Siraç, o gün biraz daha erken kalkmıştı. Üstünde ki pikeyi bacaklarıyla tekmeleyerek bedeninden ayırmıştı. Kışta olsa yazda olsa asla pijamalarla uyuyamazdı. Hep çıplak yatardı. Bedenini zorlukla yataktan kaldırarak, ayağa kalkmayı başarabilmişti. Hızla kalktığı için başı dönmüştü Siraç'ın. Dolabından destek alarak, gözünün önünde ki perdenin kalkmasını bekledi. Karanlık ve baş dönmesi durduğunda, yavaşça küçük banyosuna yöneldi. Zemin soğuktu ve çıplak ayakları üşüyordu. Banyoya geldiğinde ilk önce tuvalet ihtiyacını karşıladı, daha sonra yüzünü yıkayıp, yumuşak havlusuyla kuruladı. Odasına tekrar yöneldiğinde aklına bu gün alışverişe çıkması gerektiği geldi. Siparişler ve alışveriş dışında fazla çıkmazdı dışarıya Siraç. Sevmezdi sabahları, geceleri severdi,gece dışarı çıkardı. Gecelerin havası ayrı bir hoştu. Kendini sevmezdi genç kız.Öyle bir kusuru da yoktu, aksine kendini ne kadar güzel bulmasa da güzel bir kızdı. Kıvırcık saçları, kahverengi büyük gözleri gerçekten güzeldi. Ama kendini genede güzel bulmazdı, ego tatmin etmek için değildi bu düşüncesi, özgüvensizliğinden kaynaklanıyordu. Dolabından her zaman giydiği siyah pantolonunu giymişti. Üstüne siyah atlet ve beyaz bir kapüşonlu giymişti. Çalışma masasından alışveriş listesini alıp kapüşonlusunun cebine koymuştu. Dolabının altında ki saç spreyini alarak kıvırcık saçlarına gelişi güzel sıkmıştı. Telefonunu yastığının altından alarak, kahvaltı bile yapmadan evden çıkmıştı. Zaman kaybetmek istemiyordu çünkü bir sürü siparişler bekliyordu. Dün gece bir kişi 2 tepsi boş poğaça, 1 tepsi peynirli börek ve 1 tane meyveli yaş pasta sipariş etmişti. Bugün tek uğraşı bu olacaktı. Yorulacak gibi görünüyordu çünkü yardımcısı olmadığı için siparişleri teslim yerine kendi götürüyordu. Dün sipariş veren kişinin teslim yerini daha bilmiyordu bile. Sokağın sonunda ki markete geldiğinde hızlıca listede ki gerekli malzemeleri almıştı ve bir miktar para ödeyip, fiş alma gereği duymadan, kasiyerin yüzüne dahi bakmadan çıkmıştı.
*
Saat 16.22 olduğunda, Siraç sonunda tüm siparişleri bitirmiş, teslim yerine getirmişti. Adres yazan kağıdı buruşturup, cebine sokarken başını kaldırdı genç kız. Tam da sitenin önünde duruyordu ve burası gökdelendi. Zengin olmalı diye düşündü genç kız. Ayrıca yiyecekleri de lezzetli olmalıydı, yoksa bu lüks yerde neden sipariş istensin ki ? Elini kapüşonlusunun cebine atıp, adres yazan kağıdı tekrar aldı genç kız eline.''Etin sitesi 120/23''
120.kat mı? diye düşündü genç kız. Yüksekten çok korkardı. Ölümüne. Neyse ki asansör vardı.Site girişinde ki güvenliğe elinde ki paketleri göstererek otomatiği açmasını istedi, kapı açıldıktan sonra genç kız yürümeye devam ederek 2.bloktan içeri girdiğinde başka bir evrende sandı kendini. Bina bu kadar güzelse kim bilir ev nasıldı ? Asansör'ün düğmesine bastığında 30.katta olduğunu gördü. Anlaşılan daha bekleyecekti. Gözünü tekrar binanın içinde gezdirdi. Çeşitli çiçekler, süsler vardı. Girişte''Hoşgeldiniz ''yazısı ve her iki tarafta büyük saksılı çiçekler. Aslında böyle lüks yerlerde parası olsa da oturmazdı. Sosyete kadınlar, ne kadar anlayışlı görünse de dedikoducu kadınlar ve daha fazlası.
Asansör geldiğini işaret eden ses kulaklarında yankılandı genç kızın. Kapıyı açtığında asansörün tamamen şeffaf olduğunu gördü. Zeminde durduğu için korkutucu olmuyordu lakin 120.kata çıkarken zor olacaktı onun için. Asansöre bindiğinde 120.kata bastı. Asansör yükseldikçe aşağı bakmamaya özen gösteriyordu genç kız. Korkuyordu, fazlasıyla. Tek elini asansörün saydam camına koyup, gözlerini kapattı genç kız. En sonunda 120.katta olduğunu bildiren çınlama sesi kulaklarında yayıldı. Gece, derince iç çekerek asansörün kapısını açtı. Bina iki daire üzerineydi. 23 numara yazan kapıya yöneldi genç kız, çelik kapıda''Bebek uyuyor, lütfen zile basmayınız.''yazıyordu. Kapüşonlusunun kollarını biraz daha çekerek iki kere kapıya vurdu genç kız. Kapıyı bir adam açtığında, Siraç gözlerini adamın üzerinde gezdirdi. Altında siyah bir kot pantolon, üstünde ise gri,kırçıllı bir kısa kollu vardı. ''Siparişleriniz ''dedi genç kız. Elinde ki paketleri adama uzatırken adamın yüzüne bakmayı ihmal etmedi. Çok gençti, en azından genç duruyordu. Siraç adama bakarken Kim bu kadar gençken çocuk yapar ki ? diye düşündü. Aslında yanlış bir şey değildi fakat o yapmazdı. Genç adam Siraç'ın eline parayı uzatırken çarpık bir gülüş attı. Genç kız kendini gülümsemeye karşılık verirken yakaladı. Adamın gülüşü güzeldi, fazlasıyla. Her erkeğin gülüşü güzeldir diye düşündü genç kız. Gerçi pek erkek arkadaşı da yoktu. Erkeği bırak kız arkadaşı da yoktu ki. Kimsesi yoktu. Gürültülü bir ses kulaklarında yankı yapınca irkildi genç kız. Adam kapıyı yüzüne kapatmıştı. ''Gerizekalı''diye düşünmeden edemedi genç kız.
Herkese merhaba !! Bu ilk hikayem diyebiliriz, önceden bir tane yazmıştım ama 2 bölümlüktü bu yüzden bu hikaye benim için yeni bir başlangıç olacak. Umarım hikayemi beğenirsiniz. İlk bölüm diye çok kısa tuttum bölümü ama merak etmeyin 4-5 sayfa ilerleyerek bölümler bayağı uzun olacak. İlk bölüm nedeniyle +100 olunca yeni bölümü yayımlıyacağım. Hikayemi okuyan herkesi kocaman öpüyorum ! Düşüncelerinizi yorum ile belirtirseniz çok mutlu olurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKİLNA
Teen FictionGece, her gün daha da karanlık oluyorsun, her gün daha geç saatler oluyorsun. Kaç, kaçman gerek. Seni sen yapan tek şeydir çocukluğun. Korkuların, utançların, haykırışların... Kaç Gece. Kaçtıkça tutunmaya çalışacaksın. Seni öldürüp, üstünde çiçek ye...