Bölüm 5

1.1K 36 10
                                    

FİTRİ SAHA
.
.
susmuştu hiçbir şey demiyordu... Ayağa kalkıp yavaş adımlarla kafataslarının üstünden geliyordu. Bu nasıl dengeydi, ayağının altından kayan kafatasları onu rahatsız etmiyordu yankılanan sesiyle konuşarak yürümeye başlamıştı...

-sen Türk aileden *****'nın kızısın değil mi?

-sanane!

-denilenler, haberler, bana yazılan yazılar benim hakkımda herşeyde "bağışlayıcı" diyorlar

Ortam sessizleşti ne alakaydı anlamıyordum ama içimden bir ses iyi şeyler olmayacak diyordu o günkü gibi...

-az önce sana yaşattığım ölüm tarzı acısızdı. Defalarca ölmek senin bana karşı nasıl davranman gerektiğini öğretecek

-ne?

Ellerini farklı açılarla birleştirdi. Karşımda duruyordu gözlerini gözlerimden hiç ayırmıyordu. Hayır aşk değildi bu, aşkla bakmıyordu, nefretlede bakmıyordu bomboş bakıyordu....
Ayaklarımın altında hissettiğim sıcaklıkla vücudumun boşluğa düşercesine verdiği tepki ve yanan vücudumla az önceki sözlerine anlam getirmiştim. Beni yakarak öldürüyordu!
Fazla acıyordu... Acıyor, acıyor, acıyor, derim sanki süzülüyor, yanıyordum
Bütün acılar bunun yanında bir hiçti
Sukuna neden ben!
Gözlerime inen perdeyle vücudum serbest kalmıştı...

-uyanmışsın

Konuşamıyordum başımda durmuş bana bakıyordu

-bu kadar çabuk öleceğini tahmin etmemiştim.

Yüzüne geçirdiği gülümsemeyle alay ettiğini anlamıştım. Her geçen saniye onunla benim aramda uçurum olduğunu bana gösteriyordu söylemiştim değil mi? O bir şeytandı

-daha bitmedi

Tekrar aynı his oluşmuştu beni yeniden yakacaktı
Yankılanan gülüşüyle benim burada canımı her geçen gün daha fazla yakıcağını anlamıştım

-yeniden günaydın

Dayanamıyorum o aynı acıları çekmek istemiyorum... Alışabilecek tür değildi, tekrar olmazdı hayır!

-sukuna...

Ağzımdan güçlükle çıkan tek şey onun adıydı

-ne istiyorsan yapacağım... Artık dur lütfen

Yüzüne bakacak halim bile yoktu bu tüm gücü değildi... Beni yanlızca ateşe atmıştı kendi gücünü kullanmamıştı bile. Görmek istemiyordum, onun o gücünü görmek istemiyordum bir çok yerde neler yaptığını duymuştum... Katliamlar, çoluk çocuk demeden katlettiği o görüntüler... Yok ettiği köyler... Yok olan kızlar... Hepsi sukunanın başının altından çıkmıştı onun öldüğü dönem kimse inanmamış her an sukuna gelicek diye herkes diken üstündeymiş zamanla katliamlar yok denecek kadar düştüğünde herkes rahat hayata geçmişti şimdi günümüzdekiler gibi... Ama geçmişte dünyada 980 bin köyü yok eden milyondan fazla katliam yaratan kimsenin yenemediği o adamla tek başımaydım...

-beni duymuyor gibisin

-özür dilerim

-ne şartla duracağımı biliyorsun

-hayır...

-benim dediklerimi yap ne pahasına olursa olsun

Yüzüne sırıtış eklemişti ne kadar zorlayabilir ki?

-seninle istediğim tarz konulabilir miyim?

-konulabilirsin yanmayı seviyorsan

Apaçık tehtid etmişti konuşamazsın demekti bu

-başlayalım

Şuan "neye" diye sormak isterdim ancak bana ne yapacağını kestiremiyordum... O klişe sözler olur ya "o ne kadar mafya olursa olsun bana gelince pamuk" diye hayır... Hepside yangının birer külüydü...
Az öncekine nazaren hızlı adımlarla tahtına doğru ilerledi

-saçlarımı yıka

Anlaşıldı... Beni birer köle gibi kullanacaktı işi bitince öldürüp kenara atıcaktı.. O kafataslarından birine dönüşeceğim artık nasıl öleceğimi biliyordum... Ama son zamanlarımı bu şekilde geçirmek zorundaydım üzgünüm küçüklükteki ben iyi yerlere gelemedin...

-beni duymazdan mı geliyorsun

-hayır ben öz-

-yıka!

Suyu nasıl taşicaktım.... Ama bu su değildi bu,bunlar kan.
Dehşete düşmüştüm bu adam kan ile mi yıkanıyordu
Hayır o bir lanet kan ile yıkanmak onun için sorun değil

-suyu neyle taşıyacağım

Yüzüme bakıp alayla gülüyordu.. Sanırım dediklerimi ne pahasına olursa olsun yap... Demek istediği buydu beni sürekli zorlayacak

-pekala kendi kendime konuşabilirim değil mi

Cevap vermemişti bu evet gibi birşey olabilirdi,hayır da olabilirdi endişeliyim

-kafataslarından sanırım taşıyabilirim

Kafataslarından birini almıştım. Korkuyorum o bir ceset ve ben onunla bu adamı yıkayacağım kim bilir nasıl ölmüştü...yavaşca kan karışmış suyu aldım fakat dolmuyordu... Benden imkansız şey istiyordu

-yapamayacak mısın yoksa?

-sukuna ben taşıyamıyorum

-gel

Gösterdiği yer ayaklarının tam önüydü. Parmağı ile gösteriyordu bana oraya oturmamı mı söylüyordu?

.
.
.
Son

RYOMEN SUKUNA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin