ama yapamam

"seni bırakmak istemiyorum"

Kafamdan geçirdiğim bu sözler... Lütfen git itadori lütfen

"ben sukunayı seviyorum"

Başka türlü gidermiydi? Okuduğum röportajlarda gojo adlı hocanın söylediği gibi

_

"aramızda insanları kurtarmaya en çok meraklı kişi odur işte itadori yuuji"

"merhaba ben itadori"

Şehvetli yaptığı girişle bütün dikkatleri çekiyordu ikisinin enerjisi birbirine çok benziyordu ellerini iki yana açarak havayı kucaklar gibi yapan gojo sataru, ona ayak uyduran ve her ortama uyum sağlayan yuuji itadori!
_

"gerek yok hem seviyorum sukunayı lütfen sen git bana zarar vermez"

"sukunayı tanıyorum dediklerin beni zorlamamak için değil mi?

Başımı kaldırıp bütün duygularımı anlatmıştı gözlerim... Göz bebeklerim mahçupca bakıyordu gözlerine

" adını bilmiyorum ama sukuna zaten seni almaya geldiği gün bir kaç şeyler geveliyordu"

"nasıl yani?"

"türksün değil mi"

Ailemi benden iyi tanıyormuydu?

"benim sukunayla ne gibi bir alakam olabilir sukuna şuan nerede"

"sukuna şuan bana sövüyor çünkü az önce onu özel seviyeyle baş başa bıraktım"

"neler oluyor? ailem kim sukuna bizden ne istiyor benim ailem yurt dışında ölmedi ki"

"ailen ölü yurt dışındakiler kim yada kime ailem diyorsun bilmiyorum özür dilerim ailenin ölmesinin sebebi benim eğer zamanında sukunaya olan kontrolümü kaybetmeseydim"

Gözleri doluyordu yaşlar birer birer çenesine akın ediyordu aptalım suçu olmamasına rağmen kendisine bunları sordum. Kendini suçluyor

"senin elinde olan bir şey değildir itadori bundan eminim"

"benim hatamdı"

"sizi araştırdım sukuna beni rehin almadan önce"

"velet bitti değişeceksen yap şu laneti!"

Sesinin yankı yapması yetmiyormuş gibi bütün zihnimde onun sesi tekrar ediyordu

"üzgünüm gitmem gerek, özür dilerim kugisakiye zarar vermeden yer değişsem iyi olacak"

Kalkıp gidişini izliyordum gitmesini istemiyordum korkuyordum

-

"baba ben Hiçbirşeyden korkmam ne olur bana da okusan"

Sinirlenmiş bir biçimde babamın tozlu rafa kaldırdığı 3'e 1 geçe adlı kitaptan isyan ediyordum (gerçek bir kitap tavsiye ederim)

"hayır güzelim daha 11 yaşındasın"

"ama baba"

"ama babası yok tatlım baban bu konularda çok titiz biliyorsun"

"kime aile diyorsun bilmiyorum ama ailen öldü"

"hadi baba nolur"

"hayır güzelim babayı ofisinde yanlız bırakalım hadi"

Kollarına alıp götürmüştü annem beni babamsa benim gidişime bakıp bütün gülümsemesiyle bana el sallıyordu..

"yeniden gelin"

-

Anne... Baba...

Neredesiniz

.
.
Fikirleriniz neler?

RYOMEN SUKUNA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin