Tamtamına bir saat geçmişti.
"Ablaa daha nekadar bekliyeceğiz?"
"Bekle birazdaha ablacım" diyerek huzursuzluğu geçsin diye gülümsedim ve biranda kapı çıtırtısını duydum.
Sonunda kabullendi diyerek sevindim.Kapıyı kapatıp suratımıza bile bakmadan dışarı çıktı.
Ne kadarda huysuz ya..
Pelin yine mızmızlanarak,
"Ablaa acıktım"
Elimde kalan taksi parasını cüzdanımdan çıkartıp,
"Pelin sen burda bekle ablacım ben pastane bulup birşeyler alıp geleceğim burdan ayrılma"
diyerek saçına küçük bir öpücük kondurarak çıktım, yürümeye başladım.Etrafım ağaçlarla doluydu, Boranın yanındaki çocuğu görerek,
"Bakar mısın?"
Kafasını çevirerek,
"Buyur güzellik"
Dedi. Bi an şaşırarak,
"Şey yakında market, cafe veya pastane varmı ?"
"Evet var, Lara diye bir yer var hem market hem de cafedir, hem bizim borada cafesinde çalışıyo , az ileride sağa dönersen görürsün "
"Peki sağol"
Diyerek hızlı adamlarla uzaklaştım..
Ne gevşek insan ya..
Vardığımda Cafe bölümüne girerek ne alacağımı düşündüm, ordan bir ses,
"Hoşgeldiniz Azra Hanım"
"Ah Bora hoşbulduk , ben birşeyler alıcaktım da karar veremedim"
"Pizza ya ne dersin?"
"Olur"
Diyerek gülümsedim.Sonra camdaki afişi gördüm.. Garson aranıyor yazıyordu.
On dakika geçergeçmez Bora yanıma geldi."Şu camdaki ilan..."
Derken Bora hemen atladı.
"Aa evet garsonluk için, bir eşe ihtiyacım var"
Gülümseyerek dedi. Ordan bir ses,
"Pizza hazır!"
Kasaya doğru yönelip parayı uzattım pizzayı aldıktan sonra, Bora seslendi,
"Görüşürüz, afiş aklında bulunsun"
"Ah tabii, görüşürüz"
Deyip çıktım.Evin bahçesine girdiğimde pelin yoktu..
Nereye gitti bu kız? Onuda kaybedemem.. Hayır olmaz..
Diye korkarken evin kapısı açıldı.
"Ablaaaa"
Diye seslendi Pelin. Onu görünce içim rahatlamıştı.
"Nasıl girdin içeriye?"
"Mustafa dedem aldı içeriye, gelsene abla"
Dedi ve içeri girdim. Huysuz sert bi şekilde,
"Sizi eve aldım diye sizi seveceğimi sanmayın sonuçta siz o ikisinin parçalarısınız şu odada kalıcaksınız sese tahammülüm yok, kahvaltı saat 8'de akşam yemeğide saat 8'de unutmayın,şimdi gidin odanıza"
Dedi bavulları alıp odaya geçtim.
Çok çekeceğimiz var çok...
"Ablaaa çok acıktım, ne aldın?'
"Ta daaa Pizzaa"
Diyerek gülümsedim.Yemeği yiyip uyumaya karar verdim, yarın ilk işim Pelini okula kayıt etmekti..
-BORA-
Can seslenerek,
"Hadi Bora nerde kaldın?"
"Geliyorum şu üzerimdeki önlüğü çıkartıp"
Dedim.O sırada telefonum çaldı.Arayan Betüldü.
"Biz Uğurla sahile geçiyoruz, biralarımızıda aldık mutlaka geliyorsunuz"
Deyip suratıma kapattı.
Deli kız yaa..
Betül ve Can en güvendiğim, sevdiğim ve en çok kaybetmekten korktuğum insanlardı. Ne yazıkki bundan 2 yıl önce ilk aşkım olan Nisayı kaybettim. Betül ve Can olmasaydı toparlanamazdım, İnsanın Sevdiği birinin ölmesi kadar acı bir şey yok..
Can bağırarak,"Bir önlüğü çıkartmak bu kadar mı uzun sürer be"
"Geldik be birader.."
Sahile geldiğimizde Betüllerin yanına giderek, Betülün elindeki birayı alarak yudumladım.Betül bana bakarak,
"Nerde kaldınız?"
Can lafa atlayarak,
"Borayı bekledik, beyfendi anca önlüğü çıkardı"
Dalgaların kıyıya vuruşunu seyrettik sessizce..Sessizliği bozan Betül'dü.
"Ya merak ettim bu Mustafa amcanın torunları mı varmış?"
Can,
"Evet evet çok tatlı bir kız adı neydi?"
Bir anda yüksek bir sesle "Azra" dedim.
Can'da gülümseyerek,
"İsmide kendisi kadar güzelmiş değil mi?"
"Evet"
Diyerek gülümsedim. Betül sinirli bakışlarıyla,
"Hiç te bile"
Dedi..