Wang Yibo kendini özgürlüğüne bırakmış, istediği gibi olmanın verdiği hissi ilk kez bu kadar doyasıya tatmıştı. Xiao Zhan'ın yanındayken kim olduğunun veya kim olmak için çalıştığının bir önemi yoktu, arkasını düşünmüyordu ilk kez. Yumuşacık çarşaflara sarınıp esaretin verdiği rahatlığı, güvenmenin verdiği hazzı ve tutkusunun getirdiği arzuyu tadıyordu şuursuzca.
Ona tüm yıldızları göstermesine izin vermişti, belki duygularına yenik düşmüştü ancak yıldızları yakından görmeyi sevmişti.
Öyle ya, yıldızlar da sıcaktı, yanına gereğinden fazla yaklaşınca yakardı.
"Zhan-ge?" Yanından kalkıp üzerine sabahlığını geçiren adamı izlerken dudakları arasına sıkıştırdığı sigarayı fark etti.
"Sigara içip geleceğim." Xiao Zhan komidinin üzerindeki çakmağına uzandığı sırada Yibo çakmağı tutup bakışlarını yukarı kaldırdı. "Burada içebilirsin." Yanımda kal. "Sohbet ederiz." Sarılırız.
Xiao Zhan önce duraksadı, ardından onun rahatsız olmayacağından emin olduktan sonra sabahlığıyla yatağın içine döndü. Bordo ipleri yatağın ucuna ve yere dağılmış, Yibo'nun bileklerinde ve bedeninde bıraktıkları izlerin anısına yorgunluklarını resmetmiş gibiydiler. Sigarasını yakıp dudakları arasına yeniden sıkıştırdıktan sonra Xiao Zhan bakışlarını onun bedenindeki bu solgun izlerde gezdirdi ve mırıldandı. "Yarın provaya gelmene gerek yok."
Yibo başıyla onaylayıp örtüyü kendi üzerine çekerken bedenini ona doğru çevirip yastığa sokuldu. "Bu gece de kalabilir miyim?" Sorusunun arkasında gizlenmiş bir başka soru, aslında hala bir ilişkisi olduğunu bildiği bu adamın evinde kalmasının doğru olup olmayacağı üzerineydi. Bu odada ilk kez özgürce sarmalandıklarından beri iki hafta geçmişti ve bu hafta ikinci kez deneyimlerini paylaşmak bahanesi altında sarmalamışlardı birbirlerini.
"Hmm-" Xiao Zhan onu başıyla onaylayıp dumanını üflediği sigarasını parmakları arasında tuttu. "Öyle huzurluyum ki ben..."
Yibo gergindi. Aldatan Xiao Zhan olduğu halde hissettiği suçluluk duygusu, Xiao Zhan'ın ellerinde sarmalanmış bir şekilde hissettiği hazzın gölgesinde kalıyordu. Bir kez olsun kendi istediği gibi yapmak istemişti. Bir kez olsun özgür olmak, duygularını dinlemek, dürtülerine kulak vermek... "Tüm büyüyü parmakların yapıyor, kusursuz düğümler-"
"Hayır." Xiao Zhan gülümseyerek sigarasını küllüğe bastırdı ve yatakta kayarak onunla aynı hizaya geldi. Bedenine hükmettiği gibi gözleri de gözlerine hükmediyordu sanki. "Bana yaşattıkların paha biçilemez. Büyüleyicisin Wang Yibo."
"Ya o?" dedi Yibo ismini söylemekten çekinerek. Dudaklarını dişlemeye başlamış, gözlerine bir buğu perdesi inmişti. "Zhan-ge onunla bunları yaşamayı hiç istemedin mi?"
"O istemedi." dedi Xiao Zhan gözlerini kaçırıp. Kaşları çatılmış, konunun buraya gelmesinden rahatsız olmuşcasına omuzları gerilmişti. "Uzun zamandır bir şey paylaşmıyoruz."
"Bunun yüzünden suçlu hissetmeni istemiyorum." dedi Yibo onun gerginliğini hissettiğinde, fısıldayarak.
"Ona ayrılmak istediğimi söyledim." Xiao Zhan gözlerini kapatıp hızlıca sözlerini kesti Yibo'nun. "Barışmak için sevişiyoruz, alışkanlıktan birbirimizin kollarına koşuyoruz ama ikimiz de gerçek duygularımızdan bahsetmiyoruz artık. Ben bu ilişkiden yoruldum." Gözlerini aralayıp kendini izleyen Yibo'nun şaşkın yüzüne gülümsedi. "Seninle paylaşacak deneyimlerim olduğu için mutluyum, en azından cinsel hayatım için tatmin olduğum geceler yaşıyorum."
Öyle ya, tabii, Wang Yibo onun için yalnızca cinsel hazdan ibaretti. Yibo'nun çaresizce kabul ettiği bu gerçek ona iyi gelip özgür hissettirse de yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spotlight has No Sense
FanfictionModa Tasarımcısı ve marka sahibi Xiao Zhan markanın yüzü ve defilenin baş modeli olması için yeni bir yüz aramaktadır. Model Wang Yibo ise ilk görüşte etkilendiği bu adamın iş teklifini kabul edecektir. Ancak Wang Yibo'nun karmaşık geçmişi ve Xiao Z...